Earshot türkçesi Earshot nedir

  • İşitme menzili.
  • Duyma menzili.
  • Kulak erimi.
  • Kulak menzili.
  • Duyma erimi.
  • İşitme erimi.
  • İşitme mesafesi.

Earshot ile ilgili cümleler

English: They are within earshot.
Turkish: Onlar işitme menzili içinde.

English: Ali waited until Mary was out of earshot before he started talking.
Turkish: Ali konuşmaya başlamadan önce Mary duyamayacak kadar uzaklaşıncaya kadar bekledi.

English: Please stay within earshot.
Turkish: Lütfen duyma uzaklığında kal.

English: He lives within earshot of my house.
Turkish: O evimin işitme menzilinde yaşıyor.

Earshot ingilizcede ne demek, Earshot nerede nasıl kullanılır?

Be out of earshot : Duyamamak. Duyamayacak kadar uzak olmak. Duyamayacak kadar uzakta olmak. Uzakta olduğu için işitememek.

Be within earshot : Duyabilmek. Yakın olduğu için işitebilmek.

Within earshot : Ses eriminde. Duyma uzaklığında. Duyma mesafesinde. Duyuş uzaklığında.

Earshots : İşitme mesafesi. İşitme menzili. Kulak erimi. Duyma menzili. Duyma erimi. İşitme erimi. Kulak menzili.

Gearshift : Vites geçirme veya vitesten çıkartma aleti. Vites. Vites değiştirme. Vites mekanizması. Vites kolu. İzdiham.

Be all ears : Dikkatle dinlemek. Kulağı kirişte beklemek. Kulak kesilmek. Gözlerini ve kulaklarını dört açmak. Pür dikkat dinlemek. Dikkat kesilmek. Tüm dikkatini vererek dinlemek. Can kulağı ile dinlemek. Can kulağıyla dinlemek.

 

Be wet behind the ears : Ağzı süt kokmak. Acemi olmak. Toy olmak.

Give ears to : -e karşı dikkatli olmak. Dinlemek. -e kulak vermek.

Gearshifts : Vites mekanizması. Vites değiştirme. Vites kolu. İzdiham. Vites geçirme veya vitesten çıkartma aleti. Vites.

A singing in the ears : Kulak çınlaması. Kulak uğuldaması.

İngilizce Earshot Türkçe anlamı, Earshot eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Earshot ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Range : Bir merminin ya da öğeciksel parçacığın bir özdek içinde ulaşabildiği uzaklak. Menzil. Bölgede yaşamak. Ulaşı. Sürtmek. Çeşitlilik. Dağılım genişliği. Katılmak. Akıp gitmek. Sıralanmak.

Hearing distance : Duyulabilir uzaklık. Sesin duyulabileceği uzaklık.

Reach : Kavrama gücü. Temas kurmak. Yetişmek. Kavrayış. Kol uzunluğu. İletişim sağlamak. İdrak etmek. Menzil. İle iletişim kurmak. Elin erişebileceği uzaklık.

Hearing : Sorgu. İşitme duyusu. Görüşme. Duruşma yöntemi. Celse. Kendi durumunu çevreye duyurma. İşitme alanı. Yargıtay duruşması. Davanın görülmesi. İşitme.

Earshot synonyms : earreach, earshots.

Earshot ingilizce tanımı, definition of Earshot

Earshot kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Reach of the ear. Distance at which words may be heard.