Turkish: Ali Mary'ye borçludur.
English: I'm indebted to you.
Turkish: Ben sana borçluyum.
English: I am indebted to him.
Turkish: Ona minnettarım.
English: Ali doesn't like to be indebted to anyone.
Turkish: Ali başkasına borçlu olmayı sevmez.
Be greatly indebted to someone for : Birine çok minnettar olmak. Bir kimseye çok borçlu olmak.
Be indebted to somebody : Minnettar olmak. Teşekkür borçlu olmak.
Indebtedness : Borçluluk durumu. Minnetarlık. Borçluluk. Müdana. Minnet. Borçlanma. Minnettarlık.
Balance of international indebtedness : Uluslararası borçluluk dengesi. Bir ülkenin dış dünya ile toplam varlık ve yükümlülüklerini miktar, tür ve vadelerine göre ayrıştırarak ülkenin net borçlu ya da alacaklı olduğunu, ülkenin belli bir andaki uluslararası yatırımlarının durumunu gösteren hesap.
Bill of indebtedness : Alınan bir kredinin geri ödeneceğinin sözü olarak verilen taahhüt içerici senet. Borç senedi. Borçluluk senedi.
Indecent : Kaba. Hayasız. Çirkin. Uygunsuz. Yakışıksız. Yersiz. Galiz. Utanmaz. Açık saçık. Gereksiz.
Indebtment : Borçlandırma.
Indeciduous : (botanik) belirli zamanlarda dökmeyen (yapraklarını). Her yıl yapraklarını dökmeyen (ağaç veya bitki). Belirli mevsimlerde dökülmeyen. Yapraklarını dökmeyen.
Indecency : Açık saçıklık. Uygunsuzluk. Gereksizlik. Ahlaksızlık. Yersizlik. Hayasızlık.
Indecencies : Açık saçıklık. Ahlaksızlık. Uygunsuzluk. Yersizlik. Gereksizlik.
Sözcükler, direkt olarak Indebted ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Drawee : Havale alan. Muhatap. Poliçe muhatabı. Poliçe keşide edilen kişi. Tahsil talimatı uyarınca kendisine ibrazın yapılacağı kişi. bk. lehtar. Keşide edilen. Karşıt. Belgit, ödek ve çek paralarını ödeyecek olan kişi. Çekin adına kesildiği kişi. Poliçeyi ödeyecek olan.
Debtors : Borçlular. Borç hanesi. Kredi alanlar.
Touched : Kaçık. Bozuk. Üşütük. Dokunulmuş. Müteessir. Deli. Mütehassis. Keçileri kaçırmış.
Debited : Borç olarak kaydedilmiş. Borçlu duruma getirilmiş.
Obliger : İyilik eden kimse. Taahhüt altına girmiş borçlu. Zorlayıcı.
Obligated : Mükellef olan. Kendini adamış. Zorunlu. Mükellef. Bağlı. Yükümlü olan. Yükümlü.
Beholden : Medyun.
Drawees : Keşide edilen. Poliçe muhatabı. Üzerine poliçe çekilen kişi veya banka. Senet alan kimse. Havale alan. Keşideci. Poliçeyi ödeyecek olan. Çekin adına kesildiği kişi. Muhatap.
Obligator : Yükümlü. Zorunda bırakan kimse. Mecbur eden kimse. Zorlayan kimse.
In the red : Sinyal seviyesi çok yüksek ve arızaya neden olabilir. Borç içinde. Zararda.
Indebted synonyms : borrower, in hock, appreciative, thankful, debitor, debtor, grateful, in debt, appreciatory, obligers, obliged.
Unobligated : Rehin bırakılmamış. Söz verilmemiş. Mecbur edilmemiş. Zorunda bırakılmamış.
Indebted kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Brought into debt. Being under obligation. Beholden. Held to payment or requital.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Indebted kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Indebted ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Indebted anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Indebted ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.