Caique türkçesi Caique nedir

  • Sandal.
  • Kayık.
  • Boğaziçinde kullanılan motorsuz kayıklara yabancıların verdiği isim.

Caique ingilizcede ne demek, Caique nerede nasıl kullanılır?

Mong cai pork : Mong cai domuzu. Orta vücut büyüklüğünde, dik kulaklı, küçük yapılı, vücudunun çeşitli bölgelerinde (karın, omuz üstünde, sırtta) siyah yamalar bulunan, baş siyah, doğum oranı yüksek, uyum yeteneği yüksek ve hastalıklara dirençli, 2-3 aylık yaşta cinsel olgunluğa erişen, doğumda ortalama yavru sayısı 12 olan 12 aylık yaştaki canlı ağırlığı 60 kg olan kuzey vietnam’ın başlıca yerli domuz ırkı.

Cai : Öğrencinin bir bilgisayar ucu başında, öğrencilerin gösterebilecekleri türlü tepkiler göz önünde tutularak hazırlanmış bir bilgisayar izlencesiyle etkileşim içinde, kendi öğrenme hızına göre kullanabildiği öğretim türü, bu soruna ilişkin araştırma ve uygulama alanı. Bilgisayarlar aracılığıyla öğretme metodu. Computer assisted ınstruction (bilgisayar destekli öğretim). Bilgisayar destekli öğretim.

Caiaphas : Saddusi. (yeni ahit) musevi baş papazı.

Caicos : Güneydoğu bahamalar'da yer alan bir adalar grubu (britanya sömürgesi turks ve caicos adaları'nın bir parçası).

Caimacam : Kaymakam.

Caiman : Güney amerika timsahı. Timsahlar (crocodilia) takımının, timsahgiller (crocodilidae) familyasından, 4-5 m kadar uzunlukta, güney amerika'da sürüler halinde yaşayan bir sürüngen türü. Bataklık kaymanı. Tropikal amerikan timsahı (ayrıca cayman).

 

Cainic acid : Beyin ve omurilikte bulunan eksitatör bir nöromedyatör olan glutamik asidin analoğu olan madde. Kainik asit.

Cairene : Kahire'ye özgü. Kahire'nin (mısır) veya kahire ile ilgili.

Cain : Adem'in büyük oğlu. Kardeşi habil'i öldürmüş olan oğlu (incil). Kabil. Adem ve havva'nın. Katil.

Cainozoic era : En yeni jeolojik dönem. Senozoyik dönem.

İngilizce Caique Türkçe anlamı, Caique eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Caique ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Pinnaces : Gemi filikası. İki direkli küçük yelkenli. Filika. Uskuna. Genellikle motorlu filikalara verilen isim.

Junta : Yönetime el koyan askeri birlik. Siyasi grup. Meclis. Bir ihtilal veya darbe ertesinde iktidarı ele geçiren siyasi veya askeri grup. Cunta.

Junto : Yasadışı siyasi grup. Klik. Siyasi grup.

Gliders : Planör pilotu. Tekne. Planör. Elcik. Kayakçı.

Camp : Bayağılaştırmak. Savaş sırasında ordunun merkezi olarak kullanılan yer. Kamp yapmak. Kamp. Adenozin monofosfatta şekerin 5ı karbonuna bağlı fosforik asidin adenilat siklaz aracılığıyla ribozun 3ı karbonuna bağlanmasıyla meydana gelen, hormon vb. maddelerin fonksiyonlarına aracılık eden bir nükleotit, siklik amp, camp, halkasal adenozin monofosfat. ikinci haberci olarak çeşitli metabolik yolların düzenleyicisi olan önemli bir molekül. Konmak. Döngüsel adenozin monofosfat. İbne. Ordugah. Kampa yerleştirmek.

 

Band : Moleküllerin dönme erke düzeyleri arasındaki geçişlerin oluşturduğu görünge çizgilerinin bütünü. Şarkı (plak). Boş film yapımında kullanılan, üzeri duyarkatla örtülü, çok geniş bir tabandan film boylarına göre istenilen ende kesilmiş parçalardan her biri. bir filmin, boşfilmden dolu filme kadarki bütün çeşitlerini anlatır genel terim. henüz birleştirilmemiş ses ve görüntü taşıyan filmler. (kötü anlamda) dikkate değer hiç bir özellik taşımayan, sıradan sinema yapıtı. Ağın üst kenarını belirten ak uçkurluk. Çete. Kuşak. Koşut ve birbirine yakın iki çizgi arasında kalan alan parçası; tayfda birbirin yakın iki dalga boyu arasında kalan parça. Takım. Bantlamak. Şerit yapmak.

Camarilla : Gizli danışmanlar grubu. Entrikacılar zümresi. Danışmanlar türkümü. Siyasi entrika. Gizli komite.

Lot : Aynı koşullarda ve zamanda üretilen, ambalajı, ambalaj büyüklüğü, sınıfı, tipi, çeşidi ve boyu aynı olan ürün örnekleri veya ambalajları topluluğu. Talih. Hisse. Oyunun başlangıcında oyuncular arasında yarıalan seçimi ve başlama atışı ya da karşılama hakkı için öncelik sağlayan eylem. Kentin düzentasarına ve yasalara uygun olarak, üzerinde yanlız bir yapının yapılabileceği toprak parçası. bir kentin toprağının bölünebileceği en küçük birim. Adçekme. Oyunun başlangıcında oyuncular arasında yarıalan seçimi ve başlama atışı hakkı için öncelik sağlayan eylem. Bölüt. Yazgı. İşlik arsası.

Loop : Bağlamak. İlmek atmak. Kavis. Döngü. Öze. İlmeklemek. İlmek yapmak. İlmik. İlik. Düğümlemek.

Bohemia : Bohemya. Sıra dışı gösterişte yaşam tarzı olan kimseler. Bohem.

Caique synonyms : rogue's gallery, inner circle, maffia, military junta, bloomsbury group, brain trust, unequaled, cockle boat, cabal, hard core, pinnace, incomparable, boatings, alone, ferry, dinghy, uncomparable, kayak, faction, galere, dinghies, glider, cockleboat, cockboat, circle, boated, row boat, kitchen cabinet, pack, bateau, rowboat, mafia, kayaks.

Caique zıt anlamlı kelimeler, Caique kelime anlamı

Comparable : Benzer. Kıyaslanabilir. Kıyas götürür. Mukayese edilebilir. Kıyas edilebilir. Karşılaştırılabilir.

Nonspecific : Nonspesifik. Tanımlanmamış. Özel olmayan.

General : Genel mahiyette. Umum. Genel. Yalpı. Genel ilkeler. Halk. Komutan. Baş. Şef.