Half year türkçesi Half year nedir

  • Eğitim alanında kullanılır.
  • Sömestr.
  • Öğretim yılının ayrıldığı dönemlerden her biri; öğrenim dönemi.
  • Yarım yıllık.
  • Yılda iki defa olan.
  • Yarı-yıl.
  • Altı ay.
  • Her altı ay.
  • Yılın yarısı.
  • Yarıyıl.

Half year ile ilgili cümleler

English: Ali came to Japan eight and a half years ago with his parents.
Turkish: Ali sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi.

English: He worked for one and a half years in the Netherlands.
Turkish: Bir buçuk yıl Hollanda'da çalıştı.

Half year ingilizcede ne demek, Half year nerede nasıl kullanılır?

Half : Neredeyse. Kısmen. Nısıf. Yarı yarıya. Hemen hemen. Yarım. Devre. Ara. Buçuk. Yarı.

Year : Güneş'in ilkbahar noktasından art arda iki geçişi arasında kalan zaman süresi ; yer'in güneş çevresinde bir kez dolanması için geçen zaman. Yaş. 12 aylık süre. yıllar yasalarına göre çeşitli bölümlere ayrılmıştır: a) takvim yılı: 1 ocaktan, 31 aralık gece yarısına kadar geçen süre. b) akçalı yıl: 1 marttan 28 şubat günü akşamına, kadar süregelen ve devlet bütçesinin uygulanıldığı dönemi gösteren yıl. c) iş yılı: hangi günlemle başlarsa başlasın 365 günden yasalarına göre çalışılmayan günler çıkarıldıktan sonra işçinin iş başında geçirmekle yükümlü bulunduğu günler toplamı, d) izin yılı: işçinin yasalarına göre çalışmış sayıldığı ve çalıştığı günler toplamının 365 sayısını doldurması, e) tam yıl: yılın herhangi bir gününden gelecek yılın aynı gününe kadar geçen süre. İhtiyarlık. Sene. Yıl. Uzay, ekonomi alanlarında kullanılır.

 

Half yearly : Altı aylık. Yarıyıllık. Altı aylık olarak.

Half yearly winds : Yarıyıllık rüzgarlar. Bk. mevsim rüzgarları, çevrimsel rüzgarlar.

Half a crown : Eski ingiliz parası.

Half a dozen : Yarım düzine.

İngilizce Half year Türkçe anlamı, Half year eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Half year ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abstract reasoning : Somut veriler yerine, simge ya da genellemelerden yararlanarak sonuçlara varma işlemi. Soyut akıl yürütme. Soyut usavurma.

Abulia : İrade kaybı. Kayıtsızlık. İrade yitimi. Abuli. Abulya. İrade gücünün kaybolmasıyla tanımlanan sinir hastalığı. Karar verme, dikkat, devinme gibi zihin ve beden etkinliğiyle ilişkili işleri yapamamak biçiminde kendini gösteren ve sinir yorgunluğu sonucu ortaya çıkan durum. İstem yitimi. İstenç yitimi.

Academy : Akademi. Yüksek okul. Okul. Medrese. Yüksekokul. Plato'nun kurduğu felsefe okulu. Bilim dallarında, güzel ya da uygulamalı sanatlarda orta ve yüksek öğretim yapan kimi okullara verilen ad. üyeleri bilginlerden, yazarlardan, sanatçılardan oluşan bilim ve sanat kuruluşu. Bilim adamları topluluğu.

Academic intelligence : Soyut kavramları kolayca kavramaya yatkın zeka. Akademik zeka.

Accustoming : Alıştırmak. Yetiştirim. Ünsiyet. Ülfet. Bir hayvana şu ya da bu amaçla birtakım alışkanlıklar ve beceriler kazandırma işi.

 

Achromatopsia : Renk körlüğü. Akromatopsi. Nesnelerin renksiz algılanması ya da kimi renklerin algılanmamasından ileri gelen bir görme bozukluğu.

Session : Oturum. Toplantı. Akademik yıl (ingiliz ingilizcesi). Bilgisayar, iktisat alanlarında kullanılır. Birleşim. Akademik yıl. Seans. Dönem. Borsada işlemlerin başlaması ile bitmesi arasında geçen süre.

Abstract intelligence : Düşünme ve yeni durumlara uyma konularında soyut kavramlar ile simgelerden başarılı biçimde yararlanma yeteneği. Soyut zeka.

Semesters : Dönem.

Half year synonyms : mid term, academy of economic and commercial sciences, school term, achievement age, ability group, abnormal child, achievement tests, academic preparation, academic term, semester, academic year, sessions, active school, a priori knowledge.