Geçe nedir, Geçe ne demek

Geçe; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de zarfisim olarak kullanılır.

  • Herhangi bir saat başını geçerek, geçerken
  • Karşılıklı iki yandan her biri, yaka.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Taraf, yön.

Eski türkçe keç-e: Karşı taraf; öte (Erzincan Merkez).

Taraf.

Teknik terim anlamı:

Taraf, yan.

Geçe ile ilgili Cümleler

  • Geçen ay Fransa'da çok yağmur yağdı.
  • Geçen gün Tom'u gördüm.
  • Tom'un söylediği bu durumda geçerli değil.
  • Suyun öteki geçesi.
  • Burak geçen yaz restoranı ziyaret etti.
  • “Sekizi çeyrek geçe üçüncü kata çıkıp altı numaranın önünde durdu.”
  • Geçen haftaydı.
  • Biz geçen yıl üç ay boyunca birlikte yolculuk ettik.
  • Geçen hafta çeşitli partilere katıldım.
  • Biz geçen yıl dünyayı dolaştık.
  • Geçenlerde buradaydın, değil mi?
  • Ali sahil güvenlikle iletişime geçemedi.
  • Geçenlerde üç yıllık erkek arkadaşımdan ayrıldım.
  • Alzheimer hastalığı ile uzun bir mücadeleden sonra Mustafa geçen kış vefat etti.
  • Geçen yıl Fransızca öğrenmeye başladım.

Geçe ile ilgili Atasözü veya Deyim

akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer : “atak kişi tehlikeyi göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır” anlamında kullanılan bir söz.

arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer : “kıdem ve yaş bakımından büyük olanların yaptıkları her zaman örnek alınır” anlamında kullanılan bir söz.

 

bıçak yarası geçer (veya onulur), dil yarası geçmez (veya onulmaz) : hakaret, ağır söz ve benzerleri gönül kırıcı davranışların hiçbir zaman unutulmayacağını anlatan bir söz.

boynuz kulaktan sonra çıkar ama kulağı geçer : “bir konu üzerinde sonradan yetiştikleri hâlde kendilerinden önce yetişmiş olanları geçenler vardır” anlamında kullanılan bir söz.

can boğazdan gelir (veya geçer) : “insan yiyeceğine önem vererek güçlenebilir veya yemeden yaşamak mümkün değildir” anlamında kullanılan bir söz.

çayı geçerken at değiştirilmez : “bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır” anlamında kullanılan bir söz.

dereyi geçerken at değiştirilmez : “bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır” anlamında kullanılan bir söz.

donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer : “bir şeyden yoksun olan kişinin gönlünden hep o şeyden bol bol edinmek geçer” anlamında kullanılan bir söz.

erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer : “kendini bir erkeğe beğendirmek isteyen kadın, ona güzel yemekler hazırlamalıdır” anlamında kullanılan bir söz.

fırsat sakal altından geçer : “fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir” anlamında kullanılan bir söz.

gün geçer, kin geçmez : “aradan uzun zaman geçse de bir kimsenin başkasına karşı beslediği kin sönmez” anlamında kullanılan bir söz.

hızlı sağanak tez geçer : “büyük bir hızla başlayan şeyler az sürer” anlamında kullanılan bir söz.

 

ırmağı geçerken at değiştirilmez : “bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır” anlamında kullanılan bir söz.

iki tımar bir yem yerine geçer : “atı sık sık tımar etmek, onu yemle beslemek kadar önemlidir” anlamında kullanılan bir söz.

kabiliyetli çırak ustayı geçer : “yetenekli çırak, ustasından daha usta olur” anlamında kullanılan bir söz.

kalbin yolu mideden geçer : “bir kimsenin sevgisi kazanılmak istendiğinde ona güzel yiyecekler ikram edilmelidir” anlamında kullanılan bir söz.

leyleğin ömrü (veya günü) laklakla geçer : boş, anlamsız konuşanların durumunu anlatmak için söylenen bir söz.

malın iyisi boğazdan geçer : “kişinin, yiyemediği malının bir değeri yoktur” anlamında kullanılan bir söz.

yarden mi geçersin, serden mi : eş değerde iki şeyin birinden vazgeçmek güçlüğü karşısında söylenen bir söz.

