Kalam nedir, Kalam ne demek

Teknik terim anlamı:

Üzerine iplik sarılan kamış parçası. (Güney İkizdere Rize).

Kalam ile ilgili Cümleler

  • Kalamayacağımı düşünüyorum.
  • Ali ciddi kalamadı.
  • Üç şey uzun süre gizli kalamaz: güneş, ay ve gerçek.
  • Kalamayacağına emin misin?
  • Ben çok daha uzun kalamam.
  • Sonsuza dek bana kızgın kalamazsın.
  • Burada daha fazla kalamayız.
  • Ali olmadan hayatta kalamazdım.
  • Neden seninle kalamıyorum?
  • Akşam yemeği için kalamam.
  • Neden Mustafa burada kalamıyor?
  • Burada bizimle kalamaz mısın?

Kalam tanımı, anlamı

Kala : Kaldığında

Kalam çözmek : Kalamdaki ipliği çözmek. (Güney İkizdere Rize).

Kalam etmek : Kalama iplik sarmak. (Güney İkizdere Rize).

Kalamak : Sobaya ya da ocağa odun koyup yakmak. Sobaya odunları yanacak biçimde yerleştirmek.

Kalamankozan : Öcü, gerçekdışı düşsel yaratık.

Kalamia : Kalamia latifolianın yaprakları, dağ defnesi, koyun defnesi.

Kalamistrum : Bazı örümceklerde metatarsus üzerindeki tarağa benzer yapı.

Kalamus : Kalem, kamış, yazı ucu.

Kalamus skriptoryus : Eşkenar dörtgen biçimindeki fossa rhomboidea'nın gerideki sivri köşesi.

Kalamar : Bir tür mürekkep balığı (Loligo vulgaris).

Kalamata : Bir tür etli ve büyük zeytin.

Kalamata zeytini : Kalamata.

Kalamazo : Banka, ticarethane vb. yerlerde kullanılan ve cilt kapakları özel bir düzen ve anahtarla gevşetilip sıkıştırılabilen defter.

 

Kalamin : Doğada az bulunan, güç işlenen, hidratlı çinko silikat. Havada, yüksek ısıda işlenen metal parçaların yüzeyinde oluşan oksit katmanı.

Kalamit : Amfibol cinsinden bir mineral türü. İlk Çağ ağaç taşılı.

İkizdere : Rize iline bağlı ilçelerden biri.

Üzerine : Üstüne. -den daha üstün. -den dolayı. -den sonra. Hakkında.

Güney : Solunu doğuya, sağını batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, cenup, kuzey karşıtı. Denizli iline bağlı ilçelerden biri. Lodos. Güneş gören yer.

Parça : Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan ya da artakalan şey. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Nesne. Tane. Güzel, alımlı kız veya kadın. Müzik eseri. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Pasaj.

Üzeri : Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı. Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz. Vücut, beden. Artan, geriye kalan bölüm. Bir şeyin dış yüzü, yüzey.

Diğer dillerde Kalakbaşlılar anlamı nedir?

İngilizce'de Kalakbaşlılar ne demek ? : rhynchocephalous