Distrusted türkçesi Distrusted nedir

  • Güvenilmeyen.
  • Güvenilmez.
  • İnanmamak.
  • Güvenmemek.
  • Şüphe duymak.

Distrusted ile ilgili cümleler

English: I've always distrusted Tom.
Turkish: Tom'dan her zaman şüphe duydum.

English: I've always distrusted him.
Turkish: Ondan her zaman kuşkulandım.

Distrusted ingilizcede ne demek, Distrusted nerede nasıl kullanılır?

Have a distrust of somebody : Güvensizlik duymak. Güvenmemek.

Self distrust : Kendine güvensizlik. Kendine güvenmeyiş.

Distrust : İtimatsızlık. Sıtkı sıyrılmak. Güveni sarsılmak. Emniyet etmemek. Güvenmemek. İnanmamak. [#kuşku Kuşkulanmak]. Şüphe duymak. Güvenmeme. -e itimat etmemek.

Distrustful : Başkalarına güvenmeyen. Güvensiz. Kuruntulu. Kuşkulu. Şüpheci. İtimatsız. Şüpheli. Vesveseli.

Distrustful of oneself : Kendine güveni olmayan. Çekingen.

Primary income distrubition : Bir ekonomide herhangi bir müdahale olmaksızın piyasa koşullarında gerçekleşen gelir dağılımı. krş. ikincil gelir dağılımı. Birincil gelir dağılımı.

Distrubution portion : Sübyenin damlacık biçimindeki sıvı evre kısmı. Dağılan kısım.

Bursting distrupture disk : Kırılma diski.

Distrusting : İtimat etmemek. Emniyet etmemek. Şüphe duymak. Güvenmemek. Güveni sarsılmak. -e itimat etmemek. Sıtkı sıyrılmak. Kuşkulanmak. İnanmamak. Güvensizlik.

 

Distrustfully : Şüpheli bir şekilde. Güvenmeyerek. Kuşkulu bir şekilde. Şüpheyle. Kuşuyla. Güvensizce.

İngilizce Distrusted Türkçe anlamı, Distrusted eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Distrusted ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Distrusts : Kuşkulanmak. Sıtkı sıyrılmak. Emniyet etmemek. Güvensizlik. Güveni sarsılmak. İtimat etmemek. -e itimat etmemek.

Disbelieves : İnançsız olmak. İman etmemek. Kuşkulanmak.

Distrusting : Emniyet etmemek. Sıtkı sıyrılmak. Güveni sarsılmak. Kuşkulanmak. -e itimat etmemek. Güvensizlik. İtimat etmemek.

Suspect : Sanmak. Zannetmek. Sanık. Şüpheli. Kuşkulanmak. Zanlı. Kuşku duymak. Tahmin etmek (bir şeyin olacağını). Farzetmek.

Beyond belief : İnanılmaz.

Faithless : Namussuz. Vefasız. Sadakatsiz. İnançsız. Sadık olmayan. İmansız. İnansız. Kafir. Hain.

Disbelieving : Kuşku duyma. İman etmemek. İnanmama. Güvenmeme. Kuşkulanmak. İnançsız olmak.

Discredit : Güvenini sarsmak. Şüphe. Yüz karası. İtibarını zayıflatmak. Kötülemek. Gözden düşme. İtibarını sarsmak. Kuşku duymak. Halkın gözünden düşürmek.

Discredits : İtibarını sarsmak. İtibardan düşmek. İtibarını zayıflatmak. İtibardan düşürmek. Güvenini sarsmak. İtibarsızlaştırmak. İtibar erozyonuna uğratmak. Kötülemek. Kuşku duymak.

Misbelieve : Yanlış inancı olmak.

Distrusted synonyms : irresponsible, dishonorable, fly by night, doubt, fed up, misbelieving, mistrusted, dishonourable, elusive, dubious, insecure, disbelieve, sick, distrust, mistrust, displeased, doubtful, have a doubt, untrusted, doubted, discredited, foxy, sick of, elusory, discrediting, have a distrust of somebody, doubts, jaundiced, disbelieved, tired of.

 

Distrusted zıt anlamlı kelimeler, Distrusted kelime anlamı

Pleased : Mahzuz. Memnun. Memnun olmuş. Hoşnut edilmiş. Hoşnut. Mütelezziz. Keyifli.

Believe : Kanmak. İnancı olmak. İnanmak. Güvenmek. Kani olmak. Varsaymak. Yemek. Güven duymak. İman etmek. Zannetmek.

Trust : Tröst. Güven duymak. İnancı olmak. Kredi vermek. İtimat. Azel piyasasında, aynı malı üreten birbirine rakip iki veya daha fazla firmanın aralarındaki rekabeti önleyerek karlarını artırmak amacıyla hukuki varlıklarını sona erdirip tek bir firma altında birleşmeleri. Emniyet etmek. Birtakım tecimevi ya da tüzel kişiliği olan ortaklıkların yapım, üretim evi ve yerlerin satağı elde tutmak amacıyla aralarında yaptıkları anlaşma. güvenceye dayanan işleri inalcının bir kişi ya da kuruluş adına yönettiği mallar. Ümit. Birine güveni olmak.