Geçe kısaca anlamı, tanımı

Bulgu belgesinin geçerliliği : Bulgu belgesinin herhangi bir nedenle geçersiz sayılmaması

Bulut geçeği : Kısa süren, hafif yağmur.

Bulut geçeni : Kısa süren, hafif yağmur.

Cana geçer : Yürekten kabul edilir.

Doğrusal geçerli önerme : Yalınç bileşenlerinin bütün değerlemeleri için doğru olan bileşik önerme, yalnızca içinde geçen doğrusal eklemler gereği geçerli olan bileşik önerme, Örnek:.

Düpedüz geçersiz çıkarım : Kendi olağan yorumunda, öncüllerinin tümü doğru ama sonucu yanlış olan çıkarım; geçersiz kılıcı kümesi düpedüz tutarlı olan çıkarım.

Düşünü haklarının bölgesel geçerliği : Düşünü haklarının ya ulusal sınırlar ya da Bern birliğine katılmış ulusların ülkelerinde geçerli ve var olması, geçerli ve var kabulü.

Edimsel geçerlik : Para çıkarma yetkisi bulunan bankanın çıkardığı kâğıt paranın toplum elindeki niceliği.

Geçe geçe : Öküz, manda, buzağı ve benzerleri hayvanları çağırma ünlemi.

Geçebilme : Geçebilmek işi.

Geçebilmek : Geçme imkânı veya olasılığı bulunmak.

Geçebuynuzu : Keçiboynuzu.

Geçeğen : Daha çok geçen. Revaçta, sürümlü.

Geçek geçit : Büyük suların geçilebilecek yeri.

Geçek taşı : Dereyi geçmek için konulan taşlar.

Geçel : Eskiden.

Geçelik : Karşılık, cevap: Ahmet'in mektubunun geçeliğini yazdık. Karşı taraf, ön taraf. Karşı taraf.

Geçelü : Geçeli.

Geçembek : Ufak tahta köprü.

Geçemek : Dar geçit, boğaz. Yol uğrağı: Burası bir eyi geçemek yeridir.

Geçemen : Göçmen.

Geçemenli : Kendinden geçmiş, ağır hasta.

Geçen vuruş : Ağa çıkan karşı oyuncuyu geçmek için yapılan vuruş.

Geçene : Saban demiri. [Bakınız: gecenez].

Geçeneş : Yabani keçi boynuzu.

Geçeni : . . . den sonra anlamında kullanılır.

Geçer anlam : Bir kelimenin en çok bilmen ve kullanılan anlamı. bk. Anlam.

Geçer değer yöntemi : Malın oranlanılan değeri üzerinden alınan vergi.

Geçer dil : Bir yerde en çok bilinen ve kullanılan dil.

Geçer kuşak : Bir aygıtın, zayıflatmadan geçirdiği yinelenimlerdeki kuşak.

Geçerlenme : Geçerlenmek işi.

Geçerlenmek : Geçerliliği onaylanmak.

Geçerletme : Geçerletmek işi.

Geçerli araç : Ölçmek istediğini gerçekten ölçen ve bunu yanılgılardan arınmış olarak yapan ölçme aracı.

Geçerli biçimsel dizge : Mantıksal dizgesi geçerli olan biçimsel dizge.

Geçerli çıkarım : Sonucu öncüllerinden çıkan çıkarım, öncülleri doğru kılan bütün yorumlarda sonucu da doğru olan çıkarım; geçersiz kılıcı kümesi tutarsız olan çıkarım.

Geçerli çıkarım kuralları kümesi : Bir mantıksal dizgenin çıkarım kuralları kümesinin geçerli olması, bu dizgedeki bütün kanıtlanır çıkarımların geçerli olması demektir.

Geçerli deneme : Yönetmelik kurallarına uygun düşen atış ya da atlayış denemesi.

