Foam türkçesi Foam nedir

Foam ile ilgili cümleler

English: The sea was white with foam.
Turkish: Deniz beyaz köpüklüydü.

English: It's not a toothpaste, it's a face-cleansing foam!
Turkish: Bu, diş macunu değil, yüz temizleme köpüğü!

English: The foam vanished in an instant.
Turkish: Köpük bir anda kayboldu.

English: I like my coffee with lots of foam on the top.
Turkish: Kahvemi üstünde bol köpüklü severim.

English: Ali was drinking coffee out of a Styrofoam cup.
Turkish: Ali strafor bir fincandan kahve içiyordu

Foam ingilizcede ne demek, Foam nerede nasıl kullanılır?

Foam at the mouth : Kuduz köpeklerin yaptığı gibi ağzından köpükler çıkarmak. Çok öfkeli olmak. Köpürmek. Çok öfkelenmek. Açlıktan veya heyecandan ağızda köpüklenme. Ağzı köpürmek. Kan beynine sıçramak.

Foam cell : Foam hücresi. Köpük hücresi.

Foam extinguisher : Köpüklü söndürücü. Yangın söndürücü (köpüklü). Köpüklü yangın söndürücü.

Foam inhibitor : Köpük önleyici. Köpük önleyici madde. Köpük inhibütörü.

Foam mattress : Köpüklü kauçuktan yapılan şilteler.

 

Foam rubber : Köpük kauçuk. Sünger plastik. Sünger. Köpüklü lastik.

Foamed : Süngerleştirilmiş. Köpüklenmiş. Köpürtülmüş.

Foamiest : Köpüren. Köpüğe benzeyen. Köpüklü.

Foamers : Tren yolu meraklısı. Tren meraklısı.

Fire foam : Yangın söndürme köpüğü. Yangın köpüğü.

İngilizce Foam Türkçe anlamı, Foam eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Foam ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Danders : Hayvan kepeği. Öfke. Dander. Hiddet. Kızdırmak.

Froth : Köpükçük kümesi. Köpükçükler. Boş laf. Saçmalık. Köpük çıkarmak. Köpürme.

Scums : Alçak. Suyun üzerinde yüzen pislik tabakası. Kir tabakası. Köpük (kaynayan veya mayalanan sıvının yüzeyinde oluşan). Kötü insanlar. Köpüğünü almak. Maden cürufu. Köpük bağlamak.

Lathering : Köpürtme. Sabunlama. Dayak atmak. Sabun ya da köpük yayma. Dövmek. Ter içinde kalmak (at). Sabunlamak.

Flare up : Fitili almak. Harlamak. Parlayıvermek. Alevlenmek. Aniden parlamak. Birden alevlenmek. Alazlanmak. Aniden hiddetlenmek. Parlamak.

Suds : Bira. Sabun köpüğü. Köpüklü bira. Sabunlu su.

Mousse : Mus. Saç köpüğü. Dondurulmuş krema. Çırpılmış tatlı krema.

Sponged : Otlamak. Otlanmak. Otlakçılık yapmak. Otlakçılık etmek. Pandispanya. Süngerle ıslatmak. Asalaklık etmek. Süngerle temizlemek. Süngerle silmek.

Scrums : Çarpışma. Süprüntü. Hamle (amer. fut.). Pis köpük. Saldırı (amer. fut.). İtişip kakışma. İtip kakma.

Boil : Pişmek. Haşlamak. Pişirmek. Haşlanmak. Kaynamak. Kaynama çekidi. Çıban. Kısaltmak. Kaynatma. Galeyana gelmek.

Foam synonyms : form bubbles, shaving foam, froth up, fizz, be up in arms, aerogel, churn, creamed, lathers, be steamed up, skimming, dander, creaming, lathered, creams, head, flame, mousses, churned, scum, flame up, be hopping mad, dandered, sparkle, churns, whitewater, be furious, blow up, spuming, cream, foams, scrum, bubbles.

 

Foam ingilizce tanımı, definition of Foam

Foam kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To froth. Spume. As, the billows foam. To cause to foam. As, the foam of the sea. To gather foam. Scum. Froth. Also (with out), to throw out with rage or violence, as foam. The white substance, consisting of an aggregation of bubbles, which is formed on the surface of liquids, or in the mouth of an animal, by violent agitation or fermentation. As, to foam the goblet.