Equatorial low pressure türkçesi Equatorial low pressure nedir

  • Eşleksel alçak basınç.
  • Güneş ışınlarının yılda iki kez dik ve öteki günlerde de dikeye yakın geldiği eşlek bölgesinde yer alan, kuzey - güney yönünde az çok oynarsa da, süreklilik niteliği taşıyan basınç bölgesi.
  • Coğrafya alanında kullanılır.

Equatorial low pressure ingilizcede ne demek, Equatorial low pressure nerede nasıl kullanılır?

Equatorial : Ekvatorla ilgili. Ekvatora ait. Ekvatora yakın. Ekvatoral. Eşleksel. Ekuatoryal.

Low : Böğürmek. (ses) yavaş. Ucuz. Böğürmek (inek veya öküz). Alçak. Yıkmak. Böğürme. Düşük. (inek) böğürmek.

Pressure : Bir akışkanın değdiği yüzeye uyguladığı itme kuvvetinin birim yüzeye düşen tutarı. Baskı yapmak. Bir yüzeyin birim alanına uygulanan kuvvet. Tazyik. Bk. havayuvarıbasıncı. Baskı. Basınç. Coğrafya, fizik, kimya, eskrim, madencilik alanlarında kullanılır. Birim alan başına dik olarak düşen kuvvet. Sıkma.

Low pressure : Düşük basınç. Alçak basınç. Bir yerdeki hava basıncının ortamın havayuvarı basıncından düşük olması durumu. Alçak basınçlı. Kompresyon. Düşük basınçlı.

Low pressure area : Alçak basınç alanı.

Low pressure steam heating : Alçak basınçlı buharla ısıtma. Buhar basıncı 0.5 kg/cm2 den az olan ısıtma döşemi. Alçak basınçlı buharlı döşem.

 

Low pressure trough : Alçak basınçlı dar ve uzun hava sahası.

İngilizce Equatorial low pressure Türkçe anlamı, Equatorial low pressure eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Equatorial low pressure ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Altimetric profile : Kesit. Büyük ölçekli haritalarda, eşyükselti eğrilerinden yararlanarak, istenilen iki nokta arasında yeryüzü biçimlerini ve içyapısını gösteren yandan görünüş.

Agricultural co operative : Tarım kooperatifi. Çiftçilerin tarım yaşamında kurdukları, çeşitli amaçlara yönelik işbirliğine dayanan ortaklık.

Abandoned meander : Taşkın sırasında sapından koparak bütünüyle akış dışında kalan büklüm. Akmaz.

Aluvial coast : Genellikle alçak kıyılarda, dalga ve akarsuların ortaklaşa oluşturdukları birikinti düzlüğü. Lığ yığıntılı kıyı.

Afforestation : Türlü nedenlerle yok olmuş eski ormanların eksikliğini gidermek için, elverişli yörelerde, insan eliyle yeni orman alanları yaratma. Bir bölgenin ağaçlandırılması. Orman yetiştirme. Ormanlaştırma. Ağaçlandırma.

Alluvial deposit : Lığ. Akarsuların taşıyıp yığdıkları mil, kil gibi çok ince taneli öğelerle, kum ve çakılların karışımıyla oluşan yığın. Alüvyon.

Agrarian geography : Tarım coğrafyası. İnsan coğrafyasının, tarımsal çalışma koşullarını, çeşitli iklim bölgelerinin ana tarımsal ürünlerini ve bunların o ülke ya da ülkeler ekonomisindeki yerini inceleyen bölümü.

Ageing of the population : Doğumların azalması, sağlık koşullarının ve sağlıkbilimsel denetim ve bakımın ileri düzeye ulaşması sonunda ortalama yaşın büyümesi nedeniyle bir ülke ya da bölge nüfusunda yaşlı kişiler oranının artması. Nüfus yaşlanması.

 

Aluvial terrace : Akarsu sekisi. Gençleşmeyle güç kazanan akarsuların yataklarını yeniden derinleştirerek koyak tabanı içine gömülmeleri sonunda oluşan ve bu yeni yatağın iki yanında kalan az eğimli, asılı düzlük, bk. gençleşme.

Agricultural specialisation : Herhangi bir bölgede, yetişme koşulları ve tecim olanaklarının çok elverişli olması nedeniyle, tarımsal girişimlerin bir ya da birkaç ürüne dayandırılması yöntemi. Tarımsal özelleştirme.

Equatorial low pressure synonyms : adventife cone, air route, age pyramid, agricultural production, aboriginal population, abrasion platform.