Geçerli dürtüşler : Yönetmelikte belirtilen vücut bölgelerine, kurallara uygun ölçü ve biçimde yapılan dürtüşler. (Dürtücü kılıçta iletken yelek üzerine, delici kılıçta herhangi bir vücut bölgesine, kesici kılıçta ise, belden yukarıya uygulanır.).

Geçerli eder : Alım ve satımda yürürlükte olan değer.

Geçerli eder dengelemi : Borçlu ve alacaklı öğelerin belirli bir günde geçerli ederlerine göre ve tümdeğer yöntemi ile yeniden değerlendirilmesi koşulları ile düzenlenen dengelem.

Geçerli formül : Mantıkta, her yorum altında doğru olan formül, mantıksal doğru formül.

Geçerli giderler : Belirli bir süre içinde gerçekleşen giderler.

Geçerli kazanç : Bir yatırımdan bir yıl içinde elde edilen gelirin yatırım değerine oranı. Anamalın yüzde ile belirtilen yıllık geliri.

Geçerli mantıksal dizge : Her kanıtlanır çıkarımı geçerli olan mantıksal dizge.

Geçerli nicem sayısı : Özel bakışımlardan doğan nicem sayı türlerinin kesinliklerini koruyabilenleri.

Geçerli oran : Bir pay belgitinin ya da borç belgitinin bir yıllık verim oranı. Döner anamaldan geri kalan.

Geçerli oyun : Güreş sırasında uygulanan sayı getirici oyun.

Geçerli ölçüm : Konuyla ilgili ve dizgeli yanılgılardan arınmış ölçüm.

Geçerli önerme : Bütün yorumlayanları doğru olan önerme; değillemesi tutarsız olan önerme. p önermesinin geçerli olması |p önermesinin tutarsız olması demektir. bk. mantıkça doğru önerme. doğrusal geçerli önerme.

Geçerli sayışım : İki kişi arasındaki alacakların belirli bir süre sonunda arıtımı yapılmak üzere karşılıklı borçlu ve alacaklı sayışmalara ayrıntılı olarak yazılması.

Geçerli sayışım yazılığı : Ekonomik amaçlarla yapılan yatırımlarda, gerçek ya da tüzel kişilere ödenen, çekilen ve kalan paraları göstermek üzere bankalarca verilen yazılık.

Geçerli tamdeyim : Tümel kapanışı mantıkça doğru bir önerme olan tamdeyim.

Geçerli tümdeğer : Alım ve satım değerlerine dayanak olan tümdeğer.

Geçerli ürem sınırı : Paranın sunu ve istemine göre genel satakta geçerli olan ürem.

Geçerli vergiler : Gerçekleşme ve toplanma evresinde bulunan vergiler. Çeşitli vergi yükümlülükleri.

Geçerli vuruşlar : Kesici kılıçla, yönetmelikte belirtilmiş sayılan vücut bölgesine (belden yukarısı), namlunun keskin yüzü ya da iki yüzü keskin sayılan uçtaki bölümü ile kesiş biçiminde uygulanan vuruşlar.

Geçerli yedek : Kısa bir süre içinde akçeye çevrilmesi olanaklı değerler.

Geçerlik belirlemesi : Bir ölçme işleminin dizgeli ya da değişmez yanılgılardan arınma düzeyini ya da konusunu ölçebilme yeteneğini gösteren çözümleme.

Geçerlik saptama yolları : Ayrı geçerlik tanımlarından yola çıkarak ölçme araçlarının geçerliğini araştıran ve mantıksal ya da olgusal yaklaşım olarak iki ana kümeye ayrılan geçerlik sınama yaklaşımları.

Geçerlik sınaması : Bir ölçme aracıyla elde edilen ölçümlerin, gerçekten ölçüm konusuna ilişkin ya da uygun olup olmadığını sınama işlemi.

Geçersiz çıkarım : Sonucu öncüllerinden çıkmayan, başka bir deyişle geçersiz kılıcı kümesi tutarlı olan çıkarım. Örnek: geçersiz bir çıkarımdır.

