Expectant türkçesi Expectant nedir
- Ümitle bekleyen.
- Bebek bekleyen.
- Gebe.
- Ümitli.
- Hamile.
- Uman.
- Sabırsızlanan.
- Miras beklentisi olan kimse.
- Beklentisi olan.
- Umutlu.
- Bekleyen.
Expectant ile ilgili cümleler
English: Ali waited expectantly.
Turkish: Ali ümitle bekledi.
English: Ali waited expectantly for something to happen.
Turkish: Ali bir şeyin olmasını umutla bekledi.
Expectant ingilizcede ne demek, Expectant nerede nasıl kullanılır?
Expectant mother : Hamile kadın. Gebe kadın. Bebek bekleyen kadın. Anne adayı.
Expectant right : Beklenen hak. Bulgunun gerçekleşmesiyle o anda doğan kişisel hak.
Cession of expectant right : Beklenen hakkı aktarma. Beklenen hakkı, karşılıkla ya da karşılıksız olarak başkasına bırakma.
Expectantly : Sabırsızlıkla. Umutlu bir bekleyiş içerisinde. Geleceğe yönelik olarak. Umutla. Beklenti içinde olarak. Ümitle. Bekleyerek. Ümitkar bir şekilde.
Inexpectant : Beklemeyen.
Expectancy theory : Beklenti kuramı. Beklenti teorisi.
Expectable : Beklenen. Kabul edilebilir. Tahmin edilebilir. Beklenebilen. Umulabilir. Önceden görülebilir. Beklenebilir.
Expectanct : Bekleyen.
Effective life expectancy : Aktif yaşam beklentisi. Ortalama bir insanın yaşayabilmeyi bekleyeceği zaman miktarı.
Expectancy : Beklenen şey. Bireyin belli koşul ve durumların alacağı biçimler ya da kendisinden beklenenler konusundaki öngörüşü. Bekleme. Ümit. Beklenti. Bekleyiş. Umut. İntizar.
İngilizce Expectant Türkçe anlamı, Expectant eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Expectant ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Impregnated : Emprenye. Emdirilmiş. Döllenmiş. Doyurulmuş. İçirilmiş. Döllendirilmiş. Emdirik. Emprenyeli. Doygun.
Waiting : İhtiyatlı. Bekleniyor. Bekleyiş. Bekliyor. Bekleme. Refakat. Temkinli. Hizmet. Eşlik.
Agog : Can atan. İstekli. Sabırsızlıkla. Coşmuş. Heyecanlanmış. Şevkli. Heyecanlı. Sabırsız. Heyecanla. Arzulu.
With young : Yavrulu.
Large : Kalabalık (aile). Büyük (servet). Koca. Büyük. Bol. Büyücek. Kocaman. İri. Çok. Geniş.
Guardant : Dört gözle bekleyen.
Sanguineous : Kıpkırmızı. Kan kırmızısı. Sanguin. Emin. Kanlı. Kanla dolu. Sanguinöz. Kıpkızıl.
Heaviest : En ağır. En kalın. Fırtınalı. Bozuk. Aşırı. Ağır. Kaba. Sert. Şiddetli. Ağdalı.
Expecting : Çocuk bekleyen. Ağırayak.
Expectant synonyms : with child, sanguine, big, hopefuls, in pod, heavy, hoping, fond, great, gone, anticipant, aspirants, sanguines, big with child, expectanct, enceinte, in the family way, family, expecter, gravid, aspirant, propitious, preggers, gestational, guardants, pregnant, parturient, hopeful, expecters, anticipative, fecundated, heavier, big with.
Expectant zıt anlamlı kelimeler, Expectant kelime anlamı
Hopeless : Meyus. Umutsuz. Kötü. Boşuna. Adam olmaz. Ümitsiz. Beceriksiz. Umarsız. Ümit vermeyen. Umut vermeyen.
Expectant antonyms : nonpregnant.
Expectant ingilizce tanımı, definition of Expectant
Expectant kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Looking for. One held in dependence by hope of receiving some good. Waiting in expectation. One who waits in expectation.
Bu kısımda Expectant kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Expectant ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Expectant anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Expectant ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.