Emanation deposits türkçesi Emanation deposits nedir

  • Üfürük maden yatağı.
  • Yeryuvarı yüzeyinde magma gazlarından çökelen cevher.
  • Jeoloji alanında kullanılır.
  • Yer yüzeyinde magma gazlarından türemiş maden.

Emanation deposits ingilizcede ne demek, Emanation deposits nerede nasıl kullanılır?

Emanation : Ortaya çıkma. Yayılma. Çıkan şey. Çıkan gaz. Dışarı akma. Türüm. Radyoaktif gaz. Fışkırma. Sızıntı.

Deposits : Motoryağının ayrışmasından ve paslanmadan ve de dışsal faktörlerden kaynaklanan ve yağda çözünmeyen maddeler (makine veya motor parçaları üzerinde ortaya çıkabilir). Banka mevduatı. Tevdiat. Mevduat. Erat mevduat hesabı. Tortu. Depozitolar. Çöküntü. Sedan ve retrosedan nezdinde depolar.

Emanations : Sızıntı. Fışkırma. Gaz yayılması. Ortaya çıkma. Çıkan şey. Radyoaktif gaz. Derin mineral yataklarını kapsayabilen ve magma sıvılarının saçtığı gaz ürünleri.

Blistering of deposits : Depozit kabarması.

Call deposits : Vadesiz mevduat. İhbarlı mevduat.

Commercial deposits : Ticari etkinlikte bulunanların, dernek, vakıf, kooperatif ve birliklerin, ticari işletmelerin bankalara yatırdıkları mevduat. Ticari mevduat.

İngilizce Emanation deposits Türkçe anlamı, Emanation deposits eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Emanation deposits ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

After shock : Artçı deprem (depremden sonra). Artçı sarsıntı. Art sarsıntı. İlk yeğin depremin ardından gelen ve genel olarak yavaş yavaş yeğnileşen sarsıntı. Artçı şok.

Absolute age : Mutlak yaş. Kesin yaş. Salt yaş. Bir kayacın ya da bir katmanın yıl ve sayıyla belirtilen yaşı.

Algonkian : Kambriya dönemi katmanlarının altına gelen, içinde tanımlanamayan taşıl kırıntıları bulunan eski bir oluşuk. (kayaçları genel olarak arkeene oranla daha az başkalaşmıştır.). Alkongien. Bir prekambriyen sistemi. Kuzey amerika yerlileri tarafından konuşulan dil ailesi. Algonkiyen.

Alkali rocks : Öteki bileşenlere oranla, alkalilerin çokluğu gibi ayırt edici bir özellik gösteren ve genel olarak sodyumlu piroksen, sodyumlu amfibol ya da feldspatsıları kapsayan magmatik kayaçlar. Alkali kayaçlar. Alkali kayaç.

Abrasive power : Akarsuyun ve akarsuyla taşınan katı maddelerin, devimsel enerjileri arasındaki orantı.(akarsuyun devimsel m . v2 enerjisi = m . v2; taşınan maddelerin devimsel enerjisi = -»- dir. m = suyun kütlesi, v = akarsuyun hızı, m = maddelerin kütlesi, v = taşınan maddelerin hızı.). Aşındırıcı güç. Aşındırıcı kuvvet. Akarsuyun aşındırma gücü.

Abyss : Olağanüstü derinlikte bir yerkabuğu yarığı. Derinlik. Uçurum. Varta. Boşluk. Dibi olmayan çukur. Abis. Yerde bulunan, çok derin ve dipsiz kuyu. Tamu.

Adjacent rock : Yantaş. İçine magma ya da madde sokulmuş yan yana bulunan kayaç.

Acid fumarole : Asit fümarol. Asit tüten. Ekşit (asit) tüten. 200°-800° c. sıcaklıkta, hcı, so2 nh2 cl, h2o bileşimli gazlar çıkaran fumaroller.

Advance of aglacier : Buzulun önden uzanması. Buzul ilerlemesi.

Agricultural geology : Tarımsal jeoloji. Tarım yerbilimi. Tarım ve toprak konularıyle uğraşan yerbilim dalı.

Emanation deposits synonyms : acrozone, aggregats, adventive cone, absolute chronology, abysal environment, alcalic fumarole.