Kurnaz nedir, Kurnaz ne demek

Kurnaz; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır. kökeni farsça dilinden gelmektedir.

"Kurnaz" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Kurnaz Ünal, böyle vakitsiz gelişinden pirelendiğini anlamıştı." - O. Kemal

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Amasya ili, Suluova ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Kurnaz kısaca anlamı, tanımı:

Kurna : Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş veya plastik tekne.

Kurnazca : Kurnaza yakışır. (kurna'zca) Kurnaz bir biçimde, kandırarak, aldatarak, kurnazcasına.

Kurnazlaşma : Kurnazlaşmak işi.

Kurnazlaşmak : Kurnazca davranmak, kurnazlık etmek.

Kurnazlık : Kurnaz olma durumu. Kurnazca iş.

Kurnazlık etmek : Kurnazlaşmak.

Kasaba kurnazlığı : Kendi çıkarı için edinebildiği basit bilgi ve az deneyimle başkalarını aldatma işi, köylü kurnazlığı.

Köylü kurnazlığı : Kasaba kurnazlığı.

Şark kurnazlığı : Doğu dünyasının anlayış, görgü ve davranış gibi özellikleri çerçevesinde zamana yayma, boşvermişlik, neme lazımcılık içeren uzun vadeli planlar yaparak bir işte karşı taraftan istediğini elde etme işi.

 

Kola : Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta. Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı. Kolalama. Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki (Cola acuminata). Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir maddeyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılmış olan içecek.

Kanma : Kanmak işi.

Kandırma : Kandırmak işi.

Ufak : Yaşça daha küçük olan. Kısa bir süre. Önemsiz, çok az. Boyutları normalden küçük. Makam, derece bakımından geri olan.

Tefe : Dokuma tezgâhında tarağı tutan ağaç veya metal parça.

Oyun : Müzik eşliğinde yapılmış olan hareketlerin bütünü. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç. Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi. Kumar. Güreşte rakibini yenmek için yapılmış olan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket. Hile, düzen, desise, entrika. Şaşkınlık uyandırıcı hüner.

Erişme : Erişmek işi.

Kurnazcasına : Kurnazca.

Kurnazlanmak : Kendini kurnaz göstermek

Kurnaz ile ilgili Cümleler

  • Onlar ticarette kurnaz.
  • Ali gerçekten kurnaz, değil mi?
  • Ali çok kurnaz bir adam.
  • Kurnaz ol ama bana uygulamaya kalkma!
  • Almanlar çok kurnaz.
  • Ali kurnaz bir şaka düşündü.
  • Tom'u kurnazlıkla yendim.
  • Kurnaz biridir.
  • Sen gerçekten kurnazsın.
 

Diğer dillerde Kurnaz anlamı nedir?

İngilizce'de Kurnaz ne demek? : adj. cunning, shrewd, astute, tricky, artful, crafty, arch, cagey, calculating, canny, cattish, catty, cute, designing, dodgy, downy, feline, foxy, hard boiled, heady, knowing, leery, politic, quirky, roguish, serpentine, sharp, shifty, slick, slim

n. wheeler dealer, coon, dodger, weasel, sly old fox, wise guy, fox, slyboots

Fransızca'da Kurnaz : astucieux/euse, cauteleux/euse, fin/e, finaud/e, fripon/ne, futé/e, habile, roué/e, rusé/e, subtil/e

Almanca'da Kurnaz : n. Geselle, Luchs

adj. diplomatisch, gerieben, gerissen, geschickt, gewieft, gewitzt, klug, listenreich, pfiffig, schlau, verschlagen, verschmitzt

Rusça'da Kurnaz : n. хитрец (M), плут (M)

adj. хитрый, лукавый