Early in the morning türkçesi Early in the morning nedir

Early in the morning ile ilgili cümleler

English: As always, he got up early in the morning and went jogging.
Turkish: O her zaman olduğu gibi sabahleyin erkenden kalkıp jogginge gitti.

English: Ali worked from early in the morning until late at night.
Turkish: Ali sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar çalıştı.

English: Ali got up early in the morning and swam.
Turkish: Ali sabah erken kalktı ve yüzdü.

English: As usual, he got up early in the morning and jogged.
Turkish: Her zamanki gibi sabah erkenden kalkıp koştu.

English: Ali works from early in the morning until late at night every day.
Turkish: Ali her gün sabah erken saatlerden gece geç saatlere kadar çalışıyor.

Early in the morning ingilizcede ne demek, Early in the morning nerede nasıl kullanılır?

Early : Eski. İlk. -in başlarında. Önceki. İlk zamanlarında. Erken. Erkenden.

In : Olarak. Çok moda olan. İktidardaki. Da. Dahili. De. Mevsimi gelmiş. İçeriye. İçine. İç.

The : Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belgili tanımlık. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır.

 

Morning : Günaydın. Başlama. Başlangıç. Sabah vakti. Seher. Sabah. Gün ağarmasından sonraki kısa zaman. bu zaman gün ortasına dek de alınabilir.

Early in the day : Erkenden.

First thing in the morning : Sabah ilk şey. Sabah erkenden. Sabahın erken saatlerinde. Uyandıktan hemen sonra. Sabah ilk iş.

Gets up in the morning : Sabah kalkar. Sabah uyanır.

I am leaving in the morning : Sabah ayrılıyorum.

In the morning : Sabahtan. Sabahleyin. Sabah. Sabahları.

İngilizce Early in the morning Türkçe anlamı, Early in the morning eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Early in the morning ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

The small hours : Gece yarısından sonraki ilk saatler. Sabahın körü. Gece geç saatler. Sabahın ilk ışıkları. Gece yarısından sonraki üç dört sögen. Sabahın ilk saatleri. Sabaha karşı.

Bright and early : Sabahın çok erken saatinde.

Early morning : Seher.

At the crack of dawn : Karga bokunu yemeden. Sabahın ilk ışığında. Tan vakti. Gündoğumu sırasında. Şafak sökümünde.

First thing in the morning : Sabah ilk şey. Sabah ilk iş. Uyandıktan hemen sonra. Sabahın erken saatlerinde.

Break : Çözmek. Çiğnemek. Mola. Tutmamak. Şans. Bozmak. Yarmak. Kırmak. İhlal etmek.

At the break of dawn : Şafakta. Şafak sökümünde.

Early in the morning synonyms : at dawn.