Morbidity rates türkçesi Morbidity rates nedir

  • Hastalık oranları.
  • Hastalık hızı.
  • Bir toplum nüfusunda belli bir zamanda değişik hastalıkların ortaya çıkma sıklığı.
  • Sosyoloji alanında kullanılır.

Morbidity rates ingilizcede ne demek, Morbidity rates nerede nasıl kullanılır?

Morbidity : Hastalık. Hastalık gösterme hali. bir sürü içinde hastalığa yakalananların sağlamlara oranının yüzde veya binde ifadesi. Ölüm oranı. Marazilik. Hasta olma hali. Morbidite. Belirli bir bölgede belirli bir hastalığın nispi sıklığı. Ölüm haddi. Hastalıklılık.

Rates : Layık olmak. Fiyat listesi. Bedeller. Saymak. Addetmek. Değer biçmek. Hak etmek. Fırça atmak. Sayılmak. Fiyat belirlemek.

Accelerates : Özendirmek. Hızlandırmak. Canlandırmak. Hızlanmak. Hız kazanmak. Hız vermek. Süratini artırmak. İvme kazandırmak. İvmek. İvme vermek.

Administrates : İdare etmek. Yönetmek.

Adulterates : Karıştırmak. Hileli. Bozmak. İçine yabancı madde katmak. Yabancı madde katmak. Karışık. Yabancı madde karıştırarak. Hile katmak. Değerini düşürmek. Saflığını bozmak.

Adumbrates : Taslağını çizmek. Sezdirmek. Kinayeli kinayeli konuşmak. Anıştırmak. Hissettirmek. Dokundurmak. İma etmek.

İngilizce Morbidity rates Türkçe anlamı, Morbidity rates eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Morbidity rates ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Aesthetical ideal : Güzelduyusal ülkü. Belli bir kümenin, bir halkın kendine özgü sanatsal tasarımlarında yansıyan ve bireyin fiziksel, tinsel yeteneklerinin belli somut tarihsel koşullar altında gerçekleşebilecek özgür, tam ve her yönde uyumlu gelişmesine ilişkin olan ülkü.

Adjustment in marriage : Evlilikte uyum. Eşlerden her birinin öbürü ile birlikte uyumlu bir aile yaşamı oluşturup sürdürme yeterliği.

Adaptive behavior : Uyumcu davranış. Uyarlamacı davranış. Uyumlayıcı davranış. Bireyin çevreyle uyum ilişkileri geliştirmesine yarayan ya da toplumsal düzgülere uygun düşen davranış. Bireyin doğal ve toplumsal çevresinin gereklerine uyacak biçimde davranması. Adaptif davranış.

Affection : Duygusal yakınlık. Sevgi. Anlık süreçlerinin dışında kalan ve insanın toplumsal kümesi içindeki davranışı üzerinde istençli denetimini ortadan kaldıran kısa süreli duygusal tepkiler (kızgınlık, korku vb.) gösterme durumu. Şefkat. Duygulanım. Eğilim. Etkileme. Muhabbet. Hastalık.

Acclimatation : İklimuyum. Toplumsal kümelerin, dirimbilimsel bakımdan yeni bir ortamın iklim koşullarına uyum sağlaması süreci.

Agnation : Akrabalık. Akrabalık (baba tarafından). Baba tarafından akrabalık. Soydaşlık. Bir ailede baba ve erkek üyeler yoluyla oluşan kan yakınlığı. bu tür yakınlıktan oluşan yakınlık kümesi. Akrabalık (baba taraf.). Hısımlık.

All round development of individual : Tümsel gelişim. Bireyde tinsel niteliklerin, aktöresel arılığın ve fiziksel yetkinliğin uyumlu gelişimi.

 

Age grade : Üyeleri, çoğunlukla da erkek üyeleri belli ve aşama-sırah yaş kümelerine ayrılan toplumlarda belli bir yaşa ulaşmış olan bireylerin oluşturduğu dirimbilimsel toplumsal katman. Yaş katmanı.

Age group : Yaş kümesi. Yaş öbeği. Üyeleri yaş ölçüsüne göre belirlenen toplumsal küme. Yaş grubu. Belli bir çoğanın yaşlara göre dağılımını göstermek ve sıklıkları değer aralıkları içinde dile getirmek üzere kullanılan alt-üst yaş sının belli aralık.

Acculturation : Kültürlenme ya da kültürel etkileşim. Bir kültürün ya da bir kültür öğesinin başka bir kültüre girmesi sonucu her ikisinin de değişmeye uğraması süreci. Ekinsel yozlaşma. Kültürel uyum. Kültürel etkileşim. Kültür etkileşimleri. Çevresindeki kültürü kabullenme. Bir toplumun ekinine, başka (özellikle daha gelişkin) toplum ya da toplumların ekininden kimi özdeksel ve tinsel öğelerin geçmesi ve o ekinin göreli bütünlüğünün bozularak tutarsızlaşması olayı ya da süreci. Kültürlenme.

Morbidity rates synonyms : abilities, aesthetic, achievement motive, agression, alienation, age distribution.