Lowers türkçesi Lowers nedir

Lowers ile ilgili cümleler

English: A person who likes flowers can't be evil.
Turkish: Çiçekleri seven adam kötü olamaz.

English: Ali and Mary picked some wildflowers by the river.
Turkish: Ali ve Mary nehrin yanında birkaç kır çiçeği topladı.

English: Ali asked Mary to water the flowers in his garden while he was gone.
Turkish: Ali uzaktayken, Mary'den bahçesindeki çiçekleri sulamasını istedi.

English: A gentleman should buy his girlfriend flowers.
Turkish: Bir beyefendi kız arkadaşına çiçekler almalı.

English: Ali and Mary gave their mother flowers on Mother's Day.
Turkish: Ali ve Mary Anneler gününde annelerine çiçekler verdiler.

Lowers ingilizcede ne demek, Lowers nerede nasıl kullanılır?

April showers bring may flowers : Çarşambanın gelişi perşembeden bellidir. Çarşambanın gelişi perşembeden belli olur. Nisan yağmurları mayıs çiçeklerini getirir.

Arrange flowers : Çiçek aranjmanı yapmak.

Artificial flowers : İnsan eliyle yapılmış çiçek. Yapay çiçek. Plastik veya kumaştan yapılmış sahte çiçek. Yapma çiçek.

Blowers : Vantilatör. Üfleyici. Körük. Havalandırma. Telefon.

 

Cauliflowers : Karnıbahar. Karnabahar. Karnabit.

Gather flowers : Çiçek koparmak. Çiçek toplamak.

Flowers of sulphur : Kükürt çiçekleri. Kükürtçiçeği. Kükürt çiçeği.

Flowers : Süblimleştirilmiş ilaç. (kimya) süblimleştirme işleminden sonra mineral madde olan ince toz. Çiçekler.

Cornflowers : Mavi peygamberçiçeği. Peygamber çiçeği. Mavikantaron. Mavi kantaron. Peygamberçiçeği. Belemir.

Dayflowers : Gün çiçek. Bir bitki türü.

İngilizce Lowers Türkçe anlamı, Lowers eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Lowers ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bedimmed : Kararmış hale getirilmiş. Karartılmış. Donuklaştırmak. Belirsizleştirmek.

Bash : Geçirmek. Hızla vurmak. Kuvvetle vurmak. Deneme. Şiddetle vurmak. Eğlence. Sert vuruş. Sertçe vurmak. Çarpmak.

Let down : Hayal kırıklığına uğratmak. Sütün alveollerden meme başı boşluğuna indirilmesi. Boşa çıkarmak. Beklentileri boşa çıkarmak. Yüzüstü bırakmak. Atlatmak. Kandırmak. Rezil etmek. Boyunu uzatmak.

Fallen out : Dökülmek. Ortaya çıkmak. Dışarıya çıkmak. Bozuşmak. Sıradan çıkmak. Külahları değişmek. Kavga etmek.

Make face : Surat etmek.

Derogate : İhlal etmek. Bozmak. Azaltmak. Küçümsemek. Küçülmek. Karşı. Almak. Alçalmak. Eksiltmek.

Clouted : İndirmek (argo terim). Paçavra. Torpil. Prestij. Darbe. Etki. Patlatmak. Güç. Nüfuz.

Belows : Altta. Altında. Aşağıda. Alttaki. Aşağı. Aşağıdaki. Alttan. Düşük rütbede. Aşağıdan.

Bedimming : Donuklaştırmak. Belirsizleştirmek.

Curtail : Engellemek. Kısaltmak. Kesmek. Kısmak. Kısa kesmek. Kısıntı yapmak. Azaltmak.

 

Lowers synonyms : deflate, beclouds, frown, depresses, bastardise, cheapen, devalue, abases, base, nether, bastardizes, fallen away, make a face, diminish, beclouded, becloud, incline, bring into contempt, bashed, frowned, degrades, be in the sulks, deflates, have the pouts, beclouding, fall away, curtailing, diminishes, decay, clouts, debases, reef, bases.

Lowers zıt anlamlı kelimeler, Lowers kelime anlamı

Rise : Doğma eylemi. Kalkmak. Açılmak. İyileşmek. Bilgisayar, uzay alanlarında kullanılır. Artmak. Yükseltmek. Doğmak. Ayyuka çıkmak. Artış.

Ascend : Yükselmek. Ağmak. Ziyadeleşmek. Tırmanmak. Çıkmak (tahta). Tahta çıkmak. Pesten tize geçmek (müzik terimi). Yukarı çıkmak. Çıkmak. Artmak.

Raise : Kaldırmak (yukarı). Çıkıntı. Yükselme. Yetiştirmek. İnşa etmek. Yukarı kaldırmak. Büyütmek (çocuk). Yükseltmek. Bir araya getirmek. Kaldırmak.

Lowers antonyms : uninterestingness, unpersuasiveness, powerlessness, powerful, powerless, ineffectiveness.