High technology türkçesi High technology nedir

  • Yüksek araştırma-geliştirme harcamaları gerektiren en ileri teknoloji.
  • Son teknoloji.
  • Gelişmiş teknoloji.
  • Yüksek teknoloji.
  • Üstün teknoloji.
  • İleri teknoloji.
  • İktisat alanında kullanılır.

High technology ingilizcede ne demek, High technology nerede nasıl kullanılır?

High : Pikap. Direnmek. Yüksek yer. Zirve. Lise. Necip. Öfkelenmek. Kabarmak. Büyük vites.

Technology : Mal ve hizmet üretimiyle ilgili olarak toplumun ulaştığı toplam bilgi birikimi. Eğitim, iktisat, sosyoloji alanlarında kullanılır. Belli bir alanda geliştirilmiş yordamların dizgeli bütünü ya da yordam geliştirme iş ve bilgisi. Teknik bilgi. Bir endüstri dalıyla ilgili yapım yöntemlerinin, yollarının ve araçlarının inclenmesinden oluşan bilgi dalı. Mühendislik bilgisi. İnsanın günlük hayatında kullanacağı araç ve gereçleri yapmak için gerekli olan hammaddeleri elde etme ve işleme; bunlarla ilgili bilgi ve beceri. Güç ve bilgiyi denetleme, toplama, biriktirme, işleme, iletme vb. amaçlar için oluşturulan makinelerin, dizgelerin ve araçların tümü. Yordamlık. Yordambilim.

High alloy steel : Yüksek alaşım çeliği.

High altitude : Yüksek rakım. Yüksek irtifa. 10 bin metrenin üzeri.

High altitude airplane : Yüksek irtifa uçağı.

High altitude disease : Yüksek irtifa hastalığı. Yüksek rakım hastalığı.

 

İngilizce High technology Türkçe anlamı, High technology eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak High technology ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

A change in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

 

A shift in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

Abnormal budget : Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe. Olağanüstü bütçe.

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

High technology synonyms : a shift in demand, a type mutual funds, abnormal budget receipts, a change in supply, a shift in individual demand, a pass through certificate, advanced technology, high tech.