Aklı nedir, Aklı ne demek

Aklı; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

"Aklı" ile ilgili cümle

  • "Arabacı, içkinin söndürdüğü fersiz, kabarık, aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı." - P. Safa

Aklı tanımı, anlamı:

Aklı karalı : Akı ve karası olan.

Aklı almamak : Uygun bulmamak. biri bir şeyi anlayamamak, kavrayamamak. bir şeyin olabileceğine inanmamak.

Aklı başa yaş getirir : "deneyim, yıllar içerisinde elde edilir" anlamında kullanılan bir söz.

Aklı başına gelmek : Ayılmak, kendine gelmek. davranışlarının yanlışlığını sezerek doğru yolu bulmak.

Aklı başında : Sürekli akıllı davranan. Doğru dürüst, kusursuz, akıllı başlı.

Aklı başında olmamak : İyi düşünebilir durumda olmamak.

Aklı başından gitmek : Çok sevinçten veya çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.

Aklı başka yerde olmak : Başka şeyler düşünmek.

Aklı bir karış yukarıda olmak : Değişik sebeplerden dolayı dengeli düşünemez durumda olmak.

Aklı bir yerde olmak : Bir iş yaparken başka bir şey düşünmek.

Aklı bokuna karışmak : Korkudan şaşırıp ne yapacağını bilememek.

Aklı çıkmak : Sonucun kötü olacağını düşünerek korkuya kapılmak.

Aklı dağılmak : Düşünceyi belli bir konu, sorun üzerinde toplayamamak.

 

Aklı durmak : Düşünemez bir duruma gelmek, şaşırmak.

Aklı ermek : Akılca olgunlaşmak. anlayabilmek.

Aklı fikri bir şeyde olmak : Düşüncesini bir konuda yoğunlaştırmak.

Aklı gitmek : Şaşırmak, korkmak. çok beğenmek, bayılmak.

Aklı kalmak : Beğendiği bir şeyi düşünmekten kendini alamamak.

Aklı karışmak : Ne yapacağını bilememek, şaşırmak, bocalamak.

Aklı kesmek : Bir şeyin olabileceğine inanmak. anlamak, idrak etmek.

Aklı kesmemek : Anlayamamak, idrak edememek. sonucu tahmin edememek.

Aklı kıt : Budala, saf.

Aklı sıra : Aklınca.

Aklı sonradan gelmek : Verdiği kararın yanlış olduğunu anlayıp vazgeçmek. bir şeyi sonradan hatırlayarak yapmak.

Aklı takılmak : Zihni bir şeyle sürekli olarak uğraşmak.

Aklı tam ayar : Akıllı.

Aklı yatmak : Anlamaya başlamak, olacağına inanmak.

Aklı yetik : Bilgili.

Aklı zıvanadan çıkmak : Delirmek, aklını oynatmak.

Aklıevvel : Akıllı geçinen. Densiz, münasebetsiz, sağduyu sahibi olmayan.

Aklıevvellik : Aklıevvel olma durumu.

Aklık : Ak olma durumu. Kadınların makyaj için yüzlerine sürdükleri beyaz bir sıvı, düzgün.

Aklıma gelen başıma geldi : "olmasından korktuğum şey oldu" anlamında kullanılan bir söz.

Aklın süzgecinden geçirmek : Etraflıca düşünmek, çok iyi muhakeme etmek.

Aklın yolu birdir : "iyi düşünüldüğünde ayrı ayrı kimselerce varılacak sonuç hep aynıdır" anlamında kullanılan bir söz.

Aklına bir şey gelmek : Hatırlamak.

Aklına bir şey gelmesin : "şüphelenme, aklına kötü bir şey getirme" anlamında kullanılan bir söz.

Aklına düşmek : Hatırlamak. kafasında bir düşünce doğmak.

 

Aklına esmek : Daha önce düşünmemiş olduğu şeyi birden yapmaya karar vermek.

Aklına geleni işleme her ağacı taşlama : "sonunu düşünmeksizin aklına eseni yapan, herkese sataşan kimse bu davranışının büyük zararlarını görür" anlamında kullanılan bir söz.

Aklına geleni söylemek : Rastgele konuşmak.

