Funk türkçesi Funk nedir

Funk ile ilgili cümleler

English: He sings Simon and Garfunkel songs.
Turkish: O, Simon ve Garfungel şarkılarını söyler.

English: He sang a medley of Simon and Garfunkel hits.
Turkish: O, Simon ve Garfungel hitlerinden bir potpori söyledi.

English: He sang Simon and Garfunkel songs.
Turkish: O, Simon ve Garfunkel şarkılarını söyledi.

Funk ingilizcede ne demek, Funk nerede nasıl kullanılır?

Funk hole : Barınak. Hendeğe kazılan askerlerin saklanabildikleri veya uyuyabildikleri alan. Siper. Yamaca veya yere kazılan sığınak. Güvenli yer.

Blue funk : Moral sıfır. Sıfır moral. Üzgün tuh hali.

Funked : Çekinmek. Korkmak. Yan çizmek. Dehşete düşürmek. Kaçınmak. Korkutmak.

Funkier : Şık. Acayip. Dehşete düşmüş. Garip. Ağır kokulu. Korkak. Harika. Dehşet. Müthiş.

Funkiest : Korkak. Şık. Dehşet. Müthiş. Acayip. Garip. Ağır kokulu. Dehşete düşmüş. Harika.

Making fun of : Alay etme.

Funkster : Funk müzik çalan müzisyen (caz türü).

Funky : Acayip. Dehşete düşmüş. Süper. Müthiş. Dehşet. Harika. Ağır kokulu. Garip. Korkak. Fanki.

Funking : Korkak. Korkmak. Yan çizmek. Kaçınmak. Korku. Çekinmek. Uzak durmak. Dehşete düşürmek. Dehşet. Korkutmak.

 

Fun fair : Panayır. Lunapark. (ingiltere ingilizcesi) festival. Sergi.

İngilizce Funk Türkçe anlamı, Funk eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Funk ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dissociate oneself from : -den ayrılmak. İlgisini kesmek.

Apprehension : Anlayış. Görüş. Tutuklama. Zan. Kuruntu. Düşünce. Algı. Endişe. Kavrama.

Cowardly : Korkakça. Alçakça. Namert. Tabansız. Kansız. Yüreksizce. Alçak. Cesaretsiz. Ödlek.

Currish : Hırıltılı. Kaba. Kavgacı. Terbiyesiz. Aşağılık adamla ilgili. Aşağılık. İt gibi. Huysuz.

Alarm : Tehlikeden haberdar etmek. Telaşa düşürmek. Alarm aygıtı. Kızıl ötesi bir vericiyle hedeflere yoğunlaşarak üzerlerine ısı yayan füze. Uyarı aracı. Tehlike işareti. Uyarmak. Air-launched anti-radiation missile (havada atılan antiradyasyon füzesi). Uyarı düzeni.

Apprehending : Tutuklamak. Anlamak. Endişe etmek. Kavramak. Korkuyla beklemek. İdrak etmek. Tevkif etmek. Yakalamak.

Craven : Namert. Açgözlü. Pisboğaz. Doyumsuz. Ödlek. Korkakça.

Be anxious : Kaygılanmak. Kasvet çökmek. Endişelenmek. Merak etmek. Endişe etmek. Meraklanmak.

Dreaded : Ödü kopmak. Haşmetli. Korkunç. Korkuyla beklemek. Heybetli. Ürkmek.

Funk synonyms : affrights, chicken out, be anxious about, avoid, direful, affear, abstentious, be shy about, curdle the blood, give a wide berth to, cringe, coward, cop out, shrink back, apprehend, awing, chicken livered, awes, eschew, be scared of, be afraid, appal, quail, get out of, balks, consternation, abstains, faze, appals, blenches, dismayed, be scared, be leery of.

Funk zıt anlamlı kelimeler, Funk kelime anlamı

 

Stand still : Kımıldamadan durmak. Kıpırdamamak. Hareketsiz kalmak. Hareketsiz durmak. Kımıldamamak. Hareket etmemek.

Elation : Coşku. Mutluluk. Kıvanç. Gurur. Sevinç. Elasyon. Haz.

Funk ingilizce tanımı, definition of Funk

Funk kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A coward. To stink. A shirk. To flinch at. A shrinking back through fear. To emit an offensive smell. A stench. An offensive smell. To envelop with an offensive smell or smoke. As, to funk a task. To shrink from (a thing or person). To funk at. One who funks.