Beg the question türkçesi Beg the question nedir

  • Cevap vermek istememek.
  • Cevaplamaktan kaçınmak.
  • Doğru farzetmek (iddia).
  • Kanıtlanmış farzetmek.
  • Sorunu halledilmiş saymak.

Beg the question ingilizcede ne demek, Beg the question nerede nasıl kullanılır?

Beg : Dilemek. Yalvarmak. Sustaya kalkmak. Rica etmek. Sadaka istemek. İtiraf etmek. Arka ayakları üzerinde durmak. Kaçınmak. Dilenmek. Mendil açmak.

The : Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belgili tanımlık. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır.

Question : Sorguya çekmek. Toplumbilimde başlıca bilgi sağlama aracı olan ve olgu, davranış, kanı, tutum, görüş gibi konularda bireylerden yanıt almak üzere başvurulan ölçünlü sınar. - den şüphe etmek. Sual etmek. Sorgu. Konu. Soru sormak. Şüphe etmek. Sorgulamak. Kuşkulanmak.

The question is : Mesele şu ki. Kendimize sormamız gereken şey -. Problem -.

Be beside the question : -in konuşulan şeyle hiç ilgisi olmamak.

Beside the question : Mevzudan hariç. Alakasız. Mevzu dışında. İlgisi olmayan. Konu dışı. İlgisiz. İlgisiz veya alakasız (konu).

Pop the question to : Evlenme teklif etmek.

Withdraw the question : İnceleme veya yarılamadan bir soruyu geri çekmek. Soruyu geri çekmek.

 

Begging the question : Kanıtlanmış farzetmek. Cevap vermek istememek. Varsayılan iddiayı ispatlanmış gibi kabul ederek çıkarımlarda bulunma. Doğru farzetmek (iddia). Cevaplamaktan kaçınmak. Kendi kendini kanıtlayan önerme. Döngüsel nedensellikten kaynaklanan safsata.

Repeating the question : Soru yineleme. Bir sorunun anlaşılmaması durumunda görüşmecinin onu ikinci kez ve anlaşabilir bir biçimde yinelemesi.

İngilizce Beg the question Türkçe anlamı, Beg the question eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Beg the question ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Begging the question : Döngüsel nedensellikten kaynaklanan safsata. Kendi kendini kanıtlayan önerme. Varsayılan iddiayı ispatlanmış gibi kabul ederek çıkarımlarda bulunma.