Charges türkçesi Charges nedir

  • Vergiler.
  • Mal ya da hizmetler ve borçlar karşılığı yapılan ödemeler.
  • Mükellefiyetler.
  • Suçlamalar.
  • [#gider Giderler].
  • Harcama.
  • Ekonomi alanında kullanılır.
  • Ücretlendirme.
  • Maliyete eklenecek giderler.
  • Masraflar.

Charges ile ilgili cümleler

English: He was arrested on charges of tax evasion.
Turkish: Vergi kaçakçılığı suçundan tutuklandı.

English: She decided not to contest the charges in court.
Turkish: O, mahkemedeki suçlamalara itiraz etmemeye karar verdi.

English: Ali currently faces charges of aggravated assault.
Turkish: Ali şu anda ağırlaştırılmış saldırı suçuyla yüz yüze.

English: Ali has pressed charges against you.
Turkish: Ali size karşı dava açtı.

English: He was cleared of all charges and released yesterday.
Turkish: Dün tüm suçlamalardan aklandı ve serbest bırakıldı.

Charges ingilizcede ne demek, Charges nerede nasıl kullanılır?

Charges forward : Malın tesliminde ödemeli.

Charges function : Üretimin amacı ve masraflar arasındaki ilişkinin ifadesi.

Increase of charges of real estate : Durağan mallar tümdeğerine eklenen giderler. Durağan mallarda doğal bakım, onarım ve temizleme giderleri dışında durağanı genişletmek ya da ekonomik değerini sürekli olarak arttırmak amacıyla yapılan ödemeler gibi tümdeğere eklenen giderler.

 

Reversed charges call : Ödemeli konuşma.

What are the charges per hour : Saat başına ücretiniz ne kadar.

Account of charges : Masraf hesabı.

Bank charges : Bankanın müşterilerinden aldığı masraflar. Banka masrafları. Yaptıkları işler karşılığı bankalarca alınan ürem ve indirim paraları dışında kalan gider ve ücretler. Banka giderleri.

Establishment charges : Kuruluş giderleri.

Dock charges : Rıhtım resmi.

Deferred charges : Geçici varlıklar. Ertelenmiş giderler. Gelecek döneme ait masraf. Peşin ödenen masraflar. Gelecek döneme ait masraflar. Ödemeleri daha sonraki bir tarihe ertelemek. Peşin ödenmiş masraf. Gecikmiş ödemeler. Öncelikle ödenen giderler. gelecek dengelem yılına ilişkin olmak üzere o yıl içinde ödenen giderler.

İngilizce Charges Türkçe anlamı, Charges eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Charges ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Tame : Yavan. Uslandırmak. Ekili. Uslu. Ehlileştirmek. Sıkıcı. Yumuşak başlı. Terbiye etmek. Uysallaştırmak. Yumuşatmak.

Disorder : Karıştırmak. Sağlığını bozmak. Kargaşa. Keşmekeş. Bozmak. Patırtı. Düzensizlik. Nizamsızlık. Rahatsızlık. Düzenini bozmak.

Morph : Şeklini değiştirmek. Biçimlik. Biçimbirim. Biçim.

Delay : Geciktirme. Oyalamak. Yankı. Askıda bırakmak. Bekletme, bir durumun çözümünü bile bile uzatma, geciktirme. seyircinin ilgisini uyanık tutmak için geriye atma. Alıkoymak. Tecimsel belgitlerin sayışımlarındaki paraların ödenmeleri için saptanan gün. bir işin yapılması ya da bir borcun ödenmesi için gösterilen süre. Rötar. Ses sinyalini kopyalayarak belli zaman aralıklarıyla belirlenen sayıda tekrarlayarak yapay yankı hissi veren efekt ve bunu sağlayan cihaz. Savsaklamak.

 

Arterialize : Ciğerlere hava alarak kirli kanı temiz kana dönüştürmek. Arteriyel yapmak (ayrıca arterialise). Oksijen alarak kirli kanın temiz kan ile değişmesi. Kirli kanı temizlemek. Arteriyelize etmek.

Solemnize : Törenle kutlamak (nikah vb). Resmileştirmek. Resmen icra etmek. Nikah kıymak. Düğün yapmak. Törenle kutlamak. Kıymak (nikah). Resmi törenle kutlamak. Resmen gerçekleştirmek.

Vascularize : Damarsal olmak. (amerikan ingilizcesi) damarlaştırmak. Damarlı olmak. Damarlaşmak. Damarlanmak (vascularise olarak da yazılır). Kanallaşmak. Kanallaştırmak. Kan damarları geliştirmek. Damarlanmak.

String : Kılçıklarını ayıklamak. Bağlamak. Düzenlemek. Kandırmak. Sıra halinde gitmek. Takmak (tel, ip). Germek. Damgalar ya da fiziksel öğeler gibi nesnelerin doğrusal bir dizisi. Dizi. İpe dizmek (boncuk vb).

Think : Ummak. Tahmin etmek. Aklından geçirmek. Aklına sığdırmak. Kurmak. Hatırlamak. Aklı almak. Planlamak. Anımsamak. Saymak.

Colly : İs lekesi yapmak. İs lekesi. Kir. Kurum. Kirletmek. İskoç çoban köpeği.

Charges synonyms : lifehack, paganise, renormalise, plasticise, communise, devilise, automatise, color in, untune, constitutionalise, detransitivize, slenderise, mythicize, mythicise, orientalise, make grow, dinge, animise, sensify, unsanctify, plump out, isomerise, spice up, acetylise, suburbanise, diabolise, oxygenise, alkalinise, mythologise, suburbanize, refreshen, intransitivize, acetylize.

Charges zıt anlamlı kelimeler, Charges kelime anlamı

Decelerate : Hız kesmek. Yavaşlatmak. Yavaşlamak. Hız azaltmak. Hızı azalmak.

Dissimilate : Farklı olmak. Farklı yapmak. Farklılaştırmak. Farklı sesler çıkarmak. Farklılaşmak. Bir kelimede birbiriyle ilgili iki sesi atlamak (sesbilim).

Focus : Fokus. Tek tabaka hücre kültürlerinde veya embriyolu yumurtanın koryoallantoik zarında bir virüs tarafından oluşturulan hücre yığını veya salkımı, fokus. Odaklama eylemi. Mercek ve aynalarda koşut ışık demetinin toplandığı nokta. İlgi merkezi. Ayar etmek. Odaklanmak. Bir çekide toplamak. Bir merceğin ya da yuvarsal aynanın asal ekseni üzerinde, çok uzakta bulunan bir kaynaktan bu eksene koşut olarak gelen ışınların, mercekten geçtikten ya da aynada yansıdıktan sonra, bu asal eksen üzerinde kırıldıkları ya da yansıdıkları nokta. Odağı ayarlamak.

Charges antonyms : orientalise, denationalise, odourise, deconcentrate, de iodinate, demulsify, de ionate, detransitivize, salinate, personalise, occidentalise, complicate, tire, brighten, destabilize, better, wet, odorize, nationalize, transitivize, demythologize, stabilise, awaken, cool, stiffen, stabilize, depersonalise, assimilate, decrease, centralize, activate, deoxidise, desensitize, accelerate, decontaminate, occidentalize, worsen, orientalize, increase, beautify, decentralise, dirty, dehydrogenate, hydrogenate, personalize, clarify, emulsify, concentrate, magnetise, dry, deoxidize, qualify, invalidate, dehumanize, inactivate, sensitize, sharpen, sensitise, strengthen, scramble, inflate, empty, decentralize, enable, demilitarise, heat, dull, darken, demilitarize, discolor, thin, centralise, clutter, magnetize, naturalize, loosen, rejuvenate, destabilise, depersonalize, nationalise, cause to sleep, denationalize, unstring, weaken, demagnetise, fill, quieten, begin, clean, deflate, simplify, wrong, disable, discharge, validate, tune, denazify, demagnetize, denaturalize, unscramble, mythologize, order, come in, oxidise, go out, lighten, widen, undress, stay, harden, color, oxidize, soften, desalinate.