Jaundiced türkçesi Jaundiced nedir

Jaundiced ingilizcede ne demek, Jaundiced nerede nasıl kullanılır?

View with a jaundiced eye : Öküz altında buzağı aramak. Kıskanç bir gözle bakmak. Kıskanmak. Kıskançlık sergilemek. İmrenmek.

Jaundice vaccine : Sarılık aşısı. Sarılığa karşı yapılan aşı (cildin sarı olması ve iştah kaybı ile tanımlanan hastalık).

Acholuric jaundice : Akolürik sarılık. Glukuronik asitle birleştirememiş olan safra pigmentinin böbreklerden atılamaması sonucu biçimlenen sarılık.

Canine malignant jaundice : Köpeklerin safra ateşi. Köpeklerin kötücül sarılığı.

Cholestatic jaundice : Karaciğerde safra akımının durması veya azalmasıyla biçimlenen sarılık. Kolestatik sarılık.

Jaundices : Hoşnutsuzluk. Sarılık. Önyargı. Karamsarlık. Kıskançlık. Düşmanlık. Haset.

Toxic jaundice : Hepatotoksik sarılık. Toksik sarılık.

Intrahepatic jaundice : İntrahepatik ikterus. Hepatotoksik sarılık. İntrahepatik sarılık.

Hepatotoxic jaundice : Hepatotoksik sarılık. Karaciğer parenkim hücrelerinin zedelenmesi sonucu bilirubinin glukuronik asitle birleştirememesinden kaynaklanan kanda biriken bilirubinin deri ve mukozaların sarı renge boyanmasıyla biriken klinik ve patolojik bulgu, hepatohücresel sarılık, hepatosellüler sarılık, intrahepatik sarılık, intrahepatik ikterus, parankimatöz ikterus, toksik sarılık.

 

Leptospiral jaundice : Kanamalı sarılık. Bir gözelilerden de ilkel sayılan özel bir asalağın doğurduğu, titreme, ateş, kusma, baş ve kas ağrılarıyle ortaya çıkarak, dalağın, karaciğerin büyümesinden başka sarılığa da yol açan bulaşıcı hastalık.

İngilizce Jaundiced Türkçe anlamı, Jaundiced eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Jaundiced ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dubitable : Tartışmaya açık. Kesin olmayan. Belirsiz. Şüpheli.

Discriminatory : Fark gözeten. Ayrım yapan. Ayırıcı. Gümrük vergilerinde ya da bildirmelik dışı önlemlerde, mallar ya da ülkeler yönünden eşitlik gözetilmemesi. Tefrik edici. Ayırım gözeten. Ayrıcalık yapan. Ayırt edebilen. Ayrımcı.

Heavyhearted : Kederli. Kasvetli. Üzgün. Mutsuz. Neşesiz.

Mopey : Hüzünlü. Kuruntulu. Kötümser. İç karartıcı. Kasvetli.

Grudging : Haset. Kinci. Kindar. İsteksiz. Gönülsüz.

Debateable : Pazarlığa açık. Soruşturulabilir. Çekişmeli. Kuşku uyandıran. Tartışılabilir. Şüpheli.

Virulently : Uygunsuzca. Şiddetli bir biçimde. Tiksindirici bir biçimde. Nefret duyarcasına. Uygunsuz bir şekilde. Zehirli bir şekilde. Kindarca. Nefretlice. Çok tehlikeli bir şekilde.

Elusory : Anlaşılmaz. Aldatıcı. Yakalanması güç. Yanıltıcı. Anlaşılması zor. Kaçamaklı.

Virulent : Şiddetli. Öldürücü. Virülen. Kin dolu. Hastalık oluşturma yeteneği taşıyan, zehirli, öldürücü. Öldürücü (mikrop veya zehir vb). Zehirli. Virülan. Çok büyük (nefret veya düşmanlık).

 

Jaundiced synonyms : prejudicious, creaky, dark side, antagonistic, malevolent, dye in the wool, faithless, abuse, unamicable, corruptions, hellraiser, prejudiced, agitators, dispiteous, inappreciative, beyond belief, unfriendly, envious of, disputable, hostile, antisocially, depressed, barretor, factious, grumbling, infelicitous, inimically, disaffected, distrustful, malicious, sinister, complot, complainers.

Jaundiced zıt anlamlı kelimeler, Jaundiced kelime anlamı

Healthy : Önemli. Esen. Sağlığa yarar. Sağlıklı. Büyük. Sağlam. Kuvvetli. Demir gibi. Sıhhatli. Yararlı.

Unprejudiced : Tarafsız. Ön yargısız. Önyargısı olmayan. Peşin hükümlü olmayan. Önyargısız. Yansız. Haklarına dokunmayan. Taraf tutmayan. Peşin hükümsüz.

Jaundiced ingilizce tanımı, definition of Jaundiced

Jaundiced kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Affected with jaundice.