Deposit türkçesi Deposit nedir

  • Depozito vermek.
  • Mevduat.
  • Önödence.
  • Yanlar arasında yapılan tecim sözleşmesinin inancayla kesinleşmesi için çoğunlukla alıcısınca satıcısına yapılan ön ödeme.
  • Tortu bırakmak.
  • Ön ödeme.
  • Gümrük vergileri karşılığı önödence alma.
  • Yerleştirmek.
  • Bankaya yatırmak.
  • Güvende tutmak veya faiz geliri elde etmek amacıyla banka veya benzeri kuruluşlara yatırılan para. krş. vadeli mevduat, vadesiz mevduat.
  • Depozit vermek.
  • Önödenceye bağlama.
  • Çökelmek.
  • Sıvıların dibine oturan maddeler.
  • Depozit olarak vermek.
  • Ödenmesi gerekecek gümrük vergisi ile girişte alınan başka vergiler karşılığında, onların tutarınca ya da ondan belli bir ölçüde artık paranın inanca olarak, ilgili işlemin bitimine dek, gümrüklerce alınması, a. bk. inanca.
  • Güvenmelik.
  • Para yatırmak.
  • (kapora) vermek.
  • Emanet etmek.
  • Çökel (çükelti).
  • Çökel.
  • Gümrük, iktisat, madencilik, ekonomi, jeoloji alanlarında kullanılır.
  • Yumurtlamak.
  • (tortu) bırakmak.
  • Emanet.
  • Yatırma.
  • Bir mal veya hizmetin satışı sırasında taraflar arasında kesin sözleşme yapılmadan önce alıcının satıcıya satış bedelinden düşülmek üzere ödediği para.
  • Belirli bir süre sonunda ya da istenildiği anda alınmak üzere bankalara para verme.
  • Koymak.
  • Çökeltmek.
  • Depozito.
  • Yatırmak.

Deposit ile ilgili cümleler

 

English: Ali keeps his passport in a safe deposit box at the bank.
Turkish: Ali pasaportunu bankada bir kiralık kasada tutuyor.

English: Ali keeps his important papers in a safety deposit box.
Turkish: Ali önemli evraklarını kiralık kasada saklıyor.

English: Do you have safety deposit boxes?
Turkish: Kasan var mı?

English: I asked Tom if he had a safe deposit box.
Turkish: Tom'a bir çelik kasası olup olmadığını sordum.

English: I can't find my safety deposit key.
Turkish: Benim emanet anahtarını bulamıyorum.

Deposit ingilizcede ne demek, Deposit nerede nasıl kullanılır?

Deposit account : Tasarruf hesabı. Mevduat hesabı.

Deposit attack : Birikinti yenimi. Bir metal yüzeyindeki birikinti altında oluşan yerel yenim, bir tür çatlak yenimi. Bırakıntı yenimi. Birikinti korozyonu.

Deposit bank : Ticari banka. Mevduat bankası. Depozito bankası. Banka mevduatı. Tevdiat bankası. Mevduat kabul eden, kredi açan, ulusal ve uluslararası ödemelerde aracılık, para nakli, senet iskontosu, emanet kabulü vb. hizmetleri sunan, pazarlanabilir taşınır değerler gibi finansal aktifleri elinde tutan ve saymaca para yaratan finansal aracı kurum.

Deposit book : Depo işletenlerle, taşıma ambarları iyelerinin tutmakla zorunlu oldukları ambar yazılığı. Mevduat cüzdanı. Banka cüzdanı. Koruncak yazılığı.

Deposit box : Kiralık kasa. Emanet sandığı. Banka kasası. Kasa.

Deposit insurance fund : Mevduat sigorta fonu. Geri ödenmeme riskine karşı mevduatları belli bir tutara kadar güvence altına alan fon.

Deposit date : Bir şeyin yatırılma tarihi (saklama amacıyla). Yatırma tarihi.

Deposit copy : Devlet nüshası. Basılan bir yapıtın, derleme yasası gereğince ayrılan sayısı. Derleme eşlemi. Çevrilen her filmden devletin ilgili kurumunda saklanmak üzere yetkililere verilmesi zorunlu eşlem. (basmalarda genelleşmiş olan bu işin bazı ülkelerde sinemaya da uygulanması sonucu kullanılan bir terimdir). Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Derleme sayısı.

 

Deposit credit : Mevduat kredisi.

Deposit library : Yığınak kitaplık. Bir ya da birkaç kitaplığın, az kullanılan gereçlerini gerektiğinde kullanmak üzere bir yerde topladığı kitaplık.

İngilizce Deposit Türkçe anlamı, Deposit eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Deposit ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Closure : Kapanım. Bitirme. Kapama. Kapanma. Kötü bir şeye son verme. Son verme. Kapatıcı. Oylamaya geçme (görüşme sonrası). Son.

Blurt out : Ağzından kaçırmak. Pat diye söylemek. Düşünmeden söylemek. Söyleyivermek.

Security deposit : Tahviller ve onların ticareti ile ilgili banka işlemi. Güvence bedeli. Para yatırmak için kullanılan hesap. Teminat bedeli. Güvence depozitosu. Güvenlik depozitosu. Tahvil hesabı.

Imbarked : Uçağa bindirmek. Yüklenmek. Gemiye bindirmek. Yatırım yapmak. Binmek. Uçağa yüklemek. Yüklemek. Kalkışmak. Yük almak.

Put : Neşretmek. Sormak. Söylemek. Fırlatma. Söndürmek. Hamle. Bırakmak. Para koyma. Atfetmek.

Bankings : İşlem. Banka. Dönerken yan yatma (uçak). Viraj yüksekliği. Bankacılık. Bankaya yatırma. Banka işlemleri. Yatış.

Commend : Salık vermek. Tevdi etmek. Ismarlamak. Övmek. Saygılar sunmak. Methetmek. Takdir etmek. Saygılarını sunmak. Tavsiye etmek.

Safety deposit : Otel vb kurumlarca müşterilerinin değerli eşyalarının korunması. Korunmak için birine veya bir yere bırakılan eşya. Bir kimseyle gönderilen şey.

Elapses : Akmak. Geçmek. Akıp gitmek. Geçen zaman. (zaman) geçmek. Vaktin geçmesi. Zaman geçmek. Zamanın geçmesi. Geçmek (zaman).

Buffoons : Soytarı. Palyaço. Maskara. Dalgacı. Muzip. Şakacı. Şaklaban. Kaşmer.

Deposit synonyms : commits, foregift, accommodate, give, laying, blurts, bed, appoint, pay in, fix, deposits, incline, settle, wager, security, consigning, settles, sample out, accommodated, affix, put into, domicile, instated, become established, imburse, bargain money, adhibit, bailed, blunder out, payment in advance, bank deposit, inclines, blurting.

Deposit zıt anlamlı kelimeler, Deposit kelime anlamı

Dislodge : Yerinden atmak. Yerinden oynatmak. Çıkarmak. Yerinden çıkartmak. Yerinden çıkarmak. Evi boşalttırmak. Kovmak.

Unfasten : Gevşemek. Gevşetmek. Çözülmek. Koyuvermek. Çözmek. Açılmak. Açmak.

Take : Tutulan balık miktarı. Alıntı. (fotoğraf) çekmek. (sınava) girmek. Çevirim eylemi. Götürmek. Reaksiyon. Pay. Alıcının sürekli olarak bir kez çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası. çevirim oyunluğunda, alıcının sürekli olarak bir kez çalıştırılmasıyla elde edilecek olan, her biri ayrı bir sayıyla belirtilen bölüm. alıcının bir kez çalıştırılması sırasında alıcı açısı, alıcı görüş noktası, alıcı ile çevrilen görünçlük arasındaki uzaklık, mercek çeşidi, vb. etkenlere göre başka başka özellikler gösteren görüntülerin tümü. (bu son durumda görüntüler gerek çerçeve içinde kapladıkları yer, gerek görüş açısı ve noktası, gerekse çevirim sırasında alıcının devinimiyle değişik özellikler kazanır ki, bunların her biri özel bir terimle belirtilir). tv. televizyon yayınında, sinemadaki çekimin özelliklerine karşılık olan durumlar. Yazmak.

Deposit antonyms : withdraw.

Deposit ingilizce tanımı, definition of Deposit

Deposit kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To let fall or throw down (as sediment). To place. The waters deposited a rich alluvium. That which is deposited, or laid or thrown down. To lay down. Especially, matter precipitated from a solution (as the siliceous deposits of hot springs), or that which is mechanically deposited (as the mud, gravel, etc., deposits of a river). To put. As, a deposit in a flue. As, a crocodile deposits her eggs in the sand.