Basin türkçesi Basin nedir

  • Kara ile çevrili liman.
  • Geniş kase.
  • Yalak.
  • Çevresine göre alçakta kalmış, genellikle tekne biçiminde yer.
  • Leğen.
  • Kap.
  • Tekne.
  • Küvet.
  • Coğrafya, jeoloji alanlarında kullanılır.
  • Kase.
  • Lavabo.
  • Koy.
  • Havuz.
  • Havza.
  • Yerkabuğunda oluşan basıklık.
  • Çanak.
  • Tas.
  • Funda.

Basin ile ilgili cümleler

English: He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
Turkish: O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.

English: She poured water into the basin.
Turkish: O, küvete su doldurdu.

English: I'm basing my story on my childhood.
Turkish: Çocukluğumla ilgili hikayeme dayandırıyorum.

English: Ali poured water into the basin.
Turkish: Ali küvete su doldurdu.

English: The Seine flows through central part of Paris Basin.
Turkish: Sen nehri Paris havzasının merkezine doğru akar.

Basin ingilizcede ne demek, Basin nerede nasıl kullanılır?

Basin irrigation : Yalak yöntemiyle sulama. Yalak yöntemle sulama.

Basin lister : Sıralı çukur açma makinası. Sıralı çukur açma makinesi.

Agricultural basin : Tarım havzaları. Bir veya birkaç il sınırı veya bölge sınırları içinde aynı ekolojik koşulları taşıyan ve birbirinin devamı niteliğindeki tarımsal üretim alanları.

 

Agriculture basin : Tarım havzaları. Bir veya birkaç il sınırı veya bölge sınırları içinde aynı ekolojik koşulları taşıyan ve birbirinin devamı niteliğindeki tarımsal üretim alanları.

Catchment basin : Birikme havzası. Tutma havzası. Bir su rezervuarının sularını topladığı alan. Su toplama havzası. Beslenme bölgesi. Kapma havzası. Kaynak havzası. Bir akarsuda, toplanan bütün suların bulunduğu alan. Su toplama sahası.

Mediterranean basin : Akdeniz çanağı. Akdeniz'i çevreleyen çanak. Akdeniz havzası.

River basin : Irmak bölgesi. Havza. Irmak havzası. Nehir havzası. Akarsu teknesi. Bir anaırmağın tüm kollarıyla yayıldığı ve komşu akarsu teknesinden «su bölümü çizgisi»yle ayrıldığı alan.

Drainage basin : Drenaj havzası. Akarsu havzası. Akaçlama havzası. Su toplama havzası. Drenaj alanı. Boşaltma havzası.

Grease basin : Yağ tutucusu. Lokanta, kışla v.b. yerlerin mutfaklarından gelen kirli sulardaki yağları ayıran araç.

Garage cathc basin : Benzin ayırıcı. Garajlarda kirli suya karışan benzin, yağ ve benzeri maddelerin ayrılmasını sağlayan araç.

İngilizce Basin Türkçe anlamı, Basin eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Basin ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Lavaboes : El yıkama merasimi sırasında söylenen ilahi. (katoliklik) ellerin dini törenle ilgili olarak yıkanması. Dini törenle ilgili el yıkama sırasında kullanılan leğen ve havlu.

Bath : Yıkanmak. Banyo yapma. Sıcak. İlaçlı su. Banyo suyu. Banyo odası. Banyo. Yıkanma.

Bathes : Yıkanma. Yıkanmak. Yıkamak. Sıcak. Banyo suyu. Banyo yaptırmak. Banyo. Banyo odası. Banyo yapmak.

 

Bowl : Top (bowling vb.). Dokuz kuka oyunu. Bovling oynamak. Yuvarlamak. Bowling oynamak. Kriket top atmak.

Holders : Duy. Aktif sahipleri. Kulp. Sahip. Elinde bulunduran kimse. Sevke tabi personel. Tutan şey. Tutacak. Hamil.

Earthenware : Çanak çömlek. Topraktan yapılmış. Toprak işi. Seramik. Toprak çanak çömlek. Çömlek. Toprak. Camlaştırılmamış kil ürünlerinin genel adı. Toprak eşya.

Cup : Bardak. Ayaktopu karşılaşmalarında birincilik, ikincilik ve üçüncülük gibi dereceleri kazanan takımlara verilen, genellikle gümüş ya da metalden yapılmış vazo biçiminde armağan. Vantuz çekmek. Hacamat yapmak. Boynuz çekmek. Kavramak. Hacamat etmek. Çanak gibi yapmak. Fincan.

Pool : Su birinkintisi. Para koymak. Takım. Fon oluşturmak. Birlik oluşturmak için para koymak. Aralarında karşılaşmalar yaparak, bir üst duruma geçecek olan aynı basamaktaki dönüde yer alan en az 4, en çok 10 yarışmacıdan ya da takımdan kurulu dizi. Ortaya konan para. Bir araya getirmek. Toplamak.

Font : Yazı tipi. Yazıtipi. Yazıyüzü. Kaynak. Menşe. Memba. Lambanın gaz haznesi. Pınar. Vaftiz su kabı.

Heathers : Süpürgeotu. Fundagiller.

Basin synonyms : baptismal font, cwm, natural depression, emesis basin, shrub, calicle, hulling, binder, synclines, cloakroom, tubs, bathtub, containers, cuvette, cape, bathed, lavatory, case, baslin, chamber pot, vessel, holder, watering hole, watering trough, briar, briers, bath tub, catchall, crapper, calyx, container, stoop, washbasin.

Basin zıt anlamlı kelimeler, Basin kelime anlamı

Natural elevation : Doğal yükseklik.

Basin ingilizce tanımı, definition of Basin

Basin kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A hollow vessel or dish, to hold water for washing, and for various other uses.