Evlenmek nedir, Evlenmek ne demek

  • Erkekle kadın, aile kurmak için yasaya uygun olarak birleşmek, izdivaç etmek

"Evlenmek" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Öyle olmasa Musa ile evlenmez, talipleri içinde en beğendiği İsa'nın İstanbul'dan dönmesini beklerdi." - E. Şafak

Diğer sözlük anlamları:

(-i li nesne ile) eş olarak almak, zevce ittihaz etmek.

Evlenmek kısaca anlamı, tanımı:

Evlenenle ev alana allah yardım eder : "evlenene ve ev yapana herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah'ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir" anlamında kullanılan bir söz.

Evlenmek barklanmak : Evlenerek bir aile kurmak.

Evlenme : Evlenmek işi, izdivaç.

İçeriden evlenmek : İç evlilik yapmak.

Karısının üstüne evlenmek : Karısı varken bir kadınla daha evlenmek.

Erkek : Koca. Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı. Sözüne güvenilir, mert. İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı. Yetişkin adam, bay, er kişi. Sperma oluşturan organizma. Sert, kolay bükülmez.

Kadın : Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan. Hizmetçi bayan. Bayan.

Aile : Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü. Eş, karı. Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik.

 

Kurmak : Gereken şartları hazırlayıp kendi kendine olmaya bırakmak. Sağlamak, oluşturmak. Zihinde büyütmek. Düşünmek. Yapmak, oluşturmak. Belli bir işte beraber çalışacak kimseleri belirlemek. Bir araya getirmek, toplamak. Bir kimseyi dedikodu veya telkinlerle başkasına karşı öfkelendirmek. Aklına koymak. Ortaklık sağlamak. Etkisi ve önemi geniş şeyler meydana getirmek, tesis etmek. Yapmak, inşa etmek. Yaylı, zemberekli şeylerde yayı veya zembereği germek. Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek. Hazırlamak.

Uygun : Elverişli, yarar, müsait, muvafık. Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip. Orantılı, oranlı.

Birleşmek : Aynı amaç çevresinde toplanmak. Kaynaşmak. Uyuşmak, aynı görüşte olmak. Buluşmak, bir araya gelmek. Ayrıyken tek bir bütün durumuna gelmek. Cinsel ilişkide bulunmak.

İzdivaç : Evlenme.

Evlenmek ile ilgili Cümleler

  • Ali bir an önce evlenmek istediğini söylüyor.
  • Evlenmek ciddi bir konudur.
  • Tom'un evlenmek istemediğini söylediğini düşündüm.
  • Ali evlenmek istemiyordu ama ailesi onu zorladı.
  • Burak metresiyle evlenmek için karısı Tuğba'yı öldürdü.
  • Tekrar evlenmek yerine sevmediğim bir kadın bulacağım ve ona bir ev vereceğim.
  • Evlenmek için aceleye gerek yok.
  • Evlenmek için çok gençsin.
  • Evlenmek hoş olurdu.
  • Evlenmek hakkında çok kötü olan nedir?
  • Evlenmek için acele etmeyin.
  • Tom'un Mary ile evlenmek istediğini düşündüm.
  • Sonunda evlenmek istediğim kadını buldum.
  • Evlenmek hastalıkta ve sağlıkta ölene kadar birbirine destek olmak değil midir?
 

Diğer dillerde Evlenmek anlamı nedir?

İngilizce'de Evlenmek ne demek? : v. marry, get married, wed, make a match, espouse, lead to the altar, change one's condition, hitch, hitch up, mate, pair off, get spliced, unite, take to wife

Fransızca'da Evlenmek : se mairer (avec), épouser, s'unir, se mettre en ménage

Almanca'da Evlenmek : v. ehelichen, heiraten, verehelichen

Rusça'da Evlenmek : v. жениться, пожениться