Finites türkçesi Finites nedir

Finites ingilizcede ne demek, Finites nerede nasıl kullanılır?

Infinites : Tükenmez. Nihayetsiz. Sonsuz. Sonsuzluk. Sonsuz olan şey. Muazzam bir. Hudutsuz. Mutlak. Çok büyük bir (sabır veya dikkat vb). Sayısız.

Infinitesimal : Bölünemeyecek kadar küçük. İnfinitezimal. Sonsuzküçük. Son derece küçük. Sonsuz küçük. Parçalara ayrılamayan. Ölçülemeyecek kadar küçük. Sonsuz küçük değer. Çok küçük.

Infinitesimal calculus : Sonsuz küçükler hesabı. Hem diferansiyel hem de türev hesabını içeren matematik dalı.

Infinitesimally : Çok küçük derecede. Çok az ölçüde. Son derece küçük bir şekilde.

Infinitesimals : Sonsuz küçük. İnfinitezimal. Parçalara ayrılamayan. Sonsuz küçük değer. Sonsuzküçük. Bölünemeyecek kadar küçük değer. Son derece küçük. Bölünemeyecek kadar küçük. Ölçülemeyecek kadar küçük.

Finite difference : Sonlu kalan. Sonlu fark.

Finite distributed lag : Fdl. Sonlu dağıtılmış gecikme.

Finite difference equation : Sonlu kalanlar denklemi. Sonlu kalanlar eşitliği. Sonlu farklar denklemi.

Finite extension field : Sonlu genişleme cismi.

Finite element analysis : Sonlu eleman analizi. Sonlu elemanlar analizi. Sınırlı eleman analizi. Sonlu ögeli çözümleme.

 

İngilizce Finites Türkçe anlamı, Finites eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Finites ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Impermanent : Süreksiz. Devam etmeyen. Daimi olmayan. Kalıcı olmayan. Devamsız. Kalımsız. Geçici.

Mortal : Fani. Ölümcül. Öldürücü. Ölüm. Geçici. Çok büyük. Ölümlü. Beşer. İnsanoğlu.

Determinate : Mukarrer. Kesin. Belirli. Kati. Hudutlu. Sabit bir sayıya sahip olan. Belli. Muayyen.

Delimited : Ayırıcı sınırları olan. Sınırlanmış. Sınırlandırılmış. Sınırla. Sınırlar konulmuş.

Confined : Hapsedilmiş. Sarılmış. Mahsur. Sınırlandırılmış. Kapatılmış. Kuşatılmış. Loğusa. Loğusalık yatağında olan. Kapalı. Sınırlanmış.

Limitative : Bağlayıcı. Kısıtlayıcı. İsimlere yönelme ekinden sonra gelerek mekanda ve zamanda sınırlama gösteren ek: + gaça <+ga + ça eki. eski ve orta türkçede nispeten canlıdır. türkiye dışı yazı dillerinde ve lehçelerde devam etmektedir. türkiye türkçesinde yerini +a kadar, +a dek edatlarına bırakmıştır. ancak, bazı anadolu ağızlarında yine de canlı bir kullanılışa sahiptir: et. bilge tonyukuk altun yışgaça «altun yışa kadar» keltimiz; oğuz kağan destanında: ta kün batusıgaça tegen erdi; oklarını kökkeçe atun; çağ, emdigeçe «şimdiye kadar»; eat. beş yılgaça «beş yıla kadar»; kaz. tüngeçe «geceye kadar», yazgaça «yaza kadar». bar. tara. tob. on yeşkeçe «on yaşına kadar»; anadolu ağızları şindiyece (siv., tok.), o zamanaca (kay.), bu vahtaca (kır.); ahşamaca (mal.); ãşamaca (yoz.); yassıyacav, şafağacav (mal.); gışacan (afyon, afyon ağzı); savavacan «sabaha kadar, kars» vb. Limite edilmiş. Sınırlama eki. Sınırlayıcı.

 

Bounded : Sınırlandırılmış. Sınırlandırmış.

Close : Son vermek. Sonuç. Son söz. Yummak (göz). Bağlantılı. Kapatmak. Yakın. Kadans. Kapanmak.

Localized : Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Sınırlandırılmış. Belirli bir yere mahsus olan. Özdeciğin belli bir yöresini kapsayan (yörüngeç, etki vb.). Belirli bir bölgeye yoğunlaşmış (ayrıca localised). Sınırlanmış. Yerelleşmiş. Lokalize. Yerel. Bölgesel hale getirilmiş.

Finites synonyms : closing curtain, quantifiable, contracted, finishing, localised, evaluable, limiteds, finale, gaugeable, finite, mensurable, finish, narrow, exhaustible, definite, limited, fathomable, measurable, indicated.

Finites zıt anlamlı kelimeler, Finites kelime anlamı

Infinite : Sonsuzluk. Mutlak. Sınırsız. Nihayetsiz. Sonsuz olan şey. Tükenmez. Çok büyük bir (sabır veya dikkat vb). Sonsuz. Hudutsuz.

Immortal : Daim. Ebedi. Sonsuz. Kalımlı. Ölmez. Baki. Ölümsüz. Ölümsüz varlık.

Start : Futbol, bilgisayar alanlarında kullanılır. Başlatmak. İki takım arasındaki ayaktopu oyununu hakemin başlatması. Başlama.