Appointments türkçesi Appointments nedir

Appointments ile ilgili cümleler

English: I have some appointments this afternoon.
Turkish: Bu öğleden sonra bazı randevularım var.

English: Ali is always on time for appointments.
Turkish: Ali randevulara her zaman zamanında gelir.

English: Ali is almost never late for appointments.
Turkish: Ali randevularına neredeyse hiç geç kalmaz.

English: Ali is hardly ever late for appointments.
Turkish: Ali neredeyse randevularına hiç geç kalmaz.

English: Akiko is busy enough to forget her appointments.
Turkish: Akiko randevularını unutacak kadar meşgul.

Appointments ingilizcede ne demek, Appointments nerede nasıl kullanılır?

Ability to withstand disappointments : Sıkıntılıların üstesinden gelebilme yeteneği. Hayal kırıklığı ile baş edebilme kapasitesi. Hayalkırıklıklarına dayanma kabiliyeti.

Disappointments : Hayal inkisarı. Düş kırıklığına uğratan şey. Sukutu hayal. Ümidi boşa çıkma. Hayal kırıklığı. Hüsran. Engelleme. Düş kırıklığı. Hayal kırıklılığı. Kırgınlık.

Reappointments : Tekrar atama. Tekrar belirleme. Tekrar tayin olma. Tekrar aday gösterme. Tekrar tayin etme.

Appointment book : Randevu defteri.

Appointment calendar : Randevu takvimi.

Make an appointment : Sözleşmek. Randevu almak. Randevu vermek.

 

Break an appointment : Randevuya gitmemek. Randevusuna gitmemek. Birisini satmak. Randevuyu iptal etmek. Birisini ekmek.

Appointment : Emir. Memuriyet. Randevu. İş. Atanılan makam. Atama. Buluşma. Görev. Tayin.

Letter of appointment : Tayin mektubu. İşe alma mektubu. Bir kimsenin görevini doğrulayan mektup. Birinin belli bir işe alındığını belirten mektup. Atama mektubu. Tayin beratı.

Appointment power : İnsanları mevcut pozisyonlara seçmek ve yerleştirmek için olan yasal merci. Atama yetkisi.

İngilizce Appointments Türkçe anlamı, Appointments eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Appointments ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Co optation : Seçme. Atama. Oybirliği ile seçme.

Plankings : Tahta döşeme. Kalas döşeme. Kalas kaplama. Keçeleştirme. Tahta kaplama. Ahşap döşeme. Kalaslar.

Pavements : Yol kaplaması. Kaldırım. Asfalt.

Planking : Keçeleştirme. Tahta döşeme. Ahşap döşeme. Ağaç döşeme. Kalaslar. Kalas kaplama. Tahta kaplama. Kalas döşeme.

Equipment : Donatım. Gereç. Araç-gereç. Avadanlık. Donatma. Araç gereç. Cihaz. Dülger, marangoz ve benzeri onarımcı ve yapımcıların kullandıkları gereçler.

Tiles : Silindir şapka. Döşemeler. Çiniler. Tuğla (yassı). Fayans. Kep. Kiremit. Çini. Döşer.

Floor covering : Taban muşambası. Halı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Zemin kaplama. Yer kaplama. Yer kaplaması. Zemin döşeme. Düzlüğün, çevirim sırasında kaydırma arabası, vinç, sestoplar arabası, vb. tekerlekli araçların düzgün, sarsıntısız devinimini sağlayacak, sesi soğuracak, dayanıklı, boyama ve temizlemeye yatkın nitelikteki taban örtüsü. Döşeme kaplaması.

 

Blind date : Tanışma randevusu. Tanımadan buluşulan kimse. Önceden tanışılmayan biriyle eğlence yeri lokanta vb'ne gitme. Tanımadığı biriyle çıkma.

Conclusion : Bir araştırma ve irdelemede elde edilen sonuç. Sonuç bölümü. Hüküm. Ceza. Bitim. Netice. Sonuç. Kanı. Varılan sonuç.

Freight : Nakliye yapmak. Göndermek. Nakletmek. Hamule. Gemi kirası. Yüklemek. Nakliye. Yük. Yük ile yüklemek.

Appointments synonyms : co option, appliance, base plate, designation, article, fitment, ordinance, arming, upholsteries, fitments, date, accouterment, commodity, determination, assignment, nomination, meeting, tiling, flooring, tryst, naming, equipages, belongings, freightage, gears, double date, armament, equipments, accoutrements, accouterments, hardware, effects, fittings.