Limit equivalent conductance türkçesi Limit equivalent conductance nedir

  • Kimya alanında kullanılır.
  • Seyreltmeyle değişmeyen en büyük iletkenlik değeri.
  • Sınır eşdeğer iletkenlik.

Limit equivalent conductance ingilizcede ne demek, Limit equivalent conductance nerede nasıl kullanılır?

Limit : Son sınır. sorumluluk sınırı. en çok eder. saygınlık sınırı. bir niceliğin, hiçbir zaman erişemeden atlamasız olarak yaklaştığı başka nicelik. Olaylar ve süreçlerde kimi niteliklerin ulaşacağı düşünülen son nicellik değeri. (ing. boundary) evreleri birbirinden ayıran yüzey. Daraltmak. Limitlemek. Limit koymak. Sürekli, sonsuz bir değişmenin en son varacağı yer. Bir f (x) işlevinin x değişkeni bir a değerine yaklaştığı sırada işlevin vardığı sınır değer. Sınırlama getirmek. Belirlemek. Tahdit etmek.

Equivalent : Karşılık. Bedel. Bir gram hidrojenin yerini alabilecek ya da onunla birleşebilecek öğenin gram olarak ağırlığı. Karşılığı. Eşdeğer. Tekabül. Eşdeğer ağırlık. Muadil. Eşit. Bilgisayar, fizik, kimya alanlarında kullanılır.

Conductance : Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Elektriksel direncin tersi; iletim yetisi. bir gerilini bayırlığına tutulan bir özdeğin akım geçirebilme özelliği. İsal. Isı, elektrik vb. erke türlerinin bir yerden başka bir yere aktarılabilme yeteneği. İletme. Kondüktans. Nakil kabiliyeti. İletkenlik. İsale. Geçirgenlik.

 

Equivalent conductance : Aralarındaki uzaklık 1 cm. olan ve yüzeyleri yeterince büyük iki elektrot arasında bulunan bir eşdeğer-gram elektrolitin iletkenliği. Eşdeğer iletkenlik.

İngilizce Limit equivalent conductance Türkçe anlamı, Limit equivalent conductance eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Limit equivalent conductance ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Alabaster : Alçı taşı. Sumermeri. Caso4. 2 h2o; 120°c'a dek ısıtılınca suyunun 3/4'ünü yitirerek alçıya dönüşen ak renkli yumuşak mineral. Sumermeri kaymaktaşından. Su mermerinden yapılan. Albatr. Kaymaktaşı. Kaymaktaşından yapılan. Su mermeri.

Acid radical : Bir ya da daha fazla hidrojen iyonları kaybından yaratılan kökçe. Bir asit molekülünün, yükünleştiğinde protonlarından ayrılan ve tepkimelerde tek bir parça gibi davranan no3-, so24 gibi, eski yüklü parçası. Bir asidin negatif parçası. Asit kökü. Asidik hidrojeni ayrıldıktan sonra kalan asit molekül kalıntısı.

Acid salt : Bileşimindeki asit hidrojenlerinin bir bölümü metallerle yer değiştirmemiş olan tuz. örn. sodyum bikarbonat (nahco3). Asit tuz. Asit tuzu. Aynı zamanda asit olan tuz. Sodyum klorit.

Acidimetry : Asidimetri. Asitimetre. Asidimetre. Bir asidin etkisinin ölçüldüğü süreç. Asit ölçümü. Bir asitli çözeltiyi, ölçün baz çözeltisiyle tepkimeye sokarak asitlik derecesini belirleme yöntemi. Asitölçüm. Asit ölçme.

Alcoholometry : Alkolometri. Alkolölçüm. Alkol ölçüm. Bir içkide saf alkol seviyesini ölçme ve doğrulama yöntemi. Alkollü bir çözelti içinde yoğunluk ölçülmesi yoluyla alkol niceliğini belirleme yöntemi.

 

Acier inoxydable : Krom, nikel gibi uygun metallerin katkısıyla havanın, nemin ve pek çok kimyasal özdeğin etkisine karşı dayancı artırılmış olan çelik türü. Paslanmaz çelik.

Active metals : Aktif metaller. Demir, çinko gibi ölçün elektrot potansiyelleri hidrojeninkinden daha düşük olan metaller. Etkin metaller.

Additive properties : Bir dizgede birim ya da kesimlerdekilerin toplanmasıyla belirlenen kütle, erke gibi özellikler. Eklenik özellikler.

Additive : Çoğalan. Ek katkı. Katkı maddesi. Toplamsal. Eklenecek. Toplanır. Katkı. Katık. Katılan kimyasal madde.

Aliphatic compounds : Düz ya da dallanmış karbon iskeletinden türemiş olan hidrokarbonlar sınıfı. örn. Alifatik bileşikler.

Limit equivalent conductance synonyms : activated coal, active passive metal, alcohols, alicyclic compounds, aliphatic saturated compounds, aldehydes.