Geçersiz delgi : Kart delgi düğümünde geçerli olarak tanımlanan delik birleşimlerinin dışında kalan, böylece hiçbir damgayı göstermeyen delgi. Kimi bilgisayar dizgelerinde geçersiz delgi, işlemlerin denetimini işletim dizgesine geçirmek üzere denetim kartlarında kullanılır.

Geçersiz dürtüşler : Sayılan vücut bölgelerine rastlamayan ve yönetmelik ölçülerine uygun olmayan dürtüşler.

Geçersiz formül : Mantıkta, enaz bir yorum altında yanlış olan formül.

Geçersiz kılıcı yorum : Bir çıkarımın geçersiz kılıcı kümesinin her öğesini doğru kılan bir yorum. Bir çıkarımın geçersiz kılıcı yorumu, bu çıkarımın geçersiz kılıcı kümesinin bir doğrulamıdır. Örn. '.

Geçersiz satış : Sözleşme yapıldığı, bağıtlandığı halde bazı dış nitelikleri nedeniyle geçerli olmayan satış.

Geçersiz sayılan belgenin eski duruma getirilmesi : Herhangi bir nedenle yok sayılan bir belgenin, yasalarda gösterilen koşullarla var sayılması.

Geçersiz vuruşlar : Kesici kılıçla, sayılan vücut bölgelerine ve yönetmelik ölçülerine göre uygulanmayan vuruşlar.

Geçersizleme : Bir ölçme aracı ya da ölçümün çeşitli sınama yollarıyla ölçmek istediğinden başka bir nesneyi ölçtüğünü ve dizgeli yanılgılar içerdiğini gösterme.

Geçersizleştirme : Geçersizleştirmek durumu.

Geçesilik gadar : Geçecek kadar.

Geçeymen : Kadın baş örtüsü, gelinlerin başlarına giydikleri süslü örtü, taç.

Geçeyoror : Geçipdurur, geçiyor.

Gevşek geçerli çıkarım : Sıkı geçerli olmamakla birlikte belli varlıksal öndayanakların gerçekleşmesi kaşuluyla geçerli olan tasımsal çıkarım. Örnek: SaP.*.SiP biçimindeki çıkarımlar gevşek geçerlidir; çünkü S terimi boş küme olarak yorumlandığında SaP doğru ama SiP yanlış olup; S boş olmayan bir küme ile yorumlandığında SaP doğru ise SiP de doğru olur.

Gök geçemen : Zehirli, yeşil kertenkele.

Görünüş geçerliği : Bir testin, o testi uygulayanlar ile sınava girenlerce belli bir amaç için elverişli ve ilginç bulunup benimsenmesi.

Göy geçemen : Yeşil ve büyük bir çeşit kertenkele.

Güney geçe : Güneydoğu.

Işık geçerimi : Bir ortamdan geçen ışık erkesinin ortama giren erkeye oranı.

İçerik geçerliği : Bir ölçme aracının, ölçüm boyutunun kavramsal ve mantıksal içerimlerini yeterince yansıtıp yansıtmadığına bakarak geçerliğini sınama, bk. geçerlik saptama yolları.

İlerü geçenler : Geçmişteki insanlar, eslâf.

Kambiyo geçer değeri : [Bakınız: döviz kuru]. Bir ülke parasının bir diğer ülke parasıyla satın alınma değeri.

Kapsam geçerliği : Bir testte bulunan soruların, kapsanılması öngörülen ders programı ya da çalışma sonuçlarını içerme derecesi.

Kestirim geçerliği : Bir testin, kestirimde bulunmak amacıyla kullanıldığı konuda verdiği sonucun, geleceğe ilişkin doğruluk derecesi.

Mantıksal geçerlik : Bir ölçme aracının, ölçmek istediğini ölçmesi durumunda geçerli olduğu anlayışıyla mantıksal ve sağduyusal çözümlemelerle yetinerek geçerliği sınayan yaklaşım, bk. olgusal geçerlik.

