Jointed türkçesi Jointed nedir

  • Mafsallı.
  • Birleşik.
  • Birleştirilmiş.
  • Eklemli.
  • Çatlaklı.
  • Fisürlü.
  • Derzli.
  • Çatlak.
  • Oynak eklemli.

Jointed ile ilgili cümleler

English: I'm double-jointed.
Turkish: Oynak eklemliyim.

English: She's double-jointed.
Turkish: O oynak eklemli.

English: Ali is double-jointed.
Turkish: Ali oynak eklemli.

Jointed ingilizcede ne demek, Jointed nerede nasıl kullanılır?

Jointed doll : Eklemleri hareketli oyuncak bebek.

Jointed spider : Eklemli örümcek. Solpugidae ailesinin herhangi bir üyesi.

Jointed spiders : Eklem bacaklılar (arthropoda) dalının, gerçek eklem bacaklılar (euarthropoda) alt dalının, örümceğimsiler (arachnoidea) sınıfından, çok sayıda uzun tüyleri olan, 8-60 mm uzunluğunda, duygu ayakları (pedipalpus) çok ince ve uzun olan, çöl ve steplerde yaşayan, ısıran fakat zehirli olmayan, gece hayvanları takımı. böğ (galeodes) iyi bilinen cinsidir. Isırıcı, irkiltici ve hastalık taşıyıcı özellikleri bildirilen, yine de pek önemli sayılmayan örümceğimsiler takımı; poylar. Böğler.

Double jointed : İki eklemli. Oynak eklemli. Çok oynak mafsallı. Eklemleri aşırı oynak kimse.

Lap jointed : Bindirilmiş.

Jointers : Birleştirici. Uzun planya (marangozluk). Taşları birlikte tutmak için kullanılan bükülmüş demir çubuk. Tahta kenarlarının birleştirme yerlerini oluşturmak için kullanılan el aleti. Tuğla işinde çimento veya harç derz yapmak için kullanılan alet (inşaat). Derz malası. Geçme planyası. Planya.

 

Disjointedly : Parçalanmış bir şekilde. Ayrı bir şekilde. Darmadağınık bir şekilde. Bağlantısız bir şekilde. Kopuk bir şekilde. Ayrılmış bir biçimde. Bağlantısızca. Tutarsızca.

Joint agreement : Toplu sözleşme. Ortak sözleşme. İki ya da daha çok işveren ile iki ya da daha çok işçi sendikası, bir işverenle iki ve daha fazla işçi sendikası, iki ve daha çok işverenle bir işçi sendikası arasında imzalanan toplu sözleşme. Müşterek anlaşma. Müşterek sözleşme.

Joint action : Ortak eylem. Birleşik eylem. Müştereken ikame takip olunan dava. Müştereken ikame edilen olunan dava. İnsanların birbiriyle bağlantı içindeki davranışları.

Disjointedness : Bağlantısızlık. Uyumsuzluk. Bölük pörçüklük. Ayrı olma durumu. Bağsızlık. Düzensizlik. Parçalanmışlık. Tutarsızlık. Ayrılmışlık. Kopukluk.

İngilizce Jointed Türkçe anlamı, Jointed eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Jointed ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Chink : Şıkırdamak. Para. Metalik ses. Yarıkları doldurmak. Şangırdatmak. Yarık. Şıngırdatmak. Şangırdamak. Metalik ses çıkartmak.

Chapped : Pütür pütür. Çatlamış.

Incorporated : Anonim şirket. Katılmış. Tüzel kişilik kazanmış. Birleşmiş. Şirketleşmiş. Tüzel. Anonim.

Conflated : Birleşik (iki yazı vb). Bir araya getirmek. Birleşmiş. Bir noktada bağlamak.

Chinks : Şıkırtı. Şangırdatmak. Metalik ses çıkartmak. Yarıkları doldurmak. Şıkırdamak. Metalik ses. Temiz para. Para. Şangırdamak.

 

Confederate : Birleştirmek. Birleşmek. Konfederasyona bağlı kimse. Konfedere. Hempa. İttifak etmek. İttifak olmak. Suçortağı. Suç ortağı.

Breakages : Kırılan şeylerin tutarı. Kırık. Kırık parça. Kopma. Kırılma tazminatı. Kırma. Kırılma.

Articulatory : Parçalara bölünmüş (fonatik).

Funded : Finanse edilmiş. Para sağlanmış. Finanse edilen. Mali anlamda desteklenen. Para ile desteklenmiş.

Jointed synonyms : adjunctive, chip, articulate, battiest, hinged, bent, consolidated, coalesced, conflate, combinate, conflates, crannied, barmy, assoc, chinking, joined, conjoint, battier, breakage, combined, double jointed, fissured, lax, confederated, associated, compositive, coupled, articulated, chappie, cleavage, conjoined, chappy, collaborative.

Jointed zıt anlamlı kelimeler, Jointed kelime anlamı

Unarticulated : Tutarlı bir şekilde belirtilmeyen. Açık olmayan. Boğumsuz. Muğlak. Kolayca anlaşılmayan. Eklemsiz. Mafsalsız. Belirsiz.

Tense : Çekmek. Stresli. Stres içinde. Gerilmiş. Zaman. Gergin. Sıkı. Germek. Çekimli fiilin karşıladığı kılış veya oluşun içinde geçtiği zaman dilimi: şimdiki zaman, geçmiş zaman, gelecek zaman, geniş zaman vb. fiildeki zaman basit zaman ve birleşik zaman olarak ikiye ayrılır: yazıyor, yazdı, yazacak, yazmış, yazdıydı, yazıyormuş, yazsa, yazmalı, evdeydi vb. || — sen söyle allahını seversen, dedi, bir çocuk ötekine maymun türk mü demiş ne.. o da ona taş atmış. sen tafsilatını daha iyi bilirsin. inzibat meclisleri toplanacakmış. gençlerimiz burada hitabeler irade ediyorlar. taş atan çocuğun kovulmasına rey verenler(...) nasıl dedi bakayım? eşekmişler amma türk de değilmişler onu konuşuyorduk (p. safa, biz insanlar, s. 48) vb. ayrıntı için bk. basit zaman, birleşik zaman.

Jointed ingilizce tanımı, definition of Jointed

Jointed kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Jointed structure. Knotty. Full of nodes. As, a jointed doll. Articulated. Having joints.