Freeholds türkçesi Freeholds nedir

  • Mülk.
  • Mülkiyet hakkı.
  • New jersey eyaletinde yerleşim yeri.
  • Mülkiyet.
  • İyelik hakkı.
  • Mal.

Freeholds ingilizcede ne demek, Freeholds nerede nasıl kullanılır?

Freehold : İyelik hakkı. Mal. Mülk. Mülkiyet hakkı. Mülkiyet. New jersey eyaletinde yerleşim yeri.

Freeholder : Mülkiyet hakkı sahibi olan. Tapu sahibi. Mal üzerinde iyelik hakkını gerçekleştirmiş olan kişi. Durağan değer iyesi. Mal sahibi. Mülk sahibi.

Freeholders : Mülk sahibi.

Freehand : Serbest. Serbest çizim. Elle yapılmış. El yapımı. Rastgele. Düzensiz. Serbest el. Rasgele. Aletsiz.

Freehand drawing : Serbest kök.

Freehandedly : Cömertçe. Yardımseverlikle. Yapma yardım aletleri kullanmadan (çizim veya kabataslak çizme hakkında). Eli açık bir şekilde. Elle yapılarak.

Freehanded : El yapımı. Cömert. Eli açık. Elle yapılmış.

Freeheartedly : Kayıtsız bir şekilde. Samimi bir biçimde. Eli açık bir şekilde. Açık yürekli bir biçimde.

Freehand line : Serbest çizim. Serbest çizgi.

Freehearted : Kayıtsız. Açık yürekli. Samimi. Serbest. Eli açık. Cömert. Açık kalpli.

İngilizce Freeholds Türkçe anlamı, Freeholds eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Freeholds ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ownerships : Tasarruf. (arazi veya bina için) mülkiyet. El. Zilliyet. İyelik. Aidiyet. Sahip olma. Sahiplik. Zilyetlik.

 

Condolers : Taziyede bulunan kimse. Apartman dairesi. Acıya katılan kimse.

Landholder : Arazi sahibi. Toprak sahibi. Mülk sahibi.

Demesne : Serf veya özgür çiftçiye ait olmayan lord toprağı. Emlak. Mıntıka. Devlet veya hükümdara ait topraklar. Taşınmaz mal. Malikane. Miri arazi. Etki alanı.

Ownership : El. Sahiplik. Özdeksel zenginlikleri karşılayan, insan çıkar ve dileklerine uygun düşen,, genellikle topluma, bir sınıfa ya da başka bir toplumsal kümeye, bir kişiye yararlar sağlayan özdeksel ya da tinsel bir olayın niteliği. Tasarruf. Sahip olma. İyelik. Zilyetlik. Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesinde istediği gibi kullanabilme hakkı. Bir taşınmazın iyesi olmayı, onu kullanmayı, tutuya koymayı ve satabilmeyi sağlayan bireysel hak.

Effects : Nakit toplamı. Bakiye. Oyun sırasında gerekli olan etkiyi sağlamak için bazen görsel, bazen işitsel olmak üzere kullanılan musiki, gürültü, sis, kar, yağmur, güneş, gece, fırtına vb. çeşitli ses ve görüntü öğelerinin tümü. Kişisel eşyalar. Servet. Kişisel varlık. Eşya. Menkul kıymetler. Ev eşyası.

Tenure : Elmenlik. Kullanım hakkı. İşinde kalabilme hakkı. Tasarruf hakkı. (toprağa ait) mülkiyet. Memuriyet veya kullanım süresi. Kadrolu olmak. Kullanma. Görev süresi. Memuriyet süresi.

Airhead : (argo terim) aptal ve aklen dengesiz olan kişi. Paraşütçüler tarafından kuşatılmış düşman bölgesi. Mankafa. Hava başı. Salak. Sersem. İleri üs. Aptal. Paraşütçü birlikler tarafından korunan düşman kontrolü bölge.

Condos : Apartman dairesi. Konut. Kat mülkiyetli daire.

 

Appurtenance : İlave. İrtifak hakkına ilave hak. Ek. Aksesuar. Eklenti. Teferruat. Müştemilat.

Freeholds synonyms : property owner, land tenure, douche, landed property, condoler, chattel, havings, domain, domains, dominium, right of property, dork, property, landowner, assets, freehold, right of ownership, estate, condo, choses, yeoman, douches, chose, right of possession, estates, demesnes, cattle, commodities, douched, hereditament, commodity, asset, airheads.