Turkish: Bir yetenek ajansı aktörleri temsil eder.
English: The Japan Meteorological Agency has revised the magnitude of the eastern Japan quake from 8.8 to 9.0, the largest recorded in world history.
Turkish: Japonya Meteoroloji Ajansı doğu Japonya deprem büyüklüğünü 8.8 den 9.00'a kadar tekrar inceledi, dünya tarihinde en büyük kayıt.
English: Ali started an advertising agency.
Turkish: Ali bir reklamcılık ajansında başladı.
English: The basic job of an advertising agency is to figure out how to turn a desire into a need.
Turkish: Bir reklam ajansının temel işi nasıl bir isteğin bir ihtiyaca çevrileceğini bulmaktır.
English: ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
Turkish: ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
Agency agreement : Ajans sözleşmesi. Acentelik sözleşmesi.
Agency business : Komisyonculuk. Aracılık faaliyeti. Aracılık. Acentelik.
Agency contract : Acentelik sözleşmesi.
Agency fee : Acentelik ücreti.
Agency fees : Acentelik ücreti.
Jewish agency emissary : Yahudi ajansı temsilcisi. İsrail'e göçü kolaylaştırmak için yurtdışına gönderilen yahudi ajansı çalışanı.
Advanced research projects agency network : İleri araştırma projeleri ajansı bilgisayar ağı.
Agency law : Kanun mercii. Gönderen ve kurye arasındaki ilişkileri düzenleyen kanun.
Agency security : Güvenlik acentesi.
Contracting agency review : Sözleşme temsilcisi değerlendirmesi.
Sözcükler, direkt olarak Agency ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Authority : Şahadet. Nüfuz. Bir bireyin, bir görüşler dizgesinin ya da bir örgütün, kimi nitelikleri taşımaktan ya da kimi orunlarda bulunarak belli hizmetleri yerine getirmekten doğan ve genel olarak tanınan etkisi. Hüküm. Bilirkişi. Otorite. Yetke. İtibar. Yetkili. Hak.
Culprits : Zanlı. Hükümlü. Suçlu. Sanık. Mücrim. Maznun.
Conveyances : Nakletme. Taşıt. Nakil. Devretme. Terk. Bilgi. Gönderme. İhbar. Araç.
Ins : Göçmenlik ve vatandaşlık bürosu. Yabancıların amerika birleşik devletleri'ne kabul edilmesiyle ilgili kanunların uygulanmasından sorumlu olan abd adalet bakanlığı dairesi. Yöneticiler. Ekle. İktidardakiler.
Air force : Tenek kuvveti. Hava kuvvetleri. Bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin havacılık dalı.
Ambassador : Büyükelçi. Elçi. Sefir. Büyük elçi.
Culprit : Zanlı. Hükümlü. Suçlu. Maznun. Mücrim. Sanık.
Patent office : Yapım iyeliği müdürlüğü. Yapım iyeliği işlerini yürüten ve kütüğü saklıyan yetkili yer. Patent ofisi. Patent bürosu. Patent dairesi. Sınai mülkiyet idaresi. İhtira beratı dairesi.
Business organization : Ticari örgütlenme. İşletme. İş örgütleme. Ticari şirket. Ticarethane. İş örgütlenmesi. İşletme ortaklığı. Firma. Ticari işletme. Ticari teşebbüs.
Irs : Abd gelirler dairesi. Federal vergilerin çoğunun vergilendirmesinden ve toplanmasından sorumlu olan abd hazine bakanlığı bölümü.
Agency synonyms : ngb, comptroller of the currency, news organization, disa, census bureau, united states government printing office, air force isr, naval surface warfare center, bureau of justice assistance, business concern, united states army, dtic, bureau of justice statistics, internal revenue service, defense logistics agency, marine corps intelligence activity, afisr, independent agency, executive agency, nga, tsa, technology administration, office of naval intelligence, national oceanic and atmospheric administration, defense technical information center, national geospatial intelligence agency, bjs, national institutes of health, national park service, naval underwater warfare center, government agency, united states fish and wildlife service, fws.
Inactivity : Etkisizlik. Üşengeçlik. Tesirsizlik. Durgunluk. Tembellik. Avarelik. Hareketsizlik.
Inactiveness : Etkin olmama durumu. Durağanlık. Durgunluk. Tembellik. Ağrı bir şekilde hareket etme durumu. Aktif olmama durumu. Hareketsizlik. Pasiflik. Halihazırda kullanılmama durumu.
Inaction : Etkisizlik. Devinimsizlik. Hareketsizlik. Atalet. Durgunluk. Avarelik. Eylemsizlik. Tembellik.
Agency kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The state of being in action. Instrumentality. Action. The faculty of acting or of exerting power.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Agency kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Agency ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Agency anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Agency ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.