Ham nedir, Ham ne demek

Ham; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır. kökeni farsça dilinden gelmektedir.

  • Yenecek kadar olgun olmayan (meyve), olmamış.
  • Gerçekleşme kolaylığı ya da imkânı olmayan
  • İşlenmemiş (madde).
  • İdmansız.
  • Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş.

"Ham" ile ilgili cümle

  • "Ham petrol."
  • "Ne ham adam!"
  • "Ham vücutla ancak bu kadar koşabilirim."
  • "Ham elma."
  • "Ham teklif."

Yerel Türkçe anlamı:

Uslanmamış, haşarı: ham at

Deniz dalgası: Denizin hamı çoğaldı.

Acemi, evcilleşmemiş (atmaca)

Kimya'daki anlamı:

Zenginleştirilmemiş, rafine edilmemiş veya olgunlaştırılmamış.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Veteriner hekimliği folklorunda soğuk ve sert apse.

Domuz karkasının arka bacağı.

Domuz jambonu.

Kürlenmiş, pişirilmiş ve dumanlanmış domuz arka bacak eti.

Diğer sözlük anlamları:

Çiğ, iyi pişmemiş.

İngilizce'de Ham ne demek? Ham ingilizcesi nedir?:

raw, crude, ham

Fransızca'da Ham ne demek?:

brut, cru, ue

Ham hakkında bilgiler

Ham, Nuh'un üç oğlundan biridir. Oğullarının adları Kuş, Mizraim, Fut, ve Kenan'dır.

Nuh'un oğlu Ham soyundan gelenler Afrika'yı yurt edinmiştir. Berberi, Tuareg Afrika kıtası kuzeyi tamamen Hami ırkıdır. Hami ırkı Sami ile akrabadır ama Arap değildir. Tüm Sahra'dan başka, Mısır halkı (Araplaşmış Hamiler ve Koptiler) Araplar'a en yakın oldukları halde Arap değillerdir, Araplaşmışlardır. Bu ırk, Nil boyunca Sudan ve Zambia'yı kateder, Etiyopyalı (Habeşi), Cibutili, Somalili, ve Eritreli olmuşlardır.

 

Ham ile ilgili Cümleler

  • Ham petrol bu fabrikada arıtılır.
  • Gemi Endonezya'dan ham madde taşımaktadır.
  • Gemiye ham petrol yüklüyorlar.
  • Ham petrol çağının sonu görünümde.
  • Ham kişi başkalarını suçlayarak kendini kıymete bindirmeye çalışır, olgun kimse de başkalarının hatasını kalbini kırmadan söyler.
  • Hala ham mıyım?
  • Biz ham madde ithal ederiz ve bitmiş ürünler ihraç ederiz.

Ham anlamı, kısaca tanımı:

Ham çıkmak : Kendisinden beklenilen olgun davranışları göstermemek. kavun, karpuz kesildiğinde olgunlaşmamış olduğu anlaşılmak.

Ham besi suyu : Kökler tarafından topraktan emilip yapraklara kadar çıkan besi suyu.

Ham bez : Fabrikadan çıkmış, işlenmemiş kumaş.

Ham ervah : Yersiz, yakışıksız söz ve davranışları olan kimse.

Ham gaz : İşlenmemiş gaz.

Hamhalat : Verimsiz, çorak, kuru. Kaba saba, görgüsüz.

Ham hayal : Gerçekleşmeyecek düşünce veya ümit.

Ham madde : Bir ürün elde edilmesinde kullanılan temel bileşenlerin işlenip elde edilmesinden önceki durumu.

Ham payı : Zıvanalı geçmeleri sağlamlaştırmak amacı ile zıvanadan genellikle üçte biri oranında çıkarılan parça.

İdmansız : Bir işe, bir duruma henüz alışmamış olan, acemi. İdman yapmamış olan, idmanı olmayan, çevikliği olmayan, ham, antrenmansız.

Gerçekleşme : Gerçekleşmek işi, tahakkuk.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

 

Kaba : Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer. Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse). Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli. Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı. Taneleri iri. Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü.

Toplum : Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet. Topluluk.

Ham ayva : Yeni yetişmekte olan kızın göğsü.

Ham besisuyu : (botanik)

Ham çalmak : Terli iken ahıra bağlanan hayvan hastalanmak. Uzun zaman çalışmayan hayvan zorla çalıştırılınca hastalanmak. Meyve tam olmamak: Şeftali ham çalmış.

Ham da : Hem de: Bu iş ham da böyle olabilir.

Ham düve : İlk kez yavrulayan sığır.

Ham enerji : Bir yem örneğinin bomba kalorimetresi denen cihazda saf oksijen ortamında tamamen yakılarak ürettiği ısı miktarının ölçülmesiyle belirlenen toplam enerjisi, brüt enerji, HE.

Ham ervahlık : Ham ervah olma durumu. İlgili cümle: "“Bu cacığa su katmak, buz koymak, ham ervahlık olur.”" A. Boysan.

Ham etmek : Çocuk dilinde mama yemek: Haydi çocuğum mamanı ham et.

Ham gaymak : Toprağı sabanla iyi sürememek: Tarla eyle mi sürülür, yazuh hep ham gaymış.

Ham hum şaralop : Gölge oyunu söyleşmelerinden biri. Hacivat'ın isteğiyle, Bey'in paralarını aldıktan sonra, paraları almaya gelen Bey'e «Ham Hum Şaralop» deyip deli taklidi yapan Karagöz ile Hacivat'ın söyleşmesi. Burada Hacivat kendi kazdığı çukura düşer; çünkü Karagöz, paraları paylaşmaya gelen Hacivat'a da ««ham hum şaralop» deyip onu kovar.

Diğer dillerde Ham anlamı nedir?

İngilizce'de Ham ne demek? : n. smoked meat from the hindquarter of a hog; bad actor; amateur radio operator

n. ham, smoked meat from the hindquarter of a hog

adj. unripe, immature, raw, green, unrefined, crude, rude, virgin

Fransızca'da Ham : vert/e, brut/e, cru/e, en herbe

Almanca'da Ham : adj. roh, ungestaltet, unreif

Rusça'da Ham : n. складка (F), свод (M)

adj. незрелый, неспелый, недоспелый, зеленый, сырой, необработанный, неосуществимый, иллюзорный, эфемерный, химерический, дугообразный, грубый, невоспитанный