Broken bone türkçesi Broken bone nedir

  • Dövmek.
  • Kıçını tekmelemek.
  • Fena benzetmek.
  • Kemiklerini kırmak.
  • Kırılan kemik.
  • Vurmak.

Broken bone ile ilgili cümleler

English: As far as I can tell, there are no broken bones.
Turkish: Bildiğim kadarıyla, hiç kırık kemik yok.

English: There are no broken bones.
Turkish: Hiç kırık kemik yok.

Broken bone ingilizcede ne demek, Broken bone nerede nasıl kullanılır?

Broken : Kesik. Bozuk yazı. Engebeli. Bölünmüş. Bozuk konuşma. Beli bükük. Uyulmamış. Yarım kalmış. Dilbilgisi kurallarına uymayan (bir yabancının konuşması). Kolu kanadı kırık.

Bone : Kemiklerini ayıklamak. Hafızlamak. Kemik. Kemiğin önce bir alkali çözeltisinde, sonra bir hidroklorik asit çözeltisinde işlenip daha sonra kireçle çöktürülmesiyle elde edilen, en az % 17 fosfor içermesi koşul olan bir ürün. Süyek. Sünük. Ayıklamak. Kılçığını ayırmak. Kılçıklarını ayıklamak (balık). Omurgalı hayvanlarda iskeleti oluşturan, kemik dokusundan meydana gelmiş, çeşitli büyüklüklerde, sert, dayanıklı parçalar.

Set a broken bone : Kırık bir kemiği yerine yerleştirmek. Kırık bir kemiği uygun yerine yerleştirmek.

Broken account : Kesilen sayışım. İşlemlerin bir başka sayışıma alınması nedeniyle eski sayışımın arıtılması ya da kapatılması. Kesilen hesap. Kapatılmış hesap.

 

Broken bread : Ekmeğini bölüşmek. Ekmeğin bölmek. Yemeğini paylaşmak. Biriyle yiyeceğini paylaşmak.

Broken down : İşi bitmiş. Bozulmuş. Çökük. Çökmüş. Çürük. Bozuk. Yıkılmış. Yıkık. Düşkün. Bitkin.

İngilizce Broken bone Türkçe anlamı, Broken bone eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Broken bone ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Beat out : Vura vura söndürmek. Ritim tutmak. Çekiçlemek. Çalmak (tamtam vb.).

To break his bones : Ona vurmak. Onu dövmek. Onu incitmek.

Biffing : Yumruk atmak. Çarpmak. Yumruklamak. Yumruk. Yumruk vurmak. Am. Bıff. Vajina. Darbe.

Birched : Huş ağacı. Betula. Değnekle vurmak. Falaka sopası. Dökmek. Sopayla dövmek. Sopalamak. Huş. Kamçılamak.

Biffs : Darbe. Am. Yumruklamak. Yumruk. Çarpmak. Yumruk vurmak. Vajina. Yumruk atmak. Bıff.

Batter : Yağ un ve yumurta karışımı hamur. Yağ ve un karışımı hamur. Yıpratmak. Paçavraya çevirmek. Bombalamak. Güm güm vurmak. Yumruklamak. Hor kullanmak. Meyilli olmak (duvar).

Batters : Vuruş yapan oyuncu. Bombalamak. Yıpratmak. Yağ un ve yumurta karışımı hamur. Hor kullanmak. Hırpalamak. Güm güm vurmak. Meyilli olmak (duvar).

Attack : Doğrudan doğruya sayı kazanmak amacıyla yapılan hamle. Koyulmak. Saldırmak. Akın. Kesin sonuç almak için tarafların kurduğu, oyunu karşı taraf alanına aktaran düzen. Hücum etmek. Atak. Dil uzatmak. Taarruz etmek. Aşındırmak.

Be reflected : Yansıtılmak. Yansımak.

Broken bone synonyms : break bones, bastes, baste, belabor, bastinadoes, kick ass, basted, biffed, beat up, banged, birch, beats, beetle, boff, bash up, beating up, beat, birches, biff, bang, bastinado, beetled.