Crime türkçesi Crime nedir

  • Mantıksızca hareket.
  • Hukuk, sosyoloji alanlarında kullanılır.
  • Ağır suç.
  • Yüz karası.
  • Suçlu bulmak.
  • Kabahat.
  • Cinayet romanı.
  • Cürm.
  • Cezalandırmak.
  • Bir toplumda haksız sayılıp, yazılı-yazısız kurallarla yasaklanan ve yaptırımlara bağlanan davranış ve eylem. devletçe yasalarla tanımlanıp yaptırıma bağlanmış olan kurallara aykırı davranış.
  • Suç.
  • Aptallık.
  • Sabıka.
  • Acımaya yol açacak kötü davranış.
  • Cinayet.
  • Mantıksızlık.
  • Cürüm.

Crime ile ilgili cümleler

English: A high proportion of crime in any country is perpetrated by young males in their teens and twenties.
Turkish: Herhangi bir ülkedeki suçun büyük kısmı 10' lu 20' li yaşlardaki genç erkekler tarafından işlenmektedir.

English: "This is the police. Would you mind coming down to the station?" "W-why?" "You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!"
Turkish: "Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz?" "N-neden?" "Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?!"

English: According to the police investigation, Moustapha was at the scene of the crime at the time of the event.
Turkish: Polis soruşturmasına göre, Mustafa olay sırasında suç mahallindeydi.

English: Ali didn't commit the crime he's been accused of.
Turkish: Ali suçlandığı suçu işlemedi.

 

English: "Appointment with Death" is a crime novel by Agatha Christie.
Turkish: "Ölümle Randevu", Agatha Christie'nin bir polisiye romanıdır.

Crime ingilizcede ne demek, Crime nerede nasıl kullanılır?

Crime against humanity : İnsanlık suçu. İnsanlığa karşı işlenen suçlar. İnsanoğlunun en temel haklarını çiğneyen eylemler (özellikle savaş sırasında işlenen suçlar). İnsanlığa karşı suç.

Crime prevention : Suç önleme.

Crime rate : Suç oranı.

Crime reporter : Sakçı muhabiri. Adliye muhabiri.

Crime scene : Suç mahalli. Suç yeri. Olay yeri.

Crime story : Polisiye film.

Capital crime : Failini ölüm cezasına çarptırabilen suç.

Commit a crime : Suç işlemek. Cürüm işlemek. Cinayet işlemek.

Alleged crime : Atılı suç. Belirli şüphelisi bulunan suç. Bir kimseye yüklenen suç. İddia edilen suç.

Paradox of crime prevention : Suç önleme çelişkisi. Bir ülkede yasal olmayan iktisadi etkinlikleri engellemeye yönelik önlemlerin, söz konusu etkinliklerde bulunan bireylerin gelirlerinde bir düşüşe neden olmasına bağlı olarak, bir süre sonra yasal olmayan etkinliklere ayrılan süre veya suç sayısını artırdığı durum.

İngilizce Crime Türkçe anlamı, Crime eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Crime ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Roguishness : Münasebetsizlik. Bir hainin davranışı. Şerefsizlik. Yaramazlık. Düzenbazlık. Ahlaksızlık. Namussuzluk. Çapkınlık. Sahtekarlık.

Delinquencies : Suça sürüklenme. Kötüye kullanma. İhmal. Hata. Suçluluk. Borçların ödenmemesi. Görevi ihmal etme. Suç işleme. Kurallara uymama.

 

Guilts : Sorumluluk. Töhmet. Suçluluk duygusu. Suçluluk psikolojisi. Suçluluk. Günahkarlık.

Felon : Çok ciddi bir suç işlemiş kişi (suçlu). Habis. Suçlu. Dolama. Cani. Mücrim. Zalim.

Contempts : Hor görmek. Aşağılama. Hakaret. Küçümseme. Mahkemeye itaatsizlik. Teessüf. Hor görme. İğrenme. Saygısızlık.

Imprudence : İhtiyatsızlık. Düşüncesizlik. Tedbirsizlik. Akılsızlık.

Killings : Hayvan kesme. Ölüm. Av. Avlama. Öldürme.

Killing : İtlaf. Büyük kazanç. Yalanlama. Av. Voli. Ölüm. Vurgun. Öldürücü. Ortadan kaldırma. Yorucu.

Extravagances : Abartı. Ölçüsüzlük. İsraf. Savurganlık. Boşa harcama. Müsriflik. Taşkınlık. Tutumsuzluk. Saçmalık.

Discipline : Disipline sokmak. Kontrol altında tutmak. Eğitmek. Bir topluluğun, yasalarına ve düzenle ilgili yazılı ya da yazısız kurallarına, titizlik ve önemle uyması durumu. kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin tümü. Bilimdalı. Yetiştirmek. Terbiye etmek. Disiplin sağlamak. Disiplin.

Crime synonyms : cybercrime, tazir crime, had crime, regulatory offence, victimless crime, regulatory offense, evildoing, statutory offence, statutory offense, vice crime, high treason, misdemeanor, daftness, enormity, fallacy, bloodshedding, thuggery, demerit, delict, odium, culpability, enormities, obloquy, ignominies, illogicality, malefactions, mayhem, dodoism, brainlessness, convicting, flat nonsense, be charged, censured.

Crime ingilizce tanımı, definition of Crime

Crime kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Any violation of law, either divine or human. An omission of a duty commanded, or the commission of an act forbidden by law.