Slack türkçesi Slack nedir

  • Gevşeklik.
  • Tembel.
  • Mıymıntı.
  • Gayretsiz.
  • Tembel olmak.
  • İhmalci.
  • Durgun.
  • Laçka.
  • Kesat.
  • Bilgisayar alanında kullanılır.
  • Gevşetmek.
  • Hafiflemek.
  • Yavaşlatmak.
  • Uyuşuk.
  • Kaytarmak.
  • Durgunlaşmak.
  • Ağır.
  • Serbestlik.
  • Gevşek.
  • Tembellik etmek.

Slack ile ilgili cümleler

English: Because my nephew was still young, they cut him some slack.
Turkish: Erkek yeğenim hala genç olduğu için onlar onun üzerine gitmedi.

English: Ali didn't cut Mary any slack.
Turkish: Ali Mary'yi rahat bırakmadı.

English: Cut me some slack.
Turkish: Fazla yüklenme bana.

English: If you slack instead of typing, you'll never finish the book.
Turkish: Yazmak yerine kaytarırsan, kitabı asla bitirmeyeceksin.

English: It is important that no one is allowed to slack off on their assigned work.
Turkish: Hiç kimsenin kararlaştırılmış işlerini gevşetmelerine izin verilmemesi önemlidir.

Slack ingilizcede ne demek, Slack nerede nasıl kullanılır?

Slack away : Boş vermek.

Slack lime : Sönmüş kireç.

Slack off : Gevşemek. Durulmak. Yükümlülüğünü yerine getirememek. İşi aksatmak. Dalga geçmek. Laçka etmek. Kesatlaşmak. Gevşetmek. İşi gevşetmek. Tembellik etmek.

Slack rope : Gevşek ip. Gevşek bir biçimde bağlanmış cambaz ipi.

Slack season : Kuru sezon. Kuru mevsim. Ölü mevsim. Eşyaların dağıtımında azalma. Talepten yoksun. Talepsiz. Ölü sezon.

 

Slack variable : Artıran yapay değişken. Arttıran yapay değişken.

Become slack : Gevşekleşmek.

At a slack pace : Uyuşuk bir şekilde. Yavaşça. Ağır ve yavaş hızla.

Slack up : Laçka etmek. Gevşetmek. Yavaşlatmak. Çözmek. Yavaşlamak. Koyvermek. Hız kesmek.

Slack time : Zaman payı.

İngilizce Slack Türkçe anlamı, Slack eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Slack ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Halfhearted : İsteksiz. Gönülsüz.

Acutest : Dar (açı). İlerlemiş. Sivri. Açıkgöz. Dar. Keskin. Zeki. Aşırı. Güçlü.

Do little : Uyuşuk tip.

Back off : Geri çekilmek. Terk etmek. Bırakmak. Vazgeçmek. Geri çekmek. Geri çekme. Sorumluluktan geri durmak.

Moderates : Başkanlık etmek. Hafifletmek. Azaltmak. Yatıştırmak. Ilımlı. Yumuşatmak. Ilımlılaştırmak. Ilıman. Yumuşamak.

Ease down : Hızını azaltmak. Hız kesmek.

Languishes : Canlılığını yitirmek. Çürümek. (ticaret) durgun gitmek. Cansızlaşmak. Zayıf düşmek. İsteksiz olmak. Dert etmek. Üzülmek. Güçsüzleşmek.

Crankiest : Eksantrik. Asabi. Ufak tefek şeylere çabuk kızan. Huysuz. Sinirli. Garip. Tuhaf. Aksi.

Loosen : (toprağı) kabartmak. Gevşemek. Yumuşatmak. Bollanmak. Açılmak. Açmak. Söktürmek. Çözülmek. Çözmek.

Gear down : Vitesi azaltmak. Vitesi küçültmek. Hızını kesmek. Vites küçültmek. Hızını azaltmak. Yavaşlamak. Frene basmak.

Slack synonyms : slipshod, anemic, slackness, damp, dullness, hypnogogic, access key, derelict, evades, slug, permissiveness, independence, ac adapter, floppiness, backlashes, dumpish, airy, latitudes, halcyon, have a laze, slowcoach, neglectful, drags, inattentive, careless, clunky, cumbrous, obstreperousness, effortless, deads, slows, flabbiest, access control entry.

 

Slack zıt anlamlı kelimeler, Slack kelime anlamı

Tense : Çekmek. Stres içinde. Gergin. Gerginleştirmek. Çekimli fiilin karşıladığı kılış veya oluşun içinde geçtiği zaman dilimi: şimdiki zaman, geçmiş zaman, gelecek zaman, geniş zaman vb. fiildeki zaman basit zaman ve birleşik zaman olarak ikiye ayrılır: yazıyor, yazdı, yazacak, yazmış, yazdıydı, yazıyormuş, yazsa, yazmalı, evdeydi vb. || — sen söyle allahını seversen, dedi, bir çocuk ötekine maymun türk mü demiş ne.. o da ona taş atmış. sen tafsilatını daha iyi bilirsin. inzibat meclisleri toplanacakmış. gençlerimiz burada hitabeler irade ediyorlar. taş atan çocuğun kovulmasına rey verenler(...) nasıl dedi bakayım? eşekmişler amma türk de değilmişler onu konuşuyorduk (p. safa, biz insanlar, s. 48) vb. ayrıntı için bk. basit zaman, birleşik zaman. Kip. Gerilmiş. Germek. Zaman.

Increase : Artma. Üremek. Artış. Artmak. Yükseklik, herhangi bir mal ya da nesneye ilişkin değerin arttırılması. Çoğalmak. Artışa geçmek. Arttırmak. Yükseltmek.

Slack ingilizce tanımı, definition of Slack

Slack kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To render slack. The part of anything that hangs loose, having no strain upon it. Slackly. To make less tense or firm. To slacken a bandage. A valley, or small, shallow dell. To become slack. Not firmly extended. Culm. To decrease in tension. Not hard drawn. Lax. As, the slack of a rope or of a sail. Small coal. As, to slack a rope. To be made less tense, firm, or rigid. Not tense. Also, coal dust. As, a wet cord slackens in dry weather. As, slack dried hops. As, a slack rope.