Feather joints türkçesi Feather joints nedir

  • Kılçıksı çatlaklar.
  • Jeoloji alanında kullanılır.
  • Kuş tüyüne benzer eklemler.
  • Çoğunlukla yerinde oynamış kırık kesimlerin kenarlarında görülen ve bir kuş tüyünün kenar kılları biçiminde sıralanmış çok sık, ince makaslama çatlaklar.
  • Tüy eklemler.

Feather joints ingilizcede ne demek, Feather joints nerede nasıl kullanılır?

Feather : Tüyle kaplamak. Kuştüyü. Tüylerle donatmak. Tüylenmek. Tüy takmak. Kuştüyü ile kaplamak. Kuş tüyü. Kuşların vücutlarını örten çeşitli yapı ve renkteki üst deri uzantıları. Köpük (dalga). Zengin etmek.

Joints : Mafsal. Esrarlı sigara. Eklemler. İki parçanın birleşme ya da ayrılma bölgesi; kemikler arasındaki birleşme yerleri. kafatasındaki gibi hareketsiz, oynamaz eklemler (fibröz eklemler), boyun, göğüs ve bel omurlarındaki gibi yarı oynar eklemler ve bilek, dirsek, diz, alt çenedeki gibi oynar eklemlere (sinoviyal eklemler) rastlanır. Bağlantılar. Ot. Batakhane. Esrar. Birleşme yeri.

Feather bed : Kuştüyü yatak. Kuştüyü şilte. Kuş tüyü yatak. Bir işyerinde bazı çalışanların çalışmadıkları halde, sendikaların baskısıyla kadroda tutulması.

Feather bedding : Çalışanların korunması.

Feather brain : Akılsız. Kuş beyinli.

Feather brained : Kuş beyinli. Akılsız.

 

İngilizce Feather joints Türkçe anlamı, Feather joints eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Feather joints ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Acrozone : Menzil zonu. Uç kuşağı. Belirli bir taşıl türünün, cinsinin ya da başka bir bölümleme biçiminin, bütün ucunu kapsayan ya da onu belirten katmanlı kayaçlar.

Advance of aglacier : Buzulun önden uzanması. Buzul ilerlemesi.

After shock : Artçı deprem (depremden sonra). Art sarsıntı. İlk yeğin depremin ardından gelen ve genel olarak yavaş yavaş yeğnileşen sarsıntı. Artçı şok. Artçı sarsıntı.

Absolute age : Mutlak yaş. Salt yaş. Bir kayacın ya da bir katmanın yıl ve sayıyla belirtilen yaşı. Kesin yaş.

Algonkian : Kambriya dönemi katmanlarının altına gelen, içinde tanımlanamayan taşıl kırıntıları bulunan eski bir oluşuk. (kayaçları genel olarak arkeene oranla daha az başkalaşmıştır.). Bir prekambriyen sistemi. Alkongien. Kuzey amerika yerlileri tarafından konuşulan dil ailesi. Algonkiyen.

Acid fumarole : Asit fümarol. Ekşit (asit) tüten. Asit tüten. 200°-800° c. sıcaklıkta, hcı, so2 nh2 cl, h2o bileşimli gazlar çıkaran fumaroller.

Adjacent rock : İçine magma ya da madde sokulmuş yan yana bulunan kayaç. Yantaş.

Adventive cone : Ek koni. İlerleme konisi. Bir yanardağın yamacında ve eteğinde, çoğunlukla bir yarık üstünde bulunan lav ya da tüf konisi. İlerleme hunisi. Parazitik koni.

Abrasive power : Aşındırıcı güç. Akarsuyun aşındırma gücü. Aşındırıcı kuvvet. Akarsuyun ve akarsuyla taşınan katı maddelerin, devimsel enerjileri arasındaki orantı.(akarsuyun devimsel m . v2 enerjisi = m . v2; taşınan maddelerin devimsel enerjisi = -»- dir. m = suyun kütlesi, v = akarsuyun hızı, m = maddelerin kütlesi, v = taşınan maddelerin hızı.).

 

Alcalic fumarole : 100-200 derece sıcaklıkta, nh2 cl, co2, h2s ve h2o bileşimli gazlar çıkaran fumaroller. Alkali tüten.

Feather joints synonyms : abyss, agricultural geology, aggregats, abysal environment, absolute chronology, alkali rocks.