Aklına geleni yapmak : Her istediğini önünü sonunu düşünmeden yapmak.

Aklına gelmek : Bir şeyi yapmayı düşünmek, tasarlamak. hatırlamak, anımsamak.

Aklına getirmek : Olabileceğini düşünmek. hatırlatmak. hatırlamak.

Aklına koymak : Çok istemek. bir kimse birine, bir şey telkin etmek. bir şeyi yapmaya kesin olarak karar vermek.

Aklına mukayyet olmak : Aklını başına toplamak.

Aklına şaşayım : Akıllıca olmayan bir davranış karşısında "bu akıllıca bir davranış değil" anlamında kullanılan bir söz.

Aklına sığdırmak : Bir şeyin olabileceğine inanmak, aklı almak.

Aklına sığmamak : Olabileceğine inanmamak. anlayamamak, kavrayamamak.

Aklına takmak : Sürekli olarak bir şeyi düşünmek, bir düşünceye saplanıp kalmak.

Aklına tüküreyim : Yapılan bir işin veya söylenen sözün beğenilmediğini belirtmek için kullanılan bir söz.

Aklına turp sıkayım : Aklına şaşayım.

Aklına uymak : Başka birinin düşüncesine göre iş yapmak, davranmak.

Aklına yatmak : Doğru olduğunu kabul etmek.

Aklına yelken etmek : Düşüncesizce davranmak veya aklına geleni hemen yapmak.

Aklınca : Sandığına göre, düşünüşüne göre, umduğuna göre, aklı sıra.

Aklında kalmak : Unutmamak. hatırlamak.

Aklında olsun : "unutma!" anlamında kullanılan bir söz.

Aklında tutmak : Bellemek. unutmamak.

Aklından çıkarmamak : Sürekli hatırlamak, unutmamak.

Aklından çıkmak : Unutmak.

Aklından geçirmek : Bir şeyi yapmayı düşünmek, tasarlamak.

Aklından geçmek : Düşünmek.

Aklından zoru olmak : Akla sığmayacak işler yapmak.

Aklını başına almak : Akılsızca davranışlarda bulunmaktan kendini kurtarmak.

Aklını başından almak : Bir şey birini düşünemeyecek bir duruma getirmek, çok şaşırtmak.

Aklını başka yere vermek : Konuşulan konudan başka bir şey düşünür olmak.

Aklını bozmak : Bir şey üzerine çok düşerek hep onunla uğraşıp durmak.

Aklını çalmak : İlgisini aşırı derecede çekmek.

Aklını çelmek : Ayartmak, baştan çıkarmak. niyetinden, kararından caydırmak.

Aklını devşirmek : Aklı başına gelmek.

Aklını kaçırmak : Delirmek. gereksiz, yersiz iş yapmak.

Aklını karıştırmak : Birini ne yapacağını bilemez duruma getirmek, şaşırtmak, bocalatmak.

Aklını kullanmak : İyice düşünüp taşınarak hareket etmek.

Aklını oynatmak : Çıldırmak.

Aklını peynir ekmekle yemek : Akılsızca ve düşüncesizce davranışta bulunmak.

Aklını şaşırmak : Yerinde olmayan bir iş yapmak, yersiz düşünmek.

Aklını takmak : Aklına takmak.

Aklını yormak : Hatırlamaya çalışmak, zihnini zorlamak.

Aklının ayarını bozmak : Doğru düşünemez, davranamaz duruma gelmek.

Aklının bir köşesine yazmak : İleride hatırlamak üzere belleğine almak.

Aklının köşesinden geçmemek : Hiçbir zaman düşünmemek.

Aklının terazisi bozulmak : Akıllıca olmayan davranışlarda bulunacak bir duruma düşmek.

Aklının ucundan bile geçirmemek : Hiçbir şekilde düşünmemek.

Aklınla bin yaşa : Herhangi bir sorun karşısında hemen çözüm üreten kişiye bu özelliğinin beğenildiğini belirtmek için kullanılan bir söz.

Aklıselim : Sağduyu sahibi olan. Sağduyu.

Aklıselimlik : Aklıselim olma durumu.

Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir : "insan, tedbirsizliği yüzünden bir felakete uğradıktan ve iş işten geçtikten sonra neden şöyle yapmadım, neden böyle yapmadım diye üzülür" anlamında kullanılan bir söz.

Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek : Bir şeyi birinin aklına getirmek.

Herkes aklını pazara çıkarmış yine kendi aklını almış : "insanlar kendi akıllarını başkalarının aklından üstün görürler" anlamında kullanılan bir söz.

Herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz : "herkes aynı şeyi bilse ve yapabilseydi, geri kalan işleri yapacak kimse bulunamazdı" anlamında kullanılan bir söz.

Yüz aklığı : İftihar edilecek, onurlanacak durum.

Yüz aklığı göstermek : Bir işte başarıya ulaşmak.

Beyaz : Beyaz zehir. Ak, kara, siyah karşıtı. Bu renkte olan. Baskıda normal karalıkta görünen harf türü. Beyaz ırktan olan kimse.

Renkli : Neşeli, canlı, ilgi çekici. Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse). Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan. Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film.

Aklı bulanmak : Aklı karışmak, zihni darma dağınık olmak.

Aklı ırılmak : Aklı gitmek, bayılmak.

Aklı şaşmak : Düşünemez hale gelmek, muhakemesini kaybetmek.

Aklık kızıllık : Pudra, düzgün.

Aklım : Meyil, suya akış imkânı veren eğim.

Aklımda : Lades oyununa katılanlardan biri ötekine bir şey verirken karşıdakinin “unutmadım” anlamında söylediği söz.

Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama : “sonunu düşünmeksizin aklına eseni yapan, herkese sataşan kimse bu davranışının büyük zararlarını görür” anlamında kullanılan bir söz.

Aklına şaşayım : akıllıca olmayan bir davranış karşısında “bu akıllıca bir davranış değil” anlamında kullanılan bir söz. İlgili cümle: "“Senin gibisini pilotluğa almayanların aklına şaşayım.”" N. Hikmet.

Aklında algal esmek : Başında kavak yelleri esmek

Aklında olsun : “unutma!” anlamında kullanılan bir söz.

Aklı ile ilgili Cümleler

  • Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.
  • Sen o kadar geri zekalı ve ahmaksın ki benim ne istediğimi bana sormadan aklınca yardım etmeye çalışıp hayatımı siktin attın.
  • Seninle benim fıtratımız farklı sen bana kötülük yaptın fakat ben sana yapmayacağım ama aklında olsun seni ne zaman istersem yenerim.
  • Geçmişimi kabul ediyorum belki hepimizin hoşuna gitmemiştir ama ben paylaşırım elimden geldiğince de mutlu etmek istiyorum insanları onlara zarar verme düşüncesi aklımda yok.
  • Çalmayı öğrenmek istediğin hangi enstrüman olursa olsun en önemli olan şey çalmayı bitirene kadar hata yapmamandır, çünkü hatalar her zaman doğru yaptığın şeylerden daha iyi aklına yerleşir.
  • Belli ki, Tom'un aklında çok şey vardı fakat problemlerimizde bize yardım etmesi için biraz zaman harcamasını rica etmekten başka seçeneğim yoktu.
  • Sizin hepinizin aklına gelen benim yıllar önce aklıma gelmiş oluyor zaten. O yüzden sizden zeki insanlarla fazla uğraşmamanızı tavsiye ediyorum.
  • Bakalım o an aklından ne geçiyor? Hangi karının götüne baktı hangi karının memesine baktı kiminle yatmak istedi ne kadar merak uyandırıcı değil mi?
  • Akıllı olmak her şeyi bilmek değil, bileni bulabilmektir. Nasıl ki hastanın da aklı kendi sahibini tedavi edemiyor ama onu alıp bir doktora kadar götürüyor.Tedavi etmek doktorun işidir,ama her hasta doktorun yolunu bulmayı da beceremez. O halde sen doktor değilsen de doktorunu bulacak kadar bir akıllılık göster.
  • siz oynaya koyun bizim burada bir şey olursa bunu tüm dünya öder söyleyeyim ya aklınızı başınıza alın ya da sonuçlarına katlanın.

Diğer dillerde Aklı anlamı nedir?

İngilizce'de Aklı ne demek? : [ak] n. white

adj. spiritual

adv. mentally, in or with the mind, with regard to the mind