Foretasting türkçesi Foretasting nedir

  • Önceden tatma.
  • Önceden anlamak.
  • Önceden anlama.
  • Önceden alınan tat.

Foretasting ingilizcede ne demek, Foretasting nerede nasıl kullanılır?

Foretaste : Önceden tatma. Önceden anlama. Önceden alınan tat. Önceden anlamak.

Foretasted : Önceden anlama. Önceden tatma. Önceden alınan tat. Önceden anlamak.

Foretastes : Önceden tatma. Önceden anlama. Önceden alınan tat. Önceden anlamak.

İngilizce Foretasting Türkçe anlamı, Foretasting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Foretasting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Prediction : Önceden haber verme. Genellik ve yasalara dayanılarak yapılan geleceğe yönelik çıkarım ya da öngörülen nedensel ilişkinin gerçekleşeceğine ilişkin beklenti, kestirim. Tahmin. Bir olay, bir deney ya da hesaplama sonucunu önceden kabaca bilme. Gelecek bir zamanın herhangi bir noktasındaki istatistiksel tesadüfi değişkenlerin büyüklüğünü tahmin etme işlemi. Bilgisayar, ekonomi, fizik, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kehanet. Kestiri. Öndeyi. Kestirim.

Prognostication : İşaret (gelecek hakkında). Tahmininde bulunma (gelecekte bir şey olacağı). Alamet. Belirti. Önceden haber verme. Kehanet. İşaret. Tahmin.

Meteorology : Uçunyuvarı içinde geçen tüm olayları inceleyen ve bunları belirli yasalara bağlayan bilim dalı. Havayuvarı içinde geçen sıcaklık değişmelerini, yel, yıldırım, yağmur, dolu gibi olayları inceleyen fizik kolu. Coğrafya, fizik, uzay alanlarında kullanılır. Hava bilimi. Hava olaylarını inceleyen bilim dalı. Hava bilgisi. Havabilgisi. Meteoroloji. Hava şartları bilgisi. Çeşitli araç ve aygıtlardan yararlanarak havayuvarı olaylarını düzenli ve sürekli biçimde inceleyen bilim dalı.

 

Fortunetelling : Başa gelecekleri söyleme ve geleceği önceden haber verme uygulaması. Falcılık.

Prognosis : Tahmin. Hastalığın sonucunu tahmin. Önbili. Kıyas. Prognoz. Öngörücü sınama. Hastalık tablosunun hali hazır durumu, hastalığın olası gidişi ve sonuçlarını, organizmanın direnme gücünü ve hastaya yardım olanaklarını dikkate alarak hastanın geleceğinin nasıl olacağını tahmin etme. Öngörü. Hastalığın seyrini ve ne kadar süre devam edeceğini tahmin etme.

Forecast : Öngörü. Tasarlamak. Tahmin yürütme. Tahmin. Kestirme. Kestirmek. Önceden planlamak. Öngörüde bulunmak. Bir olay, durum ya da sonucu henüz gerçekleşmeden, sağduyusal ya da sezgisel ipuçlarına dayanarak önceden kestirme yeteneği.

Foretelling : Geleceğini haber vermek. Gaipten haber verme. Kestirimde bulunmak. Kehanette bulunmak. Önceden bildirmek. Önceden bilmek. Gaipten haber vermek. Önceden haber vermek.

Statement : Çizelge. Rapor. Ayrıntılı çizelge. Bilgi verme. Kamu yönetim ve kuruluşları yükümlüler ya da yükümlülerle işlemlerde bulunan öteki gerçek ve tüzel kişilerin maliye bakanlığı ya da vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara vergilerine ilişkin isteyecekleri bilgileri vermeleri. Anlatım. Yapılacak işlemin özelliğine uygun bir düzende adı, soyadı, para ya da sayışımları kapsayan ayrıntılı kağıt. Bilgisayar, ekonomi alanlarında kullanılır. İfade. Demeç.

 

Divination : Sezme. Uzak bir yerde ya da gelecekte oluşacak olayları önceden saptayarak gerekli önlemleri almak amacıyla, yetenekli ya da yeteneksiz kişi ve toplulukların büyüsel, dinsel, simgesel eylemlerden yararlanarak yaptıkları, kökenleri tarihin temeline dayanan sözde haber verme işi. bk. hava bakısı, horoz bakısı, un bakısı, tuz bakısı, dölüt örtüsü bakısı. Keşif. Kehanet. Geleceği görme veya tahmin etme. Bakı. Tahmin. Fal.

Foretasting synonyms : extropy, foretasted, weather forecasting, foretaste, prophecy, horoscope, foretastes, antepast.