Brags türkçesi Brags nedir

Brags ile ilgili cümleler

English: My father brags about never having had a traffic accident.
Turkish: Babam hiç trafik kazası geçirmediği için gururlanıyor.

English: Every time he meets me, he brags about his car.
Turkish: Benimle ne zaman karşılaşsa arabası hakkında övünür.

English: She brags about how well she can cook.
Turkish: Ne kadar iyi yemek pişirdiği hakkında övünür.

English: Ali certainly brags a lot.
Turkish: Ali kesinlikle çok övünür.

Brags ingilizcede ne demek, Brags nerede nasıl kullanılır?

Brag about : Kibirlenmek. Gururlanmak. Övünmek. Böbürlenmek. -den övünerek bahsetmek.

Brag : Tafra satmak. Avurt zavurt etmek. Övünmek. Böbürlenmek. Cart curt ötmek. Yüksekten atmak. Atıp tutmak. Palavra atmak. Övmek.

Bragg angle : Bragg açısı.

Bragg curve : Bragg eğrisi.

Bragg grey relation : Bragg grey bağıntısı.

Braggadocios : Palavra.

Bragg reflection : Bragg yansıması.

Bragg rule : Bragg kuralı.

Braggadocio : Palavra.

Bragg law : Bragg yasası.

İngilizce Brags Türkçe anlamı, Brags eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Brags ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Latten : Safiha. İnce sac levha. Pirinç kaplama.

Precipitate : Çökelti. Zemin hazırlamak. Fizik, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Sürat vermek. Çözünebilir antijenle antikorun birleşmesi sonucu büyük molekül ağırlıkta komplekslerin oluşumuna bağlı olarak oluşan çökelti, presipitin. kimyasal reaksiyonun çözünmeyen ürünü, presipitat. bir örneğin santrifüjden sonra dipteki çöken kısmı, presipitat. Yoğunlaşıp yağmak. Sonucuna ulaşmak. Presipitat. Sıvı içindeki bir tepkime sonucu, dibe çöken çözünmez özdek (deney tüpünde olduğu gibi).

Brag about : -den övünerek bahsetmek. Gururlanmak. Kibirlenmek.

Precipitated : Acele eden. Yoğunlaşıp yağmak. Yoğunlaşmak (yağış). Çökeltmek. Hızlandırmak. Zamanından önce olan. Düşürmek. Hızlandırılmış. Çökelmek.

Bearing brass : Yatak pirinci.

Shoot a line : Methetmek. Boş keseden sallamak. Caka satmak. Desteksiz sallamak. Gösteriş yapmak. Bol keseden atmak. Kendini övmek.

Rant : Heyecanlı bir şekilde bağırarak konuşmak. Bağırarak ve mimiklerle konuşmak. Boş laf. Ağız kalabalığı. Söylenmek. Yüksek perdeden konuşmak. Ateş püskürmek. Atıp tutma.

Build up : Göklere çıkarmak. Birikim. (hastalıktan sonra) kendine gelmek. Oluşturmak. Kurmak. Elektronun serbest kalması sonucu, soğrulan doz debisinin derinliğine artması. Negatif kurgusunda eşlemeyi sağlamak ya da çekimlerin gerçek uzunluğunu korumak amacıyla, görüntü ya da ses kuşağının eksik bölümlerinin yerine eklenen kılavuz. çalışma ya da dağıtım eşlemlerinin bozulmuş bölümlerinin yerini almak üzere hazırlanmış parça. Toparlanmak. Büyümek. Nükleer enerji, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

 

Building up : Koloninin gelişimi. Eksiciklerin üst üste kabuklara konarak oluşturdukları yapı. Kurmak. Göklere çıkarmak. Artırmak. Katyapı. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Kuvvetlendirmek. Geliştirmek.

French horn : Fransız kornosu. Korno. Daire şeklinde çalgı borusu. Trompetten daha alçak ve tubadan daha yüksek olan pirinçle yapılmış nefesli çalgı.

Brags synonyms : guinea gold, low brass, gilding metal, baritone horn, high brass, atomic number 29, copper base alloy, fluegelhorn, wind, ormolu, celebrate, boosts, palavers, flashes, acclaim, acclaiming, sousaphone, romance, saxhorn, exult, exulting, copper, draw the long bow, crowed, alpha beta brass, hector, bass horn, boast, brag, boasted, brass instrument, romancing, tuba.

Brags zıt anlamlı kelimeler, Brags kelime anlamı

Understate : Küçümsemek. Tefrit etmek. Olduğundan eksik göstermek. Küçük söylemek. Olduğundan eksik veya hafif göstermek. Olduğundan az göstermek. Hafife almak.