İç hatlar nedir, İç hatlar ne demek

  • Yurt içi ulaşımını sağlayan yol.
  • Hava yollarında yurt içi yolculukların yapıldığı terminal

"İç hatlar" ile ilgili cümleler

  • "İç hatlarda çalışan uçaklar bu yıl kâr sağladı."

İç hatlar ile ilgili Cümleler

  • Babam iç hatlarda çalışan bir pilot.
  • İç hatlarda ucuz bir uçak biletiniz var mı?

İç hatlar anlamı, tanımı:

Yurt : Öğrencilerin kaldığı, barındığı yer. Diyar. Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan. Sahip olunan arazi, emlak. Bir şeyin ilk veya çok yetiştirildiği yer, vatan. Memleket. Göçebe Türklerin oturduğu çadır. Yörüklerin yazın veya kışın oturdukları yer. Bakıma ve barınmaya muhtaç bir grup insanın oturduğu, yetiştirildiği veya bakıldığı kurum.

Ulaşım : Ulaşma işi. Köyler, şehirler, ülkeler arasında bir yerden bir yere gidiş geliş, münakale, muvasala, temas. Bir şeyi bir yerden başka bir yere aktarma.

Hava : Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu. Çekicilik. Gökyüzü. Durum, ortam, çevre, muhit, atmosfer, ambiyans. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü. Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi. Müzik parçalarında tür. Sonuçsuz, anlamsız, boş (durum, davranış, söz). Keyif, âlem. Çevreyi kuşatan boşluk. Tarz, üslup. Esinti. Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik. Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.

 

Yolculuk : Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat, sefer. Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme. Bu gidiş gelişte geçen süre.

Terminal : Bir veri iletişim ortamında veri giriş çıkışını sağlayan donanım birimi veya donanım birimleri topluluğu. Otobüs, uçak vb. taşıtların yolcularını ilk aldığı veya son bıraktığı yer.

Yol : Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem. Kumaşta bulunan çizgi. Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik. Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi. Kez, defa. Gaye, uğur, maksat. İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer. Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer. Hile, tuzak. Düğünde, oğlanevinin kızevine verdiği para, mal veya armağan. Gidiş çabukluğu, hız. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik. Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi. Yolculuk.