Küçültmek nedir, Küçültmek ne demek

  • Büyükken daha küçük duruma getirmek.
  • Yaşını gizleyerek küçük göstermek
  • Değerini ve onurunu azaltmak.

"Küçültmek" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Adamcağızı küçülten, küçük düşürmek isteyen numara anlaşılmıyor." - T. Buğra
  • "Lokmasını bir iki kez çiğneyerek küçülttü." - N. Cumalı

Bilgisayar Terimi olarak kelime anlamı:

[Bakınız: uzaklaştırmak]

İngilizce'de Küçültmek ne demek? Küçültmek ingilizcesi nedir?:

minimize, reduce, shrink

Küçültmek kısaca anlamı, tanımı:

Küçültme : Küçültmek işi, tasgir. Bir şeyin küçüğünü gösteren söz biçimi.

Vites küçültmek : Aracın hızını azaltmak için daha düşük vitese geçmek. işleri yavaşlatmak.

Büyük : Üstün niteliği olan. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Niceliği çok olan. Önemli. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Büyük abdest. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş.

Küçük : Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Niteliği aşağı olan, bayağı. Değersiz, önemsiz. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Yaşı daha az olan. Geri aşamada. Küçük abdest. Niceliği az olan. Kısık, parlak olmayan (ses).

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.

 

Getirmek : Gelmesini sağlamak. Bir makama atamak veya seçmek. Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar. İletmek, bildirmek. Sağlamak. Erişmek veya eriştiğini sanmak. Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak. Sebep olmak, ortaya çıkarmak. İleri sürmek.

Göstermek : Kanıtla inandırmak. Herhangi bir biçimde değerlendirmeye yol açmak. Sert bir biçimde karşılık vermek. Belirtmek, anlatmak. Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak. Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek. Güzelliğini ortaya çıkarmak, temsil etmek. Yapmasını söylemek, görevlendirmek. Bir şeyin etkisi altında tutulmak. Öğretmek, açıklamak. Etmek. Görünmek, benzemek.

Değer : Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet.

Onur : Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar. İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis.

Daha : Kendisinden sonra üçüncü kişi iyelik eki alan bir sıfatla birlikte sözü edilen konuda en önemli durumu belirtmek için kullanılan bir söz. Bunun dışında. Henüz. Var olana, elde bulunana ek olarak.

 

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

Azaltmak : Eskisinden az bir duruma getirmek. Etkisini yitirmesine sebep olmak, hafifletmek. Az denecek bir miktara indirmek.

Diğer dillerde Küçültmek anlamı nedir?

İngilizce'de Küçültmek ne demek? : v. miniaturize, make smaller, diminish, reduce, minimize, belittle, lower, decrease, lessen, abase, derogate, dispraise, minify, shrink

Fransızca'da Küçültmek : rapetisser, atténuer, amenuiser, amoindrir, avilir, contracter, réduire

Almanca'da Küçültmek : v. abbauen, beeinträchtigen, entwürdigen, schmälern, untertreiben, verkleinern

Rusça'da Küçültmek : v. уменьшать, убавлять, принижать, унижать, уменьшить, убавить, принизить, унизить