Coyer türkçesi Coyer nedir

Coyer ingilizcede ne demek, Coyer nerede nasıl kullanılır?

Decoyer : Tuzağa düşüren kişi.

Decoyers : Tuzağa düşüren kişi.

Coyest : Çekingen. El bebek gül bebek. Utangaç. Mahcup. Alabama eyaletinde şehir. İsteksiz. Cilveli. Nazlı. Nazenin.

Decoyed : Hile. Tuzak. Ördek tuzağı. Tuzağa düşürmek. Av yerine çekmek. Yem. Tuzak yemi. Tuzağa düşüren kimse. Yemlik. Ayartıcı kimse.

Coy : Cilveli. El bebek gül bebek. Mahcup. Çekingen. Nazlı. İsteksiz. Alabama eyaletinde şehir. Nazenin. Utangaç.

Coyness : Nazlılık. Naz. Mahcubiyet. Utangaçlık. Çekingenlik. Cilve.

Coyote : Etçiller (carnivora) takımının, köpekgiller (canidae) familyasından, 94 cm kadar uzunlukta 40 cm kadar kuyruğu olan, sırtı kül rengi, karnı daha açık, kafası uzun ve ince, kuzey ve orta amerika'da yaşayan bir memeli türü. Koyote. Kırkurdu. Kır kurdu. Sınırdan kaçak göçmen geçiren haydut. İnsan kaçakçısı. Çakal.

Coyoting : Madenciler tarafından kullanılan üzerini örten toprağın tümünü kazmadan altın yataklarına ulaşma yöntemi.

Coypu : Şili kunduzu. Bataklık kunduzu. Kemiriciler (rodentia) takımının, sekiz dişligiller (octodontidae) familyasından, 45 cm kadar uzunlukta, 40 cm kadar kuyruğu olan, sırtı kestane rengi, karnı kırçıllı, postu kullanılan, amerika'da ırmak kenarlarında yaşayan ve iyi yüzen bir tür. su maymunu, koypu.

 

Decoy bird : Çığırtkan kuş. Çığırtkan.

İngilizce Coyer Türkçe anlamı, Coyer eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Coyer ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Demure : Ağırbaşlı. Ciddi. Uslu. Borçlunun süresi biten parayı ödeyememesi. alacaklının ya da borçlunun direnmesi. Mütevazı. Sözde mahcup. Direnme. Ölçülü. Vakur.

Mouses : Fare tutmak. Mouse. Fare. Tampon. Tıkalı boruları açma topu. Sıçan. Çekingen tip. Fare avlamak.

Strew : Saçmak. Yaymak. Serpiştirmek. Dağılmak. Dağıtmak. Neşretmek. Serpmek. Saçılmak.

Athens : İllinois eyaletinde şehir. Teksas eyaletinde şehir. Batı virginia eyaletinde yerleşim yeri. Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Ohio eyaletinde şehir. Atina. Vermont eyaletinde yerleşim yeri. Atina şehri. Tennessee eyaletinde yerleşim yeri. New york eyaletinde yerleşim yeri.

Ridge : Sırt. Kabartma çizgi. Dağ sırası. Dört ayaklı omurgalılarda çift ve hafifçe kıvrık bir seri ince kemik ya da kısmen sırt taraftan omurgaya, karın tarafından bir kısmı göğüs kemiğine hareket edebilecek şekilde eklemli bulunan kıkırdaklı çubuklar. eğe kemiği. bazı böceklerin yumurtaları üzerinde boyuna uzanan kabarık yapılar. dinoflagellatların yüzeydeki kabarık çıkıntıları. Biyoloji, coğrafya alanlarında kullanılır. Kabarık çizgi (toprak, deniz). Yükselti. Dağ silsilesi. İki koyağı birbirinden ayıran az eğimli yayvan sırt. Çatı sırtı.

 

Arab : Arabistanlı. Arap. Arap atı.

Spoiled : Gül bebek. Şımartılmış. Acımış. Berbat olmuş. Kusurlu. Bozulmuş. Şımarık. Defolu. Bozuk (yiyecek veya içecek).

Contact : Temas kurmak. Bilgisayar, fizik, veterinerlik, jeoloji alanlarında kullanılır. İrtibat. Temasa geçmek. Bağlantı kurulan kimse. Değdirme. Bağlantı. Ayrı ayrı katmanlanmış durumda bulunan katmanları yanyana getirme. Temas faktörü. Temas.

Chinless : Çatlak olmayan. Ürkek. Korkak. Tereddütlü. Kararsız. Çenesiz.

Mist : Pus. Sis kaplamak. Sis basmak. Duman. Buğulandırmak. Buğulanmak. Buğulamak. Su uçuğunun soğuk bir yüzey üzerinde ya da havadaki toz ve üşerler üzerinde ince damlalar halinde yoğuşmasıyla oluşan bulut. bk. uçuk. Sis. Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür sis. bk. sis, bulut.

Coyer synonyms : grass over, bremen, dot, embarrassed, carpet, flood, shroud, brent, gawkier, meaner, meet, fairylike, fainthearted, sweep, blanket, jaded, demurest, pudent, robe, disinclined, gutless, maidenly, beatrice, mincing, overwhelm, banks, be, inconversable, demurer, arch, spoilt, kittenish, indispose.

Coyer zıt anlamlı kelimeler, Coyer kelime anlamı

Exclude : İçeri almamak. Dışarıda bırakmak. Hariç tutmak. Kovmak. Kapsamdan çıkarmak. Saymamak. Dahil etmemek. Hesaba katmamak. Önlemek. Dışlamak.

Uncover : Deşifre etmek. Açmak (örtü, kapak vb). Su yüzüne çıkarmak. Örtüsünü kaldırmak. Meydana çıkarmak. Kapağını açmak. Açmak. Şapka çıkarmak. Üstünü açmak. Ortaya çıkarmak.

Unmask : Foyasını meydana çıkarmak. Foyasını ortaya çıkarmak. Maskesini indirmek. Foyasını çıkarmak. Maskesini düşürmek. Maskesini çıkarmak. Maskesi düşmek. Gerçek yüzünü görmek. Maskesini çıkartmak. Açmak.