Marka aktarılmasının geçerliği : Yordamına ve yöntemine uygun olarak yapılan marka aktarılmasının geçer sayılması.

Olgusal geçerlik : Bir ölçme aracının ölçüye vurduğu konuda gerçeklenebilir öndeyilerde bulunması koşuluyla geçerli olabileceği anlayışıyla elde edilen ölçümlere dayalı kestirimlerin bir dış ölçütle bağıntısını araştırarak geçerliğini sınama yolu. bk. mantıksal geçerlik.

Ota geçe : Karşı taraf.

Ovle geçerekleri : Öğleden az sonra.

Ön geçenler : Daha önce geçmiş olanlar, eslâf.

Öte geçe : Karşı taraf.

Sıkı geçerli önerme : Geçerli tasımsal önerme.

Tümel geçerli önerme : Geçerli önerme.

Ücret çizelgesi yerine geçen belgeler : Devlete ilişkin genel, katma, özel yönetimli daire ve kuruluşlarla belediyelerin ve ekonomik devlet kuruluşlarının ücret ödemelerinde kullandıkları belgeler.

Yapı geçerliği : Test sonuçlarının, ölçülmek istenilen özelliklere ilişkin belirtilere uygunluk derecesi.

Yeraltı geçeneği : Mağaralar içinde birbirine yakın kovukları birleştiren dar, tabanı pürüzlü, kimi kez çok alçak yeraltı geçitleri.

Yerine geçen nesne : Kaim şey (bk. yedek, yedek nesne).

Yığışımlı geçerlik : Bir ölçme aracının, kullanıldığı çeşitli zaman ve bağlamlarda geçerli sonuçlar vermesine bakarak geçerliğini belgeleme yolu. bk. geçerlik saptama yolları.

Yüzeysel geçerlik : Bir ölçme aracını, yüzeysel görünüşü ve açık içeriğiyle geçerli göründüğü için geçerli sayan sınama yolu. bk. geçerlik saptama yolları.

Geçek : Çok geçilen yer, işlek yol. Küçük tahta köprü.

Geçeli : Geçesi (II) olan.

Geçen : Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.).

Geçende : Geçenlerde.

Geçenek : Koridor.

Geçenlerde : Yakın bir geçmişte, yakında, geçende.

Geçer : Yürürlükte bulunan, geçerliği olan, kullanılan. Geçme özelliği olan. Geçer not. Beğenilen, makbul, mergup.

Geçer akçe : Herkesçe aranan, beğenilen, muteber.

Geçer değer : Bir malın veya hisse senedinin borsadaki değeri, kotasyon.

Geçer not : Eğitim ve öğretimde başarıyı gösteren not, geçer.

Geçerleme : Geçerlemek işi, konfirmasyon.

Geçerlemek : Geçerliğini sağlamak, onaylamak, konfirme etmek.

Geçerletmek : Geçer duruma getirtmek.

Geçerli : Yürürlükte olan, uygulanan, meri, muteber. Beğenilen, tutulan.

Geçerli durum : Bir ülkenin ekonomik hayatının yükselme ve alçalma yönünde gösterdiği inişli çıkışlı, dalgalı hareketlerinin bütünü, konjonktür.

Geçerlik : Yürürlükte olma, değerini sürdürme durumu, revaç, valör. Sürümü olma durumu.

Geçerlilik : Geçerli olma durumu, geçerlik. Bir kavramın, bir yargının, mantıksal olarak onaylanabilir olması.

Geçersiz : Yürürlükten çıkarılmış, hükümsüz.

Geçersizleşme : Geçersiz duruma düşme.

Geçersizleşmek : Geçersiz duruma düşmek, geçerliğini yitirmek.

Geçersizleştirmek : Geçersiz duruma getirmek.

Geçersizlik : Geçersiz olma durumu, hükümsüzlük.

Gelen geçen : Gelen giden.

İki geçeli : Karşılıklı iki sıra olarak.

Diğer dillerde Geç uçan yarasa anlamı nedir?

İngilizce'de Geç uçan yarasa ne demek ? : serotine