Antioxidants türkçesi Antioxidants nedir

  • Antioksidan.
  • Antioksidanlar.
  • Oksidasyonu engelleyen madde.

Antioxidants ingilizcede ne demek, Antioxidants nerede nasıl kullanılır?

Antioxidant : Antioksijen. Oksit giderici. Canlı vücuduna dışarıdan alınan veya biyolojik olaylar sonucunda oluşan serbest radikalleri yok eden veya oluşmasını önleyen, yükseltgenmeyi engelleyici. yüksek düzeyde yağ içeren yemlerin acılaşmasını önlemek için yemlere katılan maddeler. Pas önleyici. Oksitlenme önleyici. Oksidasyonu önleyici. Antioksidan. Antioksidant. Oksidasyonu engelleyen madde.

İngilizce Antioxidants Türkçe anlamı, Antioxidants eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Antioxidants ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Vitamin c : C vitamini. Metabolizma sırasında oksidasyon ve redüksiyon reaksiyonlarının düzenlenmesini sağlayan, eksikliği bağ dokusunda bozulmalara neden olan, meyve ve sebzelerde bulunan, suda eriyen bir vitamin. Birçok sebze ve meyvelerde bulunan, çoğu enzimin optimum işlevi için gerekli olan, eksikliğinde skorbüt hastalığı yapan ve yara iyileşmesinde gecikme ortaya çıkan, suda çözünen bir vitamin, askorbik asit. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Başta turunçgiller olmak üzere domates, yeşil sebzeler, meyveler ve sütte bol miktarda bulunan, metabolizma sırasında oksidasyon ve redüksiyon reaksiyonlarının düzenlenmesini sağlayan, prolinin hidroksilasyonunda, kollaje sentezinde, trozinin yıkımında, trozinden epinefrin sentezinde, steroit hormonların ve safra asitlerinin oluşumunda görev alan, demir emilimini artıran ve antioksidan olarak görev yapan, bağ dokunun gelişimi, kemiklerin kalsifikasyonu, bağışıklığın artırılması için gerekli, insan, maymun, kobay, bazı kuş ve balıklar hariç diğer hayvanların organizmasında l-glukanolakton oksidaz enzimi aracılığıyla glukoz ve galaktozdan sentezlenen, eksikliğinde bağ dokusunda bozulmalar, yaygın kanamalar, yara iyileşmesinde gecikme, kemik hasarı biçiminde kendini gösteren iskorbüt hastalığına neden olan, suda çözünen bir vitamin, askorbik asit, antiiskorbüt vitamin, eritorbik asit. Çoğunlukla meyve ve sebzelerde bulunan gerekli vitamin.

 

Rust inhibitor : Pas önleyici madde. Pas inhibitörü. Pas önleyici.

Antioxidant : Oksidasyonu önleyici. Oksit giderici. Oksitönler. Antioksijen. Canlı vücuduna dışarıdan alınan veya biyolojik olaylar sonucunda oluşan serbest radikalleri yok eden veya oluşmasını önleyen, yükseltgenmeyi engelleyici. yüksek düzeyde yağ içeren yemlerin acılaşmasını önlemek için yemlere katılan maddeler. Oksidasyonu azaltan veya önleyen maddeler. Oksitlenmesavar. Antioksidant.

E : Ekstazi. Zayıf not. İngiliz alfabesinin beşinci harfi. Eks. (müzik terimi) c- majör gamının üçüncü aralığı. Mi.

Vitamin e : E vitamini. Üreme işlevinin normal oluşunda, kas gelişiminde, eritrositlerin hemolize karşı direnç kazanmasında ve vücut içi ve çeşitli biyokimyasal olaylarda rol oynayan, antioksidan özelliğe sahip, yağda eriyen bir vitamin. Tokoferol. Yağda çözünen ve normal yeniden üretim için gerekli ve önemli bir antioksidan olan vitamin (e vitamini temel olarak sütte, bitkisel yağlarda, tam tahıllı gevreklerde, bitki yapraklarında ve buğday tohumu yağında bulunur). Tahıl tohumlarının yağında, yumurta, karaciğer, yeşil bitkiler, süt yağı ve bitkisel yağlarda doğal olarak bulunan ve sentetik olarak da üretilen, bitkilerde sentezlenen özellikle tokoferol ve tokotrienol bileşikleri olmak üzere en az 8 bileşikten ibaret (en etkin olanı alfa-tokoferol), başlıca işlevi bir antioksidan olarak zar fosfolipitlerinde bulunan doymamış yağ asitlerini peroksidasyona karşı korumak olan, canlıların üremesinde, kas gelişiminde, bağışık cevabın artmasında ve alyuvarların hemolize direnç göstermesinde rol oynayan, kas dejenerasyonları ve karaciğer nekrozunu önleyici, kalp hastalığı, katarakt, kanser gelişmesine karşı koruyucu olan, bağırsaklarda emilim bozuklukları dışında eksikliğine pek rastlanmayan, yağda çözünen bir vitamin, alfa-tokoferol.

 

C : Klirens. Do nota. Yüz dolarlık banknot. Karbonun simgesi. C programlama dili. Romen rakamları dizisinde 100 sayısı. Temizleme, temizlenme. ilaçların karaciğer ve böbreklerden atılmalarının ne derece verimli olduğunu gösteren ve birim zamanda anılan organlarda ilaçlardan temizlenen plazma hacmini ifade eden kantitatif değer. bir dakikada böbrekler tarafından herhangi bir maddeden temizlenen plazma miktarı veya kan plazmasında bulunan herhangi bir maddenin arınma değeri, arınma. böbrekte glomeruler süzme hızı ve böbreğin iş görme kapasitesi için bir ölçüdür. Yüz (romen rakamı). İngiliz alfabesinin üçüncü harfi.

Selenium : Selenyum. Selen. Hücre zarlarını serbest radikallere karşı koruyan, böylece kromozomların zarar görmesini engelleyen, bağışıklığı uyaran, zehirli ağır metallere karşı vücudu koruyan, antioksidan özellikli esansiyel iz element.

Inhibitor : Engelleyici. Yavaşlatıcı. Geciktirici. Gelişmeyi engelleyici. enzimle katalize edilen reaksiyonların hızını azaltan veya tamamen yok eden madde. Durdurucu. Bir faaliyeti ya da olayı kontrol eden ya da engelleyen herhangi bir madde. inhibitör. Bir kimyasal tepkimenin hızını yavaşlatmak ve kimi zaman da durdurmak için kullanılan kimyasal özdek. Biyoloji, fizik, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Tezgenin çalışmasını önleyerek, tepkime hızını azaltan katışkı. Önleyici.

Glutathione peroxidase : Glutatyonun oksidasyonuyla hidrojen peroksit ve organik peroksitlerin detoksifiye edici indirgenmesini kataliz eden oksidoredüktaz sınıfının bir enzimi. Gsh-px. Glütatyon peroksidaz. Yapısında 4 selenyum atomu içeren, glutasyonun oksidasyonuyla, hücre zarları için oksidatif etkili olan hidrojen peroksit ve organik peroksitlerin suya ve alkollere indirgenmesini sağlayan, etkinliği için selenyuma ihtiyaç duyan, oksidoredüktaz sınıfından bir enzim, gsh-px. Glutatyon peroksidaz.

Se : Güney ve doğunun tam ortasındaki pusula istikameti. Gd.

Antioxidants synonyms : atomic number 34, beta naphthol, carotenoid, tocopherol, ascorbic acid, antioxydan.

Antioxidants zıt anlamlı kelimeler, Antioxidants kelime anlamı

Activator : Aktivator. Aktifleştirici. Harekete geçirici. Etkinleştirici. Aktive edici. Canlandırıcı. Etkinleştiren eden kimse. Bir şeyi harekete geçiren kimse. Etkileştirici. Aktivatör.