Correlates türkçesi Correlates nedir

  • Aralarında uygunluk sağlamak.
  • İlintilemek.
  • Bağlantı kurmak.
  • Karşılıklı ilişkisi olmak.
  • İlişkili olmak.
  • İlişkilendirmek.
  • Bağdaştırmak.
  • Uymak.
  • İrtibatlandırmak.
  • İlişkisini ortaya çıkarmak.
  • Bağ kurmak.
  • İlişkiyi göstermek.
  • Bağlantılı olmak.
  • İlintilendirmek.
  • İlişiği olmak.

Correlates ingilizcede ne demek, Correlates nerede nasıl kullanılır?

Correlate with : İlişkili olmak.

Correlate : Karşılıklı ilişkisi olmak. İlişiği olmak. Bağlantı kurmak. İlişkisini ortaya çıkarmak. İlintilendirmek. Uymak. İrtibatlandırmak. İlişkiyi göstermek. Bağlantılı olmak. Aralarında uygunluk sağlamak.

Correlated : Karşılıklı olarak ilişkili olan. İlintili. İlişkili.

Correlated effects : İlgileşimli etkiler.

Correlated effects test : İlgileşimli etkiler sınaması.

Autocorrelated errors : Kendiyle ilgileşimli hatalar.

Pairwise uncorrelated : İkişerli ilgileşimsiz.

Correlated traits : İlişkili özellik. Aynı gen çifti tarafından etkilenen iki özellik.

Correlated response : Birbiriyle ilişkili başka bir özellik için seleksiyon uygulaması sonucu bir özelliğin değişmesi. İlişkili cevap.

Correlated reference : İlişkili gönderi.

İngilizce Correlates Türkçe anlamı, Correlates eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Correlates ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Accede : Kabul etmek. Razı olmak. Yerine getirmek. Muvafakat etmek. Onaylamak. Tahta çıkmak. Kail olmak. İktidara gelmek. İş başına gelmek.

Couple : Eş. Çiftleşmek. Birleşmek. Karı koca. Koşut yönelimli, karşıt, eşit iki kuvvet. Çift. Eşleştirmek. İki. Kuvvet çifti.

Tally : Hesap. Sundurma veya antrepoya boşaltılmadan, aracın üzerinde gümrük işlemlerinin yapılıp, gümrükten çekilen eşyanın mal sahiplerine teslim edilen miktarını gösteren belge. Skor. Bir alan araştırmasında gözlemci takımın çalıştığı gün ve saatleri ya da herhangi bir işyükünün bölüşümünü gösteren ölçünlü yazım. Sayıların yazıldığı kağıt. Saymak. Fiş. Çetele kağıdı.

Harmonize : Uydurmak. Uyumlu olmak. Düzen vermek. Ahenkli olmak. İmtizaç etmek. Ahenkleştirmek. Armonisini yapmak. Uyum sağlamak.

Link to : Bağlan. Bununla ilişkilendir. Bağla. Ya bağla. Eşleştirmek. Birleştirmek. İle bağlantılı. Bağlanılacak yer.

Get onto : Anlamak. Bulmak. Konuşmak. İdrak etmek. Bir konuyu kavramak.

Check : Çek yazmak. Durdurmak. Gözden geçirmek. Bir kişinin, bir banka ya da başkası üzerinde bulunan alacağının tümünü ya da belirli bir çek karnesi bölümünü diğer bir kişiye ödetmek amacıyla düzenlediği belge, ödeme buyruğu. Denetleme yapmak. Alıkoymak. Bir soru ya da görüşme çizinliğinde yer alan soruyu yanıtlamak üzere saptanmış yanıt seçeneklerinden biri ya da birkaçına x ya (...) biçiminde belirteçler koyularak yapılan bildirim. Kontrol etmek. Kontrol. Gemlemek.

Put through : Telefona bağlamak. Başarıyla sonuçlandırmak. Başarmak. Telefonu bağlamak. Telefon bağlamak. Bağlamak (tel.). Gerçekleştirmek. Yapmak. Bitirmek.

 

Correlates synonyms : related to, corelating, adapt oneself, acceded, cohere, match, correlating, contact, abide, be linked, corelate, accord, associate with, interconnect, get hold of, agree, accedes, be related to, ensure harmony, adapt, accorded, accommodates, acceding, accommodated, establish a connection with, accords, intercommunicates, coheres, associated with, catenate, communicates, related, intercommunicated.

Correlates zıt anlamlı kelimeler, Correlates kelime anlamı

Disagree : Yaramamak. Dokunmak. Bozuşmak. Uymamak. Karşıt görüşte olmak. Sürtüşmek. Atışmak. Uyuşmamak. Aynı fikirde olmamak. Çelişmek.

Unrelated : İlgisiz. Birbiri ile ilişkisi olmayan. Namahrem. Alakasız. İlişkilendirilmemiş. Bağlantısız. Na-mahrem. Akraba olmayan. İlişkisiz. Akraba dışı.