Deposit attack türkçesi Deposit attack nedir

  • Birikinti korozyonu.
  • Kimya alanında kullanılır.
  • Bırakıntı yenimi.
  • Birikinti yenimi.
  • Bir metal yüzeyindeki birikinti altında oluşan yerel yenim, bir tür çatlak yenimi.

Deposit attack ingilizcede ne demek, Deposit attack nerede nasıl kullanılır?

Deposit : Yatırma. Ön ödeme. Ödenmesi gerekecek gümrük vergisi ile girişte alınan başka vergiler karşılığında, onların tutarınca ya da ondan belli bir ölçüde artık paranın inanca olarak, ilgili işlemin bitimine dek, gümrüklerce alınması, a. bk. inanca. (tortu) bırakmak. Tortu bırakmak. Bir mal veya hizmetin satışı sırasında taraflar arasında kesin sözleşme yapılmadan önce alıcının satıcıya satış bedelinden düşülmek üzere ödediği para. Gümrük vergileri karşılığı önödence alma. Çökeltmek. Bankaya yatırmak. Depozito vermek.

Attack : Saldırmak. Kesin sonuç almak için tarafların kurduğu, oyunu karşı taraf alanına aktaran düzen. Atak. Bir dürtüş ya da vuruşun gerçekleşebilmesi için, ileri doğru gelişen saldırı eylemlerinin her birine verilen genel ad. Saldırı. Koyulmak. Tenis, futbol, eskrim, masa tenisi, voleybol alanlarında kullanılır. Akın. Hamle yapmak. Üstüne varmak.

Deposit account : Mevduat hesabı. Tasarruf hesabı.

Deposit bank : Banka mevduatı. Ticari banka. Mevduat bankası. Mevduat kabul eden, kredi açan, ulusal ve uluslararası ödemelerde aracılık, para nakli, senet iskontosu, emanet kabulü vb. hizmetleri sunan, pazarlanabilir taşınır değerler gibi finansal aktifleri elinde tutan ve saymaca para yaratan finansal aracı kurum. Tevdiat bankası. Depozito bankası.

 

Deposit book : Depo işletenlerle, taşıma ambarları iyelerinin tutmakla zorunlu oldukları ambar yazılığı. Mevduat cüzdanı. Koruncak yazılığı. Banka cüzdanı.

Deposit box : Banka kasası. Emanet sandığı. Kasa. Kiralık kasa.

İngilizce Deposit attack Türkçe anlamı, Deposit attack eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Deposit attack ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Acid salt : Asit tuzu. Sodyum klorit. Aynı zamanda asit olan tuz. Asit tuz. Bileşimindeki asit hidrojenlerinin bir bölümü metallerle yer değiştirmemiş olan tuz. örn. sodyum bikarbonat (nahco3).

Aldehydes : Aldehitler. Aldehit. Bir (r) alkil köküne ya da hidrojene bağlanmış, (-cho) formil kökünü taşıyan organik bileşikler.

Aliphatic compounds : Düz ya da dallanmış karbon iskeletinden türemiş olan hidrokarbonlar sınıfı. örn. Alifatik bileşikler.

Acidimetry : Asitölçüm. Bir asidin etkisinin ölçüldüğü süreç. Asitimetre. Asidimetri. Asidimetre. Asit ölçme. Asit ölçümü. Bir asitli çözeltiyi, ölçün baz çözeltisiyle tepkimeye sokarak asitlik derecesini belirleme yöntemi.

Acier inoxydable : Krom, nikel gibi uygun metallerin katkısıyla havanın, nemin ve pek çok kimyasal özdeğin etkisine karşı dayancı artırılmış olan çelik türü. Paslanmaz çelik.

 

Activated coal : Etkin kömür. Çözeltilerden renk giderme ya da gaz karışımlarından kimi gazlan ayırma amacıyla yüze yutma özelliği geliştirilmiş kömür. Etkinleştirilmiş kömür. Aktif kömür.

Alcoholometry : Alkolometri. Alkollü bir çözelti içinde yoğunluk ölçülmesi yoluyla alkol niceliğini belirleme yöntemi. Alkolölçüm. Bir içkide saf alkol seviyesini ölçme ve doğrulama yöntemi. Alkol ölçüm.

Alabaster : Sumermeri kaymaktaşından. Alçı taşı. Kaymaktaşı. Sumermeri. Albatr. Su mermerinden yapılan. Su mermeri. Akmermer. Kaymaktaşından yapılan.

Additive : Toplamsal. Toplanır. Katkı maddesi. Bir ürüne, kimyasal ya da fiziksel özelliklerini geliştirmek, kalımlı kılmak, çekici yapmak vb. nedenlerle eklenen özdek. İlave. Katık. Katılan kimyasal madde. Katılacak. Katkı.

Active metals : Demir, çinko gibi ölçün elektrot potansiyelleri hidrojeninkinden daha düşük olan metaller. Etkin metaller. Aktif metaller.

Deposit attack synonyms : aliphatic saturated compounds, alicyclic compounds, active passive metal, additive properties, acid radical, alcohols.