Falloff türkçesi Falloff nedir

Falloff ingilizcede ne demek, Falloff nerede nasıl kullanılır?

Falloffs : Düşüş.

Fallop tube : Fallop borusu. Yumurta kanalı.

Fallopian : Fallopius'a ait. Fallopius (16'ncı yüzyıl italyan anatomist) tarafından keşfedilen veya fallopius'a ilişkin.

Fallopian tube : Fallopi kanalı. Memelilerde ovaryumdan dökülen yumurtaları uterusa taşıyan bir çift kanal. ovulasyonda içine yumurtalar bırakılır ve yumurta sperm tarafından burada döllenir. ovidukt. Yumurta kanalı. Fallop borusu. Dölyatağı borusu. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.

Fallopian tubes : Fallop tüpleri. Rahim borusu. Dölyatağı borusu.

Fallot : Soyadı. Etienne-louis arthur fallot (1850-1911). Kalpte, üç tanesi birincil, dördüncüsü ise üçünün sonucunda oluşan ikincil bir yapılış bozukluğu olan, dört ayrı yapılış kusurunun ortak adı. karıncık bölmesinde kusur. akciğer atardamarında daralma. ana atardamarın sağa yer değiştirmesi. sağ karıncık hipertrofisiyle belirgin ve doğuştan oluşan dört ayrı yapılış kusurunun ortak adı, fallot tetralojisi. Fallot tetralojisi dahil kalp düzensizliklerini tanımlayan fransız doktor. Fallot dörtlü belirtisi. Fallot tetralojisi.

Fallout shelter : Radyoaktif atıklara karşı veya atomik bir patlamanın partiküllerine karşı kalkan veya sığınak olarak tasarlanmış koruyucu yapı.

 

Fallow land : Nadasa bırakılan toprak. Verimliliğini artırmak için bir dönem veya daha fazla tohum ekilmeden bırakılmış toprak. Nadasa bırakılmış toprak.

Fallow field : Bir sene için sürülmüş ve ekilmemiş olarak bırakılmış tarla. Nadasa bırakılmış tarla.

Fallouts : Radyoaktif serpinti. Serpinti. Yansımalar. Radyoaktif kalıntı. Döküntü. Yan ürün. Atom bombası serpintileri. Atık. Nükleer atık. Nükleer patlamada yayılan.

İngilizce Falloff Türkçe anlamı, Falloff eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Falloff ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Drop : Bitmek. Dalmak. Dirsek çevirmek. Öldürmek. Alçaltmak. Bırakmak (fare). Kesmek. Atmak. Kesilmek.

Downtrends : Alçalan trend. Aşağı doğru yönelen eğilim. Düşüş trendi.

Eclipse : Geçici başarısızlık. Tutmak. Sönmek. Işığını karartmak. Gözlemciye göre iki gökcisminden birinin öbürünü örtmesi. ay'ın güneş'i örtmesi (gün tutulması), yer'in ay'ı örtmesi (ay tutulması). Tutulma. Tutulma (güneş). Tutulmak. Tutulma (ay veya güneş).

Declension : Tasrif. Ad çekimi. Çekim. Gerileme. Aşağıya doğru eğilen. Olumlu cevap. Aşağıya doğru hareket eden. Bozulma. Cümlenin çeşitli ögeleri arasında geçici anlam ilişkileri kurmak üzere ad veya ad soylu kelimelerin durum ekleri alarak girdikleri çekim. türkiye türkçesinde başlıca ad çekimi ekleri şunlardır: yalın durum (eksiz, yükleme durumu eki +ı, +u, nı, nu; yönelme durumu eki +a, +na, bulunma durumu eki +da, çıkma durumu eki +dan, ilgi durumu eki: +ın, +un, +nın, +nun. örnekler: iş, iş+i, iş+e, iş+te, iş+ten, iş+in; sen, sen+i, san+a, sen+de. sen+den, sen+in; okuduğum, okuduğum+u, okuduğum+a, okuduğum+da, okuduğum+dan, okuduğum+un vb. || eski türkçede ve bugünkü bazı yazı dilleriyle lehçelerde bunlara +ça eşitlik durumu, +ın/ +un vasıta durumu, -garu yön gösterme durumları eklerini de eklemek gerekir. || dilimizde bazı durumlarda bir kalıntı biçiminde +ça eki yine süregelmektedir: ben+ce, gönlüm+ce gibi. ile edatından ekleşen +la eki de yavaş yavaş birliktelik gösteren bir ad çekimi ekine dönüşme durumundadır: çocuk+la, annen+le, baban+la vb. iyelik ve çokluk ekleri için bk. işletme ekleri.

 

Cutback : Azaltma. İndirim. Katbek. Kesinti. Hikayede geriye dönüş. Kesme. Eksiltme.

Downfall : Tuzak. Düşme. Yağış. Boşanma (yağmur). Mahv. Mahvolma. Çökme. Yıkılış. Çöküş. Yıkılma.

Slack : Tembel. Kesat. Tembellik etmek. Yavaşlatmak. Gevşeklik. İhmalci. Hafiflemek. Uyuşuk. Gevşetmek.

Downfalls : Sağanak. Mahv. İnkıraz. Boşanma (yağmur). Çökme. Tuzak. Düşme. Yağış. Yıkılma.

Decrease : Düşmek. İnişe geçmek. İnmek. Azalma. Eksilmek. Küçültmek. Azaltmak. Eksilme. Eksiltme.

Degression : Gerileyiş. Vergi indirimi. İndirim.

Falloff synonyms : decline in quality, downfalling, downturn, drop off, worsening, downtrend, falling off, comedowns, slump, eclipses, decline, cutbacks, deterioration, ebb tide.