Dots türkçesi Dots nedir

Dots ile ilgili cümleler

English: Her skirt is yellow with polka dots.
Turkish: Onun eteği benekli sarıdır.

English: Her dress is blue with white polka dots.
Turkish: Onun elbisesi beyaz pulka puanlı mavidir.

English: Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.
Turkish: Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.

English: The Earth and Sun are just tiny dots among the billions of stars in the Milky Way Galaxy.
Turkish: Dünya ve Güneş, Samanyolu Galaksi'sindeki milyarlarca yıldız arasında sadece ufacık noktadırlar.

Dots ingilizcede ne demek, Dots nerede nasıl kullanılır?

Dots and dashes : Noktalar ve tireler. Mors alfabesi işaretleri.

Dots per inch : İnç başına nokta. İnçte nokta sayısı. Dpi. Tarayıcı ve yazıcılar gibi cihazlarda grafik çözünürlüğü ölçü birimi. İnç başına nokta sayısı. Nokta veya inç.

Electronic cue dots : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Geçme imi. Geçmeyi sağlamak amacıyla, göstericideki makaranın sona erdiğini, öbür göstericideki makaraya geçmeye hazır olmak gerektiğini belirtmek üzere, resmin sağ üst köşelerine yapılan küçük imler. tv. aynı amaçla televizyonda resme elektronik olarak katılan, ufak, dikey, siyah-beyaz çubuklar biçimindeki imler.

 

Make dots : Nokta koymak.

Sparse dots : Seyrek nokta.

Dot frequency : Nokta frekansı.

Dot and dash : Noktalar ve çizgiler. Mors alfabesi.

Dot density : Nokta yoğunluğu.

Three dots : Bir cümlenin sonunda noktalama işareti türü. Üç nokta.

Dot diagram : Nokta diyagramı.

İngilizce Dots Türkçe anlamı, Dots eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Dots ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Tons : Yığın.

Extend : Sunmak (taziye veya kutlama). Devam ettirmek. Avcı hattına yayılmak. Sunmak. Daha uzun ya da büyük bir hale getirmek. Uzamak. Vermek. Tevsi etmek. Yayılmak. Yaymak.

Wads : Tıkamak. Pamukla doldurmak. Vatka koymak.

Mottle : Alaca. Harelemek. Alacalamak. Lekelemek. Beneklemek.

Dappling : Beneklemek. Puanlı. Benekli hayvan. Beneklenmek. Benekli renk. Benekli. Puanlamak.

Spots : Hemen teslim edilen mallar. Peşin para ile alınan şeyler. Benek hastalığı. Benekler. Sahne ışıkları.

Continue : İdame etmek. Devamı gelmek. Devam etmek. Olagelmek. Ertelemek. Sürmek. Dayanmak. Uzamak. Devam ettirmek. Kalmak.

Full stop : Çekit. Son. Durak. Durma. Nokta noktalama işareti. Tam durak.

Cover : Kılıf. Bir anlaşmada taraflardan birine ait sorumluluğun bir başkası tarafından söz, mal veya para biçiminde yüklenilmesi. bk. kefalet. Kapatmak. Bir oyuncunun başka bir oyuncunun önüne kayarak seyircinin onu görmesini engellemek. yapılmayan bir işi yapılıyormuş gibi. göstermek için oyuncunun gövdesiyle, yaptığı işi seyircinin görüşüne kapaması, örnek : eğer masa lambasının üstünde lambayı yakacak bir düğme yoksa, o lambanın yanması anında ışıklar parlatılacaksa oyuncu lambayı gövdesiyle görüşe kapayıp yakar gibi yapar. Tecimsel bir işlemde dokuncayı önlemek amacıyla ayrılacak karşılama payı. Kaplamak. Sakınmalık. İçermek. Kapamak. Bastırmak.

 

Dapples : Benekli. Puanlamak. Beneklemek. Puanlı. Benekli hayvan. Benekli renk. Beneklenmek.

Dots synonyms : large indefinite quantity, large indefinite amount, scores, facula, fleck, lentigo, stud, oodles, mottles, pinpointing, slews, loads, gobs, period, points, scads, full point, one dimensional, lashings, freckle, constellate, piles, particular, stacks, pels, dapple, pinpoint, dot, maculas, mackle, heaps, flecking, periods.

Dots zıt anlamlı kelimeler, Dots kelime anlamı

Hate : Kin. Beğenmemek. İstememek. Sevmemek. İğrenme. Düşmanlık. İğrenmek. Kin beslemek. Nefret etmek. Nefret.