Küll nedir, Küll ne demek

Küll; Hukuk alanında kullanılan bir terimdir.

Hukuk terimi olarak sözlük anlamı:

tüm.

Küll ile ilgili Cümleler

  • O öldükten sonra küllerinin okyanusa atılmasını istedi.
  • Bu iddia külliyen yalandır.
  • Tatoeba külliyatındaki tüm cümleleri, dil eğitimi için doğru ve uygun saymak tehlikelidir.
  • Tatoeba külliyatında niçin Mustafa ve Mary isimleri sıklıkla kullanılır merak ediyorum.
  • Küllerimi savur havaya olur mu?
  • Ali ne bulabileceğini görmek için külleri karıştırdı.
  • Az önce söylediklerim külliyen yalandı.
  • Ali Mary'nin önüne bir küllük koydu.
  • Küllerimi savur denize olur mu?
  • Yanardağ külleri şehri kapladı.
  • hangisini oynayalım leyla ile mecnunu mu oedipus'u mu yoksa küllerinden doğan anka kuşunu mu?
  • “İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu ...”
  • Ali külliyen yalan söylüyordu.
  • Küllerimi savur toprağa olur mu?

Küll ile ilgili Atasözü veya Deyim

hallenip küllenmek : kendi imkânlarıyla iyi kötü geçinip gitmek, kendi yağıyla kavrulmak.

içinin ateşi küllenmek : sıkıntıdan kurtulmak.

Küll anlamı, tanımı

Buğday küllemesi : Ekin yapraklarında görülen asalak mantar hastalığı

Küll teşkil eden eşya : Nesne bütünlüğü (Sachgesamtheit) (karşıtı : hak bütünlüğü = Rechtsgesamtheit).

 

Küllah : Külah.

Külle : Tandırdaki ateşin yanmasını sağlayan hava deliği. Hayvanın başı ile vuruşu, tos. Yaz mevsiminde evlerin damına dört direk çakıp çevresine kumaş sararak yatılan yer. Uçan çekirge. Tandırın hava deliği. Mutbak ocaklarında bulunan ön havalandırma deliği. (Yenikent Aksaray Niğde).

Külleme mantarları : Çok geniş bir bitki topluluğu üstünde küileme etkeni olarak gelişen asklımantarlar familyası.

Küllendirme : Küllendirmek işi.

Küllendirmek : Küllenme işini yaptırmak.

Külleşi : Yumurta.

Külleştirme : Yanabilen radyoaktif maddeleri yakarak, hacimce küçültüp kül hâline getirme.

Külli halef : Tümel ardıl.

Külli halefiyyet : Tümel ardıllık.

Külli intikal : Tümel geçiş.

Külliyyat : Topgu.

Küllü küllü : Durmadan, sürekli: Küllü küllü öksürüyor.

Küllüce : Afyon ilinde, Başmakçı ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Bitlis ili, Kavakbaşı nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Bitlis kenti, Tatvan belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Erzincan şehri, Tercan belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Nevşehir şehrinde, Karahasanlı bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Küllüğün çok olsun : Kolay gelsin anlamında dilek.

Küllüh : Kül konan yer.

Küllük : Çöplük. Sigara külü silkelenen ve sigara söndürülen kap, tabla, kül tablası, sigara tablası. Banyo, kalorifer kazanıyla ve sobada küllerin döküldüğü yer veya kap. Kül ve süprüntü atılan yer, çöplük. Çöp tenekesi. Çamaşır yıkamak için içinde küllü su bulundurulan çukur. İçine küllü su konulan kırmızı topraktan yapılmış küp. Eğrelti otu. Ayakyolu, hela. Çevresi çalı ile sarılarak kış için saklanan saman yığını. Harman kaldırıldıktan sonra yerde kalan tahıl, saman ve benzerleri kalıntılar. Kuluçka : Sizin tavuk küllük oldu. Ateş küreği. Çift sabanı. Dağın en yüksek tepesi, doruk. İnsanın oturduğu, yaşadığı yer, çevre, mahalle. Teneke su kabı. Temizlikte kullanılan suların konulduğu ağzı geniş, toprak testi. Kül, çöp, süprüntü atılan yer, çöplük. Samanlık. Geleneksel kadın giyiminde başa vurulan fes. Kazan ve sobada küllerin döküldüğü yer. Gübre ve kül çöplüğü. (Körküler Yalvaç Isparta). Bacadan düşen pisliklerin içinde biriktiği duvar içindeki teneke kuytu. (Aksara Niğde). Saflık. Elâzığ ili, Hankendi nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Iğdır kenti, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

 

Küllük kapağı : Soba ve kazanda küllerin toplandığı yerin kapağı.

Küllük kirişi : Ahşap yapılarda binanın bütün yükünü çeken orta direk.

Küllükara : Bir çeşit kara üzüm.

Küllüm : Miskin, dağınık, pasaklı.

Küllümağara : Malatya şehri, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Küllüyh : Kül ve süprüntü atılan yer, çöplük. Köylerde kanalizasyona bağlı olmayan ve tandır küllerinin örtü maddesi olarak döküldüğü Apteshane.

Külleme : Küllemek işi. Bir mantarın yaptığı bağ hastalığı.

Küllemek : Genellikle ateşin üzerini külle örtmek. Bir acıyı, bir sıkıntıyı unutturmak.

Külleniş : Küllenme işi.

Küllenme : Küllenmek işi.

Küllenmek : Genellikle ateşin üzerinde kül oluşmak. Bir acı, bir sıkıntı, bir olay unutulur gibi olmak.

Külli : Bütüne ve genele ilişkin. Tümel.

Külliyat : Bir yazarın bütün eserlerini içeren dizi.

Külliye : Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, hastane vb. yapıların bütünü.

Külliyen : Bütünüyle, tamamıyla, tamamen.

Külliyet : Bütünlük, tümlük. Çokluk, bolluk.

Külliyetli : Pek çok, bir hayli.

Küllü : İçinde veya üzerinde kül bulunan.

Küllü su : İçinde kül eritilip süzülerek elde edilen su.

Küllük ağzı : Külhanbeyi ağzı.

Diğer dillerde Külde soğutma anlamı nedir?

İngilizce'de Külde soğutma ne demek ? : ash cooling