Bord türkçesi Bord nedir

  • Yarılma düzlemine paralel olarak uzanan kömür yüzeyi (madencilik).
  • Uzun ve düz tahta.
  • Masa.
  • Pano.
  • Bir maden ocağında sert kömürle kaplı geçit (madencilik).

Bord ile ilgili cümleler

English: Ali crossed the border into France.
Turkish: Ali Fransa'ya giden sınırı geçti.

English: Australia is the largest country in the world without borders with any other country.
Turkish: Avustralya, dünyada başka bir ülkeyle sınırı olmayan en büyük ülkedir.

English: Both Canada and Mexico border on the United States.
Turkish: Hem Kanada hem de Meksika Amerika Birleşik Devletleriyle sınır komşusudur.

English: Ali crossed the border illegally.
Turkish: Ali sınırı yasa dışı yollardan geçti.

English: All countries have a responsibility to preserve the ancestral relics of every people group within their borders, and to pass these on to the coming generations.
Turkish: Bütün ülkelerin sınırları dahilinde her insan gurubuyla ilgili tarihi eserleri korumak ve bunları gelecek nesillere aktarmak için bir sorumluluğu vardır.

Bord ingilizcede ne demek, Bord nerede nasıl kullanılır?

Bordage : Borda kaplama.

Bordeaux : Bordo şarabı. Bordo (fransız şehri).

Bordeaux wine : Bordo şarabı.

Bordel : Genelev.

Bordeller : Genelev.

Border checkpoint : Polis sınır kontrol noktası. Sınır kontrol noktası.

 

Bordels : Genelev.

Border ballad : Belli bir yerle ilgili olarak söylenen balad. Yerel balad.

Border : Atletizm, bilgisayar alanlarında kullanılır. Sınır. Tavan perdesi. Kenarlık. Tarh. Üst sahne boşluğu. Çerçevelemek. Kenar. Sınırdaş olmak. Koşu yolu kıyısı.

Border check : Sınır kontrolü.

İngilizce Bord Türkçe anlamı, Bord eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bord ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Palindrome : Ökaryotik hücre dna’larındaki ters yönde simetri olan bazı özgün bölgeler veya 5ı->3ı yönünde okunduğunda her iki dna sarmalında aynı baz dizisinin bulunduğu bölgeler. Dna'da soldan sağa veya sağdan sola, tamamıyla aynı olan baz dizisi. Dönüşük sözcük. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Makam. Sağdan sola veya soldan sağa aynı okunan kelime. Radar. İkil okumalı sözcük. Palindrom. Hem baştan hem sondan okunuşu aynı olan kelime.

Whole name : Tam isim.

Oxytone : Sondan vurgulu.

Signifier : İmleyen. Gösteren.

Language : Dili. Mesleki dil. Dil. Edebiyat. Konuşulur. Lisan.

Primitive : Kaba. Yapmacıksız ve kendi kendini yetiştirmiş ressam. Yabanıl. Basit. Evvelki. Gelişecek olan bir şeyin ilk biçimi, embriyoda herhangi bir organ veya oluşumun başlangıçtaki taslak biçimi. gelişmemiş, ilkel, basit. ham, kaba, işlenmemiş. İlk çağa ait. İlk. Primitif.

Headword : Madde başı sözcük.

Opposite word : Zıt kelime. Karşıt anlamlı kelime.

Dirty word : Terbiyesiz söz veya laf veya kelime.

Billboards : Açık hava reklam panosu. Tahta perde. Reklam ve ilan amaçlı kullanılan büyük pano. Reklam panosu. Reklam tabelası. Demir yatağı. İlan tahtası. Emir veya ilan asılan tabela. İlan panosu.

 

Bord synonyms : federal reserve board, polysemant, content word, open class word, loan blend, zoning board, monosyllabic word, language unit, written word, function word, linguistic unit, deictic word, planning board, governing board, syncategorem, polysyllabic word, polysemantic word, cognate word, superordinate word, four letter anglo saxon word, guide word, board of appeals, manner name, polysemous word, retronym, head word, troponym, holonym, subordinate word, word form, syncategoreme, appeal board, board of selectmen.

Bord zıt anlamlı kelimeler, Bord kelime anlamı

Synonym : Eşanlamlı. Aynı kategoride kullanılan aynı taksonu ifade eden iki ya da daha fazla sayıdaki bilimsel isim. moleküler biyolojide aynı amino asidi kollayan iki ya da daha fazla kodon. Anlamları aynı veya birbirine yakın olan kelimeler. dil bilimi açısından aslında anlamca birbirine tıpı tıpına denk düşen çok az kelime vardır. eş anlamlı sözler, genellikle bazı kelimelerdeki kavram inceliklerinin çeşitli sosyal ve dil kesimlerinde zamanla gölgelenmeye uğrayarak anlamca birbirlerine yaklaşmalarından oluşmuştur. et. yir/oron «yer»; süçig/tatlıg «tatlı»; yul/bınar «pınar»; ögirmek/sevinmek «sevinmek», tt. baş/kafa; ak/beyaz, kara/siyah, yemeni/yazma, bıkmak/bezmek/usanmak, bunalmak/sıkılmak, göndermek/yollamak; son bulmak/sona ermek; dilemek/istemek, kızmak/öfkelenmek vb. bir dilin kendi kelimeleri arasında olduğu gibi, alıntı kelimeleri arasında da eş anlamlı olanlar vardır. türkçe, arapça ve farsçadan yaptığı alıntılar dolayısıyla bu bakımdan bol örnekler vermektedir: göz / far. çeşm, ar. ayn; dudak / far. leb; kan/ ar. dem; buyruk/ ar. emr>emir; çok / ar. fazla; buyurmak/ ar. emretmek; değer/ ar. kıymet; yetenek/ ar. kabiliyet; üzüntü/ ar. keder; eğilim/ ar. temayül vb. dilimizde eş anlamlı sözlerin batı dillerinden alınmış örnekleri de vardır: doğruca, doğrudan doğruya/direkt; yönerge/talimat/direktif; boyunbağı/kıravat; canbazlık/akrobasi; iş, hareket/aksiyon; dingil/aks; hamamlık/banyo vb. Eş anlamlı. Eşanlamlı sözcük. Eş anlamlı (kelime). Eşanlamlılık. Aynı kategoride kullanılamayan aynı taksonu ifade eden iki veya daha fazla sayıdaki bilimsel ad. moleküler biyolojide aynı aminoasidi kodlayan iki veya daha fazla kodon. Bilgi erişimde, özdeş kavramları gösteren anahtar-sözcük ya da deyimler. Anlamdaş sözcük.

Antonym : Zıt anlamlı kelime. Karşıt anlamlı. Zıt anlamlı sözcük. Zıt anlam. Anlamları bakımından birbirine karşıt olan; birbirine zıt anlam taşıyan (kelimeler): acı / tatlı, az / çok, alçak / yüksek, ağır / hafif, aşağı / yukarı, büyük / küçük, düz / eğri, iyi / kötü, ileri / geri, eğri / doğru, irili / ufaklı, güzelli / çirkinli, ucuz / pahalı, zor / kolay, şişman / zayıf vb. karşıtı eş anlamlı'dır. Karşıt anlamlı sözcük.

Carinate : Karinat. Çıkıntılı bir şekli olan (botanik, zooloji). Carina'sı olan.

Bord antonyms : categorem, categoreme, ratite.

Bord ingilizce tanımı, definition of Bord

Bord kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A board. A table. [Bakınız: Bourd].