Lezzet nedir, Lezzet ne demek
Lezzet; kökeni arapça dilinden gelmektedir.
"Lezzet" ile ilgili cümleler
- "Tekrar odaya dönse bu kaynağın suyunda umduğu lezzeti tekrar bulabilecek miydi?" - Y. K. Karaosmanoğlu
- "Ona da dinlenmek gibi bir lezzet yetişir." - A. Rasim
Lezzet anlamı, tanımı:
Lezzet almak : Hoşlanmak.
Lezzetini çıkarmak : Tadını çıkarmak.
Lezzetlendirmek : Tat vermek, lezzetlenmesini sağlamak.
Lezzetlenme : Lezzetlenmek işi.
Lezzetlenmek : İyi bir tat kazanmak, tat verilmek, lezzetli bir duruma gelmek.
Lezzetli : Zevkli, haz dolu. Tadı güzel.
Lezzetlilik : Lezzetli olma durumu.
Lezzetsiz : Tadı güzel olmayan, tatsız.
Lezzetsizlik : Tatsız olma durumu.
Zevk : Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz. Tat, lezzet. Eğlence. Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni.
Ağız : Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Uç, kenar. Üslup, ifade biçimi. Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü.
Yoluyla : Bir şeye göre, bir şeye uygun olarak. Aracılığıyla. Yöntemiyle, usulüne uygun olarak.
Tat : Canlıların besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum. Hazar Denizi kıyısında, İran Azerbaycanı sınırında yaşayan, İran soyundan olan bir topluluğun adı. Hoşa giden durum, lezzet, zevk. Tatlılık. Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap veya İranlılar. Dilsiz.
Lezzet maddeleri : Yemin lezzetliliğini veya tüketimini artırmak amacıyla bazen yemlere katılan, melas, anason tohumu, kırmızı biber, zencefil, şeker, yosun, keçiboynuzu meyvesi gibi maddeler.
Lezzetlendirme : Lezzetlendirmek işi.
Lezzetli yem : Hayvana hoş geldiği için severek yenilen yemler.
Lezzet ile ilgili Cümleler
- Hiçbir şey lezzetli bir yemekten daha iyi olmaz.
- Lezzetler farklıdır.
- Lezzetli akşam yemeği için sana teşekkür ederim.
- O kek lezzetliydi.
- Lezzetli görünümlü yiyecek zorunlu olarak iyi tat vermez.
- Kurabiyeler lezzetliydi.
- Lezzetli görünüyor.
- Piliç lezzetliydi.
- Lezzetli bir şey yemek istiyorum.
- Lezzetli birşeyler yemek istiyorum.
- Lezzetli görünüyor. Sanırım biraz deneyeceğim.
- Bu yemek gerçekten lezzetli.
- Pastayı henüz denemediysen, denemelisin. Gerçekten lezzetli.
- Bol yağda kızartılmış gıda lezzetlidir.
Diğer dillerde Lezzet anlamı nedir?
İngilizce'de Lezzet ne demek? : n. taste, flavor, flavour [Brit.], good taste, savour [Brit.], relish, daintiness, lusciousness, salt, sapidity, sauce, savor, savoriness, savouriness [Brit.], smack, zest
Fransızca'da Lezzet : délicatesse [la], goût [le], saveur [la]
Almanca'da Lezzet : n. Gaumen, Schmackhaftigkeit, Wohlgeschmack
Rusça'da Lezzet : n. вкус (M), смак (M), услада (F), удовольствие (N)
Bu kısımda Lezzet nedir? Lezzet ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Lezzet tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Lezzet hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.