Kayıp nedir, Kayıp ne demek

Kayıp; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Kayıp" ile ilgili cümle

  • "Yarıştan kazançlı çıkmak için hasmının kayıplarına karşı duyarsız kalmak zorunludur." - İ. Özel
  • "Ben dünyadan bihaber bir çocuğum / Kayıp zıpzıplarımı arıyorum" - C. S. Tarancı

İngilizce'de Kayıp ne demek? Kayıp ingilizcesi nedir?:

missing

Kayıp hakkında bilgiler

Kayıp değer ile ilişkili bir kavram olarak müşteri gözünde bir ürün ya da hizmetten faydalanmak için vazgeçilmesi gerekenler bütünüdür. Kayıp kavramının içeriği maddi ve maddi olmayan öğelerden oluşur. Maddi öğeler daha çok fiyat gibi kavramları ifade ederken maddi olmayan öğeler ise hizmet ya da ürüne ulaşılmak için harcanması gereken emek, zaman ve enerji olarak ifade edilebilir.

Kayıp ile ilgili Cümleler

  • Kayıp.
  • Ali üç haftadır kayıp.
  • Kayıp 100 dolara ulaştı.
  • Saddam Hüseyin kayıplara karışmıştı.
  • Ali üç aydır kayıp.
  • Kayıp anahtar için odayı aradı.
  • Kayıp bir köpeği kim buldu?
  • Ben kayıp cüzdanımı buldum.
  • Kayıp anahtarları ararken odayı dağıttı.
  • Kayıp 1,000,000 dolara ulaştı.
  • Tom, kız kardeşinin kayıp olduğunu bildirdi.
  • Kayıp 2,000,000 dolara ulaştı.
  • Ali ne kadar süredir kayıp?
  • Fırtınadan dolayı kayıp çocuğu arayamadık.
 

Kayıp anlamı, tanımı:

Kayıp vermek : Ulus, toplum, kuruluş vb. değerli bireylerini yitirmek.

Kayıplara karışmak : Bulunduğu yerden ayrılıp gitmek, gittiği yeri bildirmemek, görünmez olmak.

Kaybedilmek : Kaybetme işi yapılmak.

Kaybetmek : Yenik düşmek, yenilmek. Yitirmek.

Kaybolmak : Görünür olmaktan çıkmak, görünmez olmak. Yitmek.

Ağır kayıp : Büyük maddi zarar. Savaş, deprem, sel vb. doğal afetlerde can ve mal açısından uğranılan büyük kayıp.

Bellek kaybı : Bellek yitimi.

Bilinç kaybı : Sinir sistemindeki bir arıza sebebiyle bilincin yitirilmesi.

Hafıza kaybı : Bellek yitimi.

İrade kaybı : İrade yitimi.

Su kaybı : Vücutta ateş, ishal vb. sebeplerle suyun kaybolması.

Kaybolma : Kaybolmak işi.

Yitme : Yitmek işi.

Yitim : Kayıp.

Yitik : Kaybedilmiş, yitirilmiş. Kayıp olan şey.

Zayi : Yok olmuş, elden çıkmış, mahvolmuş. İşe yaramayan, yararsız, boş. Kayıp. Kaybolma, yitme.

Değer : Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse.

İlişkili : İlişkisi olan.

Şey : Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz. Nesne, madde.

Kayıpmak : Kaymak. Kaymak. Dayanağını yitirmek. Kaçmak: Mapustan kayıptı gitti.

 

Kayıpmek : Kaymak

Kayıptırmak : İstemeden gaz çıkarmak, yellenmek. Ağzından söz kaçırmak. Bir şeyi çekerek kaydırmak.

Diğer dillerde Kayıp anlamı nedir?

İngilizce'de Kayıp ne demek? : adj. lost, missing, gone

n. loss, decrement, forfeit, sacrifice

Fransızca'da Kayıp : perdu/e

Almanca'da Kayıp : n. Ausfall, Einbuße, Verlust

adj. abgängig, futsch, kapores, überfällig, verloren

adv. abhanden

Rusça'da Kayıp : n. потеря (F), пропажа (F)