Humbug türkçesi Humbug nedir

  • Martaval.
  • Aldatmak.
  • Üçkağıt.
  • Nane şekeri.
  • Sahtekarlık.
  • Hile.
  • Kazık atmak.
  • Dümen.
  • Palavra.
  • Riyakarlık.
  • Üçkağıtçılık yapmak.
  • Saçmalık.
  • Şarlatanlık.

Humbug ingilizcede ne demek, Humbug nerede nasıl kullanılır?

Humbugged : Dümen. Kazık atmak. Aldatmak. Hile. Sahtekarlık. Riyakarlık. Martaval. Palavra. Üçkağıtçılık yapmak. Üçkağıt.

Humbugger : Dümen çeviren. Dümenci. Dalavereci. Kazıkçı. Hilekar. Numara yapan.

Humbuggers : Dalavereci. Dümenci. Hilekar. Kazıkçı. Numara yapan. Dümen çeviren.

Humbuggery : Dalavere. Dümen çevirme. Numara yapma. Hilekarlık. Kazıkçılık. Dümencilik.

Humbugging : Kazık atmak. Aldatmak. Hile. Üçkağıt. Sahtekarlık. Şarlatanlık. Dümen. Palavra. Martaval. Riyakarlık.

Humbleness : Tevazu. Alçakgönüllülük. Alçak gönüllülük.

Single coil sized humbucker : Tek boyutlu çiftli manyetik. Tekli manyetik boyutlarında sarılmış çiftli gitar manyetiği.

Humback whale : Balinalar (cetacea) takımının, çatal kuyruklu balinagiller (balaenopteridae) familyasından, 16 m kadar uzunlukta, göğüs yüzgeçleri geniş, sırtı kara, karnı ak, atlantik okyanusu'nda yaşayan bir tür. Kambur balina.

Humbled : Konumu indirgenmiş. Mütevazi hale getirilmiş. Mütevazı. Aşağılanmış. Basitleştirilmiş. Daha az gururlu ve daha az önemli hissettirilmiş. Statüsü düşürülmüş.

 

Humble apology : Alçakgönüllülükle özür dileme.

İngilizce Humbug Türkçe anlamı, Humbug eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Humbug ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Balderdash : Zırva. Boş laf. Ivır zıvır.

Double crossing : Kandırmak. Dolandırıcılık yapmak. Hile yapmak. Sahtekarlık etmek.

Rudder : Yönetim. Uçağın sağa sola yönünü değiştirmek için kullanılan uçuş kumanda yüzeyi. Hava ve deniz taşıtlarında taşıta yön vermeye yarayan hareketli parça (dümen). Rehber. İdare. Dümen bedeni. Malt karıştırma küreği. Dalavere.

Double cross : Dolandırmak. İhanet etmek. Aldatma. Çift melez.

Adulterations : Dürüstlük ilkelerine aykırı olarak bir malın içine konulan değersiz başka bir madde ile tüketiciyi aldatma. Aldatma. Seyreltme. Karıştırma. Hile katma. Malın niteliğini sorma. Kandırma. Katıştırma. Tağşiş.

Absurdness : Manasızlık. Anlamsızlık. Akılsızlık.

Empiricism : Emprisizm. Bilginin kaynağını olgusal ve görgül verilere dayandıran bilgi kuramı. Bilginin tek kaynağının duyusal deney olduğunu, bütün bilgilerin duyusal deney yoluyla elde edildiğini savunan görüş. Bilginin gözlem, deneme ya da duyular ile elde edilebileceğini ileri süren, bu nedenle bilginin kazanılmasında usa vurmaya ya da düşünceye ağırlık veren usçuluğun karşıtı olarak gelişen geleneksel öğreti. organizma ile durum ya da çevre arasında bir etkileşim olarak yaşantıya önem veren, bilgiyi simgelerle iletişimi yapılan denetimli ve yeniden düzenlenmiş yaşantı biçiminde düşünen çağdaş bir felsefe anlayışı. Tecrübecilik. Deneycilik. Deneyimcilik. Ampirizm. Deneyselcilik. Görgücülük.

 

Artifice : Beceri. Marifet. Ustalık. Sanat. Kurnazlık. Desise. Hüner. Oyun. Yapıntı.

Betrays : Hıyanet etmek. Açığa vurmak. Hiyanet etmek. Kötüye kullanmak. Hainlik etmek. Ağzından kaçırmak. Ele vermek. Yanlış yola sevk etmek. İhanet etmek.

Humbug synonyms : nonsensicality, snake oil, humbugging, cheats, artifices, shammed righteousness, blear the eyes, bunks, deceives, do somebody dirt, beguile, befools, peppermints, bilk, confidence game, drool, quackeries, cantrip, fob off, capriccio, hypocrisies, hokey pokey, applesauce, boloney, bilges, absurdism, canard, hokum, canards, bilks, abracadabra, steering wheel, fiddle.

Humbug ingilizce tanımı, definition of Humbug

Humbug kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : An imposition under fair pretenses. To hoax. To cajole. A trick by cajolery. To deceive. To impose. A hoax. Something contrived in order to deceive